BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Güvenlik Konseyi üyelerine dün gayrı resmî halinin dağıtıldığı, 2017’den bugüne kadarki dönemi kapsayan iyi niyet misyonuyla ilgili raporunda, tarafların nabzını tutmak üzere özel danışman göndereceğini açıkladığı haber verildi.
Alithia ve diğer gazeteler Guterres’in, danışmanının önümüzdeki haftalarda taraflarla yapacağı istişarelerde özlü bir prosedür için şartların olgunlaşıp olgunlaşmadığının resmen netleştirilmesine gönderme yaptığını yazdı.
Habere göre Guterres gözlemlerine raporunda şu ifadelerle yer verdi:
“Tarafların, Ada’da ortak bir süreç kaydetmek için sorumluluk ve kararlılıkla hareket etme olanağının varlığının devam ettiğine inanıyorum. Önümüzdeki dönemde taraflarla kapsamlı istişarelerde bunmak üzere BM’nin üst düzeyli bir yetkilisini göndermeyi hedefliyorum. İstişareler taraflara, Crans-Montana sonrasındaki düşüncelerinin sonuçlarını BM’ye aktararak şartların bu aşamada özlü bir prosedür için olgunlaşıp olgunlaşmadığının belirlenmesine yardımcı olmaları için daha resmi, yapılandırılmış ve detaylı bir kanal sağlayacaktır. Tarafları, bu uygulamanın önemini anlamaya ve fırsatı ona göre kullanmaya teşvik ediyorum.”
Şahsının gerek taraflara gerek garantör güçlere, gerekli siyasi iradeyle özlü müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduklarında BM’nin prosedürü destekleme iradesini sürekli ifade ettiğine dikkat çeken Guterres, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in görüşlerine de değindi.
Gazeteye göre Guterres raporunda Cumhurbaşkanı Akıncı’nın görüşlerine şu ifadelerle yer verdi:
“Beklemede olan ana meselelerin stratejik bir pakette çözülmesi için Crans-Montana’da önerdiğim 6 maddelik çerçeveye bağlılığını teyit etti. Ancak, ‘ucu açık’ müzakerelere katılmayacağını belirtti. Zamansal açıdan bağlayıcı, iyi yapılandırılmış ve sonuca odaklı müzakerelere katılmaya hazır olduğunu söyledi.”
Guterres, Anastasiadis’in görüşlerini aktarırken ise şu ifadeleri kullandı:
“Crans-Montana’da sunduğum çerçeve temelinde müzakerelere, Kıbrıs’la ilgili konferansın muhtemel tekrarlanmasına, mekik diplomasisi (shuttle diplomacy) da dahil iyi hazırlık yapılması şartıyla, hazır olduğuna dair beyan edilmiş tutumunu defalarca teyit etti. Ancak, Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde Türk tahrikleri devam ederken müzakereler olamayacağı izahında bulundu.”
Raporda garantör güçler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin tavrı anlatılırken “Türkiye, Crans-Montana sonucu ve geçmişin başarısızlıkları nedeniyle belirlenmiş parametreler temelinde çözüm bulunma olasılığını sorguladı; Yunanistan, Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi kararları ve Crans-Montana’da sunduğum çerçeve temelinde adil ve sürekli bir çözüm bulunmasına bağlılığını yineledi; İngiltere, kapsamlı hal çaresine güçlü destek ve bu hedefin başarılmasına katkı koymaya hazır olduğunu belirtti” denildi.
Guterres Çerçevesi hakkında liderlerin, hemen ertesi günlerde gösterdikleri tepkilere de yer verilen raporda “30 Nisan 2018 gayrı resmi görüşmesinden iki hafta sonda Sayın Akıncı ‘Kıbrıs Rum tarafı Guterres çerçevesini sunulduğu şekliyle, değiştirmeden kabule hazırsa, (çerçeveyi) stratejik anlaşma paketi olarak ilan edelim’ dedi. Sayın Anastasiadis 2 Mayıs 2018’deki yazılı açıklamasında ‘Sayın Akıncı, Guterres çerçevesini 4 Temmuz 2017’de sunulduğu gibi kabul ediyorsa, kendisi, öncelikle de Türkiye güvenlik, garantiler ve yabancı askerlerle ilgili maddelerini kabul edip etmediklerini netleştirsin’ cevabını verdi.”
Raporunda yer verdiği bu açıklamaların, taraflar arasında daha çok karşılıklı açıklama yapmalarını gündeme getirdiğini belirten Guterres’in “liderlerin, çerçevenin bazı maddelerine farklı yorumladıklarını ima ettiğini yazan gazete, üst düzeyli bir BM yetkilisini tarafların nabzını tutmak üzere görevlendirme hedefini de bu noktada ortaya koyduğunu bildirdi.
“30 HAZİRAN 2017’DE SUNDUĞUM…”
Habere göre Guterres “Taraflar müzakerelere yeniden başlamaya ortaklaşa karar verirlerse Crans-Montana’da 30 Haziran 2017’de sunduğum 6 maddelik çerçeve stratejik anlaşmaya varılması ve kapsamlı çözüme hazırlık hedefiyle müzakerelere zemin teşkil edebilir” vurgusunu yaptı, çerçevede yer alanları toprak, siyasi eşitlik, mülkiyet, eşit muamele, güvenlik ve garantiler olarak netleştirdi.
Enerji konulu gerilimlere de yer verdiği raporunda Kıbrıs’ın içerisinde ve etrafında bulunan doğal kaynaklardan her iki toplumun da faydalanması ve bu kaynakların, Kıbrıs sorununa sürdürülebilir bir çözüm bulunmasına güçlü bir teşvik olması gerektiği görüşünü dile getiren Guterres, liderlerin önceki müzakerelerinde birleşik bir Kıbrıs’ın doğal kaynaklarının gelecekteki federal devlete ait olacağında anlaştıklarını da hatırlattı.
Politis haberi “Çerçeve Hâlâ Zemin… BM Genel Sekreteri’nin İyi Niyet Misyonu Raporu Çok Dikkatli” başlığıyla verdi ve bir Rum diplomatik kaynağın, Genel Sekreter’in raporunun Guterres Çerçevesi’nin önemine de atıf yapılarak çok dikkatle yazıldığı yorumunu yaptığına dikkat çekti.
Guterres’in, prosedürün yeniden başlaması ve tamamlanmasının mümkün olup olmadığını değerlendirebilmek için tarafların tezlerini iletmek üzere geçici bir temsilci atamak niyetinde olduğuna dikkat çeken gazete “Çerçeve 30 Haziran’da sunuldu ve her iki lider de, zemin olarak kabul ettiğini beyan etti” ifadesini öne çıkardı.
Fileleftheros habere “Guterres Temsilci Gönderiyor… 30 Haziran 2017 Tarihli ‘6 Madde’ ve Hidrokarbonlara Atıf” başlığını attı.
Habere göre Genel Sekreter raporunda, her iki lidere de 2015’te kararlaştırdıkları güven yaratıcı önlemleri hayata geçirme çalışmalarına devam etmeleri için teknik komitelere destek vererek çabalarını artırma çağrısını yineledi, Ada’daki atmosfere olumlu etki edecek ve gerek müzakere masasında gerek toplumlar arasında karşılıklı güven tesis edecek tek taraflı güven yaratıcı önlemler uygulamaya cesaretlendirdi.
Haravgi “Temas İçin Yetkili Gönderecek… BM Genel Sekreteri Tarafların Tezlerinin Resmen Alınmasına Gönderme Yapıyor” başlığını kullandı. (HABERKIBRIS)