Site icon Londra Gazete

KKTC’de 2017’de 5 kadın cinayeti, 281 kadına şiddet

Kıbrıs Türk Tabipleri Başkanı Özlem Gürkut, bir halk sağlığı sorunu olan toplumsal şiddet, cinsiyete dayalı şiddet ve çocuk istismarı konularında toplumsal seferberlik ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Her 3 kadından birinin ev içi fiziksel şiddete maruz kaldığına işaret eden Gürkut, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin biran önce teşkilatlandırılması gerektiğini belirtti.

Gürkut, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin konuyla ilgili uzmanlar, örgütler, kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışmaya ve yürütülecek çalışmalarda üzerine düşen sorumluluğu alıp, öncülük etmeye hazır olduğunu kaydetti.

Yaptığı yazılı açıklamada, son zamanlarda gündeme gelen şiddet olayları ve kadın cinayetlerinin birçok kesimi harekete geçirdiğine işaret eden Gürkut, genelde toplumsal şiddet, özelde ise en çok kadına yönelik şiddet olarak karşımıza çıkan cinsiyete bağlı şiddetin yaşam kayıpları gibi istenmeyen sonuçlara yol açabilen halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı.

Toplumsal cinsiyet adaletsizliğine bağlı şiddet ve ev içi şiddet toplumların var olan potansiyellerini gerçekleştirmelerinin önünde bir engel olarak durduğunu ifade eden Gürkut, özellikle çocuklar ve kadınların ev içinde, okulda, sokakta ve iş hayatında, cinsel, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kaldığını belirtti.

Özlem Gürkut, bunun sonucunda kadınların toplumsal hayata etkin katılamadıkları, çocuklarına uyguladıkları şiddetin arttığı, sakatlık ve ölüme kadar çok kapsamlı istenmeyen olayların gerçekleştiğinin birçok araştırmada gösterildiğine işaret etti.

“HER 3 KADINDAN BİRİ EV İÇİ FİZİKSEL ŞİDDETE MARUZ KALIYOR”

Gürkut, Sosyal Hizmetler Dairesi’nin resmi verilerine göre 2017 yılında KKTC’de 281 kadının şiddet gördüğünü, 5 kadının ise cinayete kurban gitti.

KTTB Başkanı Gürkut şöyle devam etti:

“Toplumumuzda bu konuda yapılan araştırmalar her 3 kadından birinin ev içi fiziksel şiddete maruz kaldığını göstermiştir. Her türlü şiddet biçiminin temelinde kendini güçlü görenin güçsüz gördüğü üzerinde iktidar sağlama niyeti vardır. Kadınlara yönelik şiddet ise sadece iki kişi arasında yaşanan şahsi sorunlardan kaynaklanmayıp ayni zamanda ataerkinin sonucu olan bir politik sorundur. Ekonomik ve sosyal sorunlar ise bu politik sorunu körüklemektedir.”

Çağdaş sosyal refah devletlerinde, her vatandaşın, şiddetin her türlüsünden korunmasının, devletin yükümlülüğü olduğunu vurgulayan Gürkut, bizim ülkemizde devletin koruyucu, önleyici hizmetleri yeterince yerine getirmediğine dikkat çekildi.

“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DAİRESİ BİRAN ÖNCE TEŞKİLATLANDIRILMALI”

Gürkut şöyle devam etti:
“Şiddeti önleme merkezimiz olmadığı gibi, ev içi şiddeti önleme yasamız da yoktur. Ülkemizdeki tek kadın sığınma evi, Lefkoşa Türk Belediyesi tarafından açılmış ve sürekli olarak doludur.
Hastanelerimize sosyal hizmet uzmanı istihdamı yapılmamıştır ve acil servislere şiddete maruz kalarak başvuran birçok kadın ve çocuk, üzerlerindeki baskı nedeni ile başka sebepler öne sürdükleri için, kayıtlara geçmemekte, tıbbi ve psikiyatrik sosyal hizmet alamamaktadır. Şiddeti önlemek için, devlet, koruyucu, önleyici sosyal politikalar hayata geçirmelidir. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi biran önce teşkilatlandırılmalıdır. Okulların müfredatları, insan haklarına ve cinsiyet eşitliğine uygun hale getirilmeli, şiddeti, eşitsizliği ve ayrımcılığı körükleyen unsurlar ders içeriklerinden çıkartılmalıdır.
Basının bir kısmında kullanılan eril dilin değiştirilmesi için de eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Öfke kontrolünü sağlayamayan kişilerin de yardım alabileceği, şiddete maruz kalanların başvuracağı bir şiddeti önleme danışma merkezi açılmalıdır.” (HABERKIBRIS.COM)

Exit mobile version