Bugünkü İngiliz gazetelerinin tümünün manşetlerinde dün ülke siyasetinde yaşanan hızlı ve çarpıcı gelişmeler var.
İçişleri Bakanı Theresa May, son rakibi Andrea Leadsom’ın “annelik sataşması” yüzünden aldığı tepkilerin ardından yarıştan çekilmesi üzerine iktidardaki Muhazafakar Parti’nin yeni lideri olmuştu. May başbakanlık görevini de yarın David Cameron’dan devralacak.
Gazetenin birinci sayfasında, eşi Philip May’in müstakbel başbakanı Parlamento önünde yanağından öperken çekilmiş bir fotoğraf var. Daily Telegraph, kelime oyunu yaptıpğı manşeti ile birlikte, May’in AB’den ayrılma pazarlıklarında İngiltere için en iyi anlaşmayı sağlama sözü verdiğini belirtiyor.
İngiltere’nin 23 Haziran’daki referandumda alınan sonuçla birlikte AB’den ayrılacağını vurgulayan May’in “Brexit, Brexit demektir. Biz de bu süreçten başarı ile çıkacağız” şeklindeki sözleri de Daily Telegraph’ın ikinci sayfasında yer alıyor.
Gazete May’i, “zarif, ciddi ve son derece itidal sahibi” biri olarak nitelendirmiş. Onun dünya sahnesinde dik durup kimseye boyun eğmeyecek bir başbakan olacağını da eklemiş.
Muhafazakar Parti’nin eski liderlerinden William Hague de Daily Telegraph’daki yazısında Theresa May’in başbakanlık için en iyi tercih olduğunu yazmış. Hague, May’in son derece derin düşünen ve sıcak bir kişiliğe sahip bir siyasetçi olduğunu belirtmiş.
Daily Telegraph başyazısında ise “Theresa May öncelikle partisinde bütünlüğü sağlamalı” diyor.
26 YIL SONRA YENİDEN KADIN BAŞBAKAN
Yeni başbakan için “Ayakta kalan son kadın” diyen Financial Times ise manşetinde, May’in Brexit sürecini başarıyla tamamlama sözü verdiğini belirtiyor. Onun, İngiltere’nin 26 yıl sonra Margaret Thatcher’ın ardından ilk kadın başbakanı olacağını ekleyerek…
Theresa May ülkesinin AB’den ayrılmasına karşı çıksa da, referandum sürecinde düşük bir profil çizmişti. Financial Times, yeni başbakanın, İngiltere’nin AB’den ayrılması için kampanya yürütenlerin lobisini bozguna uğrattığı görüşünde. Zira son rakibi Andrea Leadsom, Brexit yanlısıydı.
Yine de Financial Times da, May’in Muhafzakar Parti’de bütünlüğü sağlamasının önemine dikkat çekiyor. Gazeteye göre yeni başbakanın önceliği, Brexit kararı sonrası çalkalanan piyasaları yatıştıracak bir Maliye Bakanı’nı seçmek. Bu görev için adı öne çıkan isim ise Dışişleri Bakanı Philip Hammond.
Financial Times başyazısında ise “Yeni başbakanı seçmek kolaydı. Sırada işin zor kısmı var” diyor. Gazete, Brexit sürecine yönelik müzakereler sırasında, Theresa May’in sertliğine ve kurnazlığına fazlasıyla ihtiyaç duyulacağı kanısında.
MAY, ERKEN SEÇİME GİTMELİ
i gazetesi May’in gülerken çekilmiş bir fotoğrafını basmış ilk sayfasına…Manşetinde ise 1 Mayıs İşçi Bayramı ve yeni başbakanın soyadı üzerinden kelime oyunu yaparak, “May’in bayramı olarak algılanabilecek”, “MAY DAY” demiş.
Theresa May nihayetinde sadece Muhafazakar Parti milletvekillerinin yüzde 60’ının desteği ile İngiltere Başbakanı olacak. Muhalefet partileri bu noktaya dikkat çekerek erken seçime gidilmesi gerektiğini vurguluyor. i gazetesi ise May’e yakın çevrelerin erken seçim çağrılarını reddettiklerini belirtiyor.
Gazetenin yazarlarından Hannah Fearn ise “May, seçime gitmeli” demiş ve eklemiş:
“Yeni başbakanın (seçmenden) yetki alması gerek. Üstelik May seçimde İşçi Partisi ile Ukip’i imha edebilir.”
BİRLİKTE ÇALIŞMASI KOLAY BİRİ DEĞİL
Guardian‘ın manşeti ise “May, 10 Numara’ya (Başbakanlık Konutu) gitmek için hızlı yolu seçti”.
“İsyanlar, savaş ve terörle geçen 6 yılın ardından May başa geçmeye hazır” diyen Guardian, 2010’dan bu yana İçişleri Bakanı olan yeni başbakanın takdir edilen ancak çılgınca da sevilmeyen bir kişi olduğunu vurguluyor. Onun dostlarının, “Birlikte çalışması kolay biri değildir” uyarısı eşliğinde…
Guardian, Dışişleri Bakanı Philip Hammond’un Maliye Bakanı olması halinde, halen bu görevi sürdüren George Osborne’un da Hammond’ın koltuğuna oturabileceğini yazmış.
Gazetenin iç sayfalarındaki bir haberde ise yeni başbakanın göç, insan hakları, kadın ve eşitlik, iş çevreleriyle ilişkiler ve işçi hakları, eğitim, genel seçimler gibi önemli konularda görüşlerini zamanla nasıl değiştirdiği yazıyor. Haberde Theresa May’in geçmişteki bazı şu icraatları ve sözleri hatırlatılmış:
-Theresa May’in İçişleri Bakanı olduğu dönemde ülkeyi dolaşan ve “Geri dönün kamyonetleri” adı verilen araçlarla, kaçak göçmenlere, dönme kararı almaları halinde yardım alacakları söylendi. May bu uygulama nedeniyle birçok çevre tarafından eleştirildi. Bu programla sadece 11 kişi İngiltere’yi terk etti.
-May, AB referandumu öncesi, sonuç ne olursa olsun İngiltere’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekilmesi gerektiğini söyledi. Genel başkanlık kampanyasını başlattığında ise artık bundan yana olmadığını açıkladı.
-Yine aynı kampanyada May, fırsat eşitliğinden bahsetti, “Eğer kadınsanız, hala erkeklerden az kazanırsınız” dedi. 2010 yılında kamu kurumlarında sınıfsal eşitsizlikleri gidermeye yönelik bir yasal düzenlemeyi kaldırması ise İşçi Partisi tarafından eleştirildi.
-May, çalışanların şirketlerin yönetim kurumlarında yer almalarını sağlama ve yöneticilerin maaşlarının her yıl hissedarlarca belirlenmesini önerdi. Ancak 1997’de milletvekili seçildikten sonra yaptığı bazı konuşmalarda da ulusal düzeyde asgari ücret belirlenmesine karşı çıkmıştı.
-2004’te üniversite harçlarının artırılmasına karşı çıkan May, 2010’da hükümete girdikten sonra bu tavrını değiştirdi. Eski Eğitim Bakanı Michael Gove’un, devketin finanse etse de kontrol etmediği bağımsız okullara dayalı “serbest okul projesine” destek verdi.
-Gordon Brown 2007’de İşçi Partisi lideri ve Başbakan olduğunda ona seçime gitme çağrısı yaptı, “Başbakan seçime gitmekten korkuyor” dedi. Genel başkan adaylığını açıkladığında ise 2020’ye dek ülkede genel seçim yapılmaması gerektiğini söyledi.
Times gazetesi ise May’in ilk önemli kararının, yeni Maliye Bakanı’nı seçmek olacağı kanısında. Gazeteye göre Dışişleri Bakanı Philip Hammond ile Maliye Bakanı George Osborne’un görevlerinin değiştirilmesi mümkün. “Ancak bu durumda hükümette en önemli üç koltukta Brexit’e karşı çıkanlar oturacak” demiş Times.
May’in genel başkanlık yarışlarındaki rakiplerinden Brexiy yanlısı Andrea Leadsom ve Michael Gove ile Gove’un adaylığı sonrası yarışmayan eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson’ın yeni dönemdeki rolleri de merak konusu.
Times başyazısında ise “Son dönemde hiçbir yeni başbakan, Theresa May kadar belirsizlikle yüzleşmemişti” demiş. Başyazıda yeni başbakana bir de çağrı var:
“Sayın May, AB’ye ihracat yapan her İngilizin faydalandığı Avrupa Ortak Pazarı’na erişimi muhafaza ederken, AB üyesi ülkelerden göçü sınırlamanın bir yolunu bulmalı.
“(1994’te Avrupa Serbest Ticaret Birliği ve Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında oluşturulan) Avrupa Ekonomik Alanı üyeliği, emeğin sınırsız dolaşımı karşılığında bu erişimi sağlayacaktır. Sayın May’in ekibi bundan daha iyisini başarmalıdır.” (BBC Türkçe)