Site icon Londra Gazete

Orlando katliamı, İngiliz basınında

ORLANDO-1

Amerika Birleşik Devletleri’nin Orlando kentideki bir eşcinsel kulubüne düzenlenen saldırı İngiltere basınında geniş yer buluyor.

 

Saldırgan Omar Mateen.

Guardian saldırıyı birinci sayfasından “Orlando’da katliam” başlığıyla duyururken, Times “IŞİD’e bağlılığını bildirdi ve sonra 50 kişiyi öldürdü” başlığını atmış.

Daily Telegraph “IŞİD Batı’daki eşcinsellere savaş açtı” manşetiyle çıkarken, Independent olayı “Amerika’nın en ölümcül silahlı saldırısı” başlığıyla duyuruyor.

Saldırıdan kurtulanların ifadelerine yer veren Guardian kurbanların “mezbahadaki inekler gibi” kurtulmaya çalıştığından bahseden tanık ifadelerine yer veriyor.

Tanıklar, insanların kendilerini tuvaletlere kapattıklarını ve yardım istemek için umutsuzca yakınlarını aradıklarını anlatıyor. Görgü tanıklarından Kenneth Melendez “Başta silah seslerini çalan müziğin bir parçası sandım ama sonra neler olduğunu anladım. Koşmaya başladım, kolumda kan akıyordu. ” diyor.

ÖZEL TASARLANMIŞ TÜFEK

Saldırı kurbanlarından birinin annesi olan Mina Justice de oğlunun kendisine telefon mesajıyla ulaştığını, vurulma korkusuyla saldırganın yüzüne bakmamaya çalıştığını söylediğini anlatıyor. Justice “Bizi ele geçirdi ve öldürecek” dedi. Sonra da haber alamadık” diyor.

Times’daki haberde ise polisin, saldırgan Omar Mateen’in Pulse adlı gece kulübüne hazırlıklı gittiğini söylediği belirtiliyor. Mateen’in elindeki AR-15 tipi tüfeğin peş peşe dokulara en büyük zararı vermek için tasarlanan yüksek hızlı mermiler attığı belirtiliyor. Bu silahların da ABD’nin Orlando kentinin bulunduğu Florida da dâhil bazı eyaletlerde satışının yasal olduğu kaydediliyor.

Saldırı gazetelerin başyazılarına da yansımış.

Guardian, “Hoşgörüye yapılan saldırıya hoşgörüyü savunarak karşılık verilmeli” dedi. Dikkat çeken satırlar şöyle:

“Saldırganın motivasyonu her ne olursa olsun, bugün ABD’deki hiçbir eşcinsel önceki gün hissettiği kadar güvende hissetmeyecek. Bu reddedilmişlik hissi dün yetkililerin aktif eşcinsel erkeklerden kan bağışı kabul etmemesiyle daha da katlandı. Ölümlerin üzerine gelen ek bir trajedi bu. ABD trajediyi, korkulardan her şeye gücü yeten tek adam fantezilerine sürüklenerek daha da kötüleştirmemeli. Bu tam da savunmayı vaat ettiği özgürlüklere zarar verir. ” (BBC Türkçe)

Exit mobile version