Mağusa İnisiyatifi Sözcüsü ve MASDER Başkan Yardımcısı Serdar Atai, son günlerde kapalı Maraş’la ilgili görüş ortaya koyan bazı çevrelere sert çıktı.
Mağusa İnisiyatifi Sözcüsü ve MASDER Başkan Yardımcısı Serdar Atai, son günlerde kapalı Maraş’la ilgili görüş ortaya koyan bazı çevrelere sert çıkarak, “Yıllardır keyfi yerinde olan ve yaratılan ekonominin kaymağını yiyen çıkar grupları aç kurtlar gibi Maraş’a göz diktiler” dedi.
Mağusa İnisiyatifi Sözcüsü ve Mağusa Suriçi Derneği (MASDER) Başkan Yardımcısı Serdar Atai, kapalı Maraş’la ilgili son günlerde basında isim verilmeden “önemli kaynak” diyerek yapılan haberlerin havada uçuştuğuna dikkat çekerek, kapalı Maraş’la ilgili düşüncelerinin ilk sorulması gerekenlerin, yasal sahipleri ve 43 yıldır bu facia ile yüzleşen Mağusalılar olması gerektiğini söyledi.
Serdar Atai, kapalı Maraş’ın bölge sakinleri üzerinde çok ciddi sosyoekonomik travma etkisi yarattığını belirtirken, Gazimağusa Limanı, Mağusa Suriçi ortaçağ kenti ve Maraş’ın yer alacağı bir “Mağusa Paketi’nin” hazırlanıp değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
ÇIKAR GRUPLARI HAREKETLENDİ
Atai, genel anlamda sıkıntılarının, sansasyonel ve resmi kaynaklara dayalı olmayan açıklamaların havada uçuşması olduğunu söyledi.
Serdar Atai bunun bazen medyadaki bazı temsilcilerin isim vermeden “önemli bir kaynak” diyerek yaptıkları haberlerle, bazen de dezenformasyon kokan bazı yollarla gerçekleştiğini kaydetti.
Çevrelerindeki insanlara, en üst resmi kaynaklarca açıklanmadan ve hatta orada tek söz sahibi olan Türkiye tarafından da teyit edilmedikçe Maraş konusunda yayınlanan haberlere itibar etmemelerini, ileride düş kırıklığı yaşamaları adına tavsiye ettiklerini anlatan Atai, değişik çıkar gruplarının son dönemlerde kapalı Maraş ile alakalı olarak hareketlendiklerini gözlemlediklerini bildirdi.
Serdar Atai, bu çıkar guruplarının çoğunun Mağusa ile alakası dahi olmayan, burada yaşamayan, iş yapmayan guruplar olduğunu ve kendilerince kapalı Maraş’ı yeni bir rant alanı olarak gördüklerini dile getirdi.
Maraş’la ilgili ilk sırada düşüncelerinin sorulması gerekenlerin yasal sahipleri, yani Kıbrıslı, ya da yabancı göçmenler olduğuna dikkat çeken Atai, daha sonra da Mağusa’da 43 yıldır kapalı Maraş faciasıyla yüzleşmek durumunda kalan Mağusalıların düşüncelerinin sorulması gerektiğini belirtti.
Serdar Atai, kapalı Maraş’ın, bölge sakinleri üzerinde çok ciddi sosyoekonomik travma etkisi yarattığına dikkat çekti. Günümüzde Lefkoşa’nın, devlet dairelerinin, büyük ticari ve finansal kurumların ana ofislerini bünyesinde
bulundurmasının avantajını kullanmakta olduğunu ifade eden Atai, Girne’nin ise kapalı Maraş ve sahillerdeki yoğun askeri varlık nedeniyle turizmden yoksun bırakılmış Mağusa’nın tüm avantajını elinden alarak, kuzeydeki turizmin başkenti unvanını kazandığını, yoğun yatak kapasitesi ve orada yaşamayı seçmiş yabancıların da gelişiyle çok ciddi bir sosyoekonomik güç kazandığını kaydetti.
Serdar Atai, “Durum buyken, buralarda yıllardır keyfi yerinde olan ve yaratılan ekonominin kaymağını yiyen çıkar gruplarının aç kurtlar gibi Maraş’a göz dikmelerinin, biz Mağusalıların hoş karşılayabileceği bir durum değildir. Bu nedenle Maraş’ın yasal sahipleri ile birlikte ilk anda muhatap alınması gereken Mağusa bölge insanı olmalıdır” şeklinde konuştu.
Mağusa İnisiyatifi ve MASDER olarak yıllardır Rum göçmenlerin oluşturduğu sivil inisiyatifler aracılığıyla ortak vizyon oluşturmaya, geleceğin Mağusası ile ilgili idealleri paylaşmaya ve kapalı Maraş’ın yasal sahiplerinin nabzını tutarak dönüşleri ile ilgili sorun yaratmayacak bir zemin üzerinde çalışmaya çabaladıklarını anlatan Atai, esasen son dönem müzakere süreci başlamadan güven yaratıcı önlemler kapsamında Mağusa bölgesinde görüşme sürecine paralel bir takım adımlar atılabileceğini hep söylediklerini, ancak “müzakereler devam ederken buna odaklanamayız” denilerek 2.5 yılın daha heba edildiğini aktardı.
MARAŞ, ÖZERK YÖNETİM BÖLGESİ OLMALI
Serdar Atai, kendilerine göre kapalı Maraş konusunda atılacak adımların Mağusa bölgesi ile sınırlı tutularak pilot model ve bir özerk yönetim bölgesi oluşturulabileceğini bildirdi. Atai, bunun için yine yıllardır söyledikleri bir teknik uzmanlar heyetinin Maraş’a giderek oradaki fiziksel durumla ilgili tespitte bulunması ve fizibilite çalışması hazırlaması gerektiğini belirtti.
Maraş’taki tahribatın boyutunu tam olarak analiz etmeden, ne kadarlık bir kaynağa ihtiyaç olacağının bilinemeyeceğine değinen Atai, bununla ilgili bazı tahmini rakamlar ortaya atılmakta olduğunu ifade etti.
Serdar Atai, 2000’li yılların başında Rum tarafının, AB müzakereleri yürütülürken Vassiliou tarafından yaptırılan bir çalışmada 1.8 milyar Kıbrıs Lirası tutarında bir rakamın ortaya çıktığını hatırlattı.
Bu rakamın güncellendiğinde dünya piyasalarındaki yapı malzemesi fiyat artışının eklendiğinde ve Kıbrıs
Lirası’ndan Euro’ya dönüştürüldüğünde ve geçen zamanda ilave aşınmanın da hesaba katıldığında 6 milyar Euro civarında bir kaynağa ihtiyaç duyulacağını anlatan Atai, bunların hep tahmine dayalı rakamlar olduğunu, Maraş’a girecek uzmanlar grubunun, bilimsel verilerle ve yapılması gerekenlerle ilişkin bir eylem planı ile gerçek rakamın ortaya çıkacağını bildirdi.
MAĞUSA PAKETİ
Serdar Atai, şunları kaydetti:
“Benzer bir çalışmanın Gazimağusa Limanı’nın ticari limandan turizm limanına dönüşümü, yolcu gemileri, kurvaziyer gemileri ve yatları ağırlayacak yeni bir yapıya dönüştürülmesi içinde yapılmasına ve ihtiyaç duyulacak kaynağın belirlenmesine ihtiyaç vardır. Bunlara ilaveten Mağusa Suriçi’nin yapısal dönüşümüne, mal ve hizmet sunan işletmelerin turizm limanını besleyecek biçimde yeniden yapılandırılmasına, Liman-Suriçi kenti arasındaki organik bağı kuracak bir planlama çalışmasına başlanmalıdır”.
Bunun yapılması halinde Gazimağusa Suriçi Ortaçağ kentindeki kültürel mirasın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmesi ile ilgili sürecin de başlatılabileceğine işaret eden Atai, bahsettikleri Mağusa paketinin her iki tarafın siyasi liderlerince ele alınıp, rasyonel yaklaşımla ilgili kaynak miktarlarının belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Serdar Atai, bir yatırım havuzu oluşturularak Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu ve Dünya Bankası gibi kreditörlerin bu havuza ihtiyaç duyulan kaynağı aktarmasıyla ilgili tüm kesimlerin yararlanabileceği bir Mağusa genel dönüşüm ve entegrasyon programının hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Serdar Atai, bunca yıldır mağduriyet yaşayan Mağusalı Rum göçmenlerin de bölgede yaşamını sürdüren ve ekonomik faaliyet yürüten Kıbrıslı Türklerin de beklentisinin bu yönde olduğunu dile getirdi. (KIBRIS)