Londra’da belediyelerin daha önce sattıkları evleri, konut yardımına ihtiyacı olan vatandaşlar için yeniden kiralar duruma geldikleri ortaya çıktı. Rapora göre Londra’da hala belediyelerin elinde olan 145 bin 500 konutun yüzde 36’sı kiralanmak üzere markete çıkacak. Araştırmaya göre Tower Hamlets bu konutlara en çok sahip olan bölge olurken bu belediyenin elindeki evlerin yüzde 50.5’i kiralanacak. İkinci sırada yüzde 49.8 ile Enfield, ve üçüncü sırada yüzde 45.6’yla Kingston geliyor.
2012 yılında Muhafazakar hükümetin tekrar başlattığı uygulama birçok eleştiri alırken Londra Belediye Meclisi üyesi Tom Copley konu hakkında yaptığı bir araştırmayı kamuoyuna sundu.
Rapor “Right to Buy” düzenlemesinin hem belediye evi kiracıları hem de vergi mükellefleri için dezavantajlı olduğunu ve ülkenin kalkınmasına yardımcı olmadığını vurguluyor. İlk defa 1980 yılında Margaret Thatcher’ın yürürlüğe koyduğu “Right to Buy” yani “Satın Alma Hakkı” isimli düzenlemeyle belediyeler belediye evlerinde konut yardımına ihtiyacı olduğu gerekçesiyle kiracı olan vatandaşlara beş yıl sonra oturdukları evi indirimli fiyatta satın alma hakkı tanıyordu. 2012’de tekrar başlatılan uygulamayla Londra’da oturdukları belediye evini satın almak isteyenler için yardım 100 bin sterline, İngiltere’nin geri kalanında ise 75 bin sterline kadar çıkabiliyor.
Copley’nın raporunda Londra’da yüzde 36’sının daha önceden belediyeler tarafından satılmış olduğu 52 bin evin yine belediyeler tarafından kiralandığına dikkat çekerken, bu evlerin belediyeler tarafında piyasa fiyatlarının üzerinde kiralandığını kaydetti.
Hükümet bu yöntemin konut yardımına ve maliyeti düşük evlere ihtiyacı olanlara yardım ettiğini savunurken, İşçi Partisi ise sistemde kesinlikle değişikliğe gidilmesi gerektiğini savunuyor. Yapılan çalışmaya göre belediyeler tarafından kiralanan evlerin çoğu konut yardımı alan vatandaşlara veriliyor.
Fakat Copley’nin raporu sistemin hem konut yardımına ihtiyacı olanlara hem de vergi mükelleflerine dezavantajlı olduğunu savunuyor. Belediye evlerinin özel sektöre geçirilmesi, belediye evinin kiracısı olacak birçok vatandaşı özel sektörden kiralamaya zorluyor. Bu hem kiracıları için zor koşullar oluşturuyor, hem de devlet bütçesi için sıkıntı yaratıyor. Konut yardımından yararlanma hakkı olan ve özel sektörden ev kiralayanlar için devlet yardımı haftada 100 sterline kadar çıkabiliyor.
BELEDİYE EVLERİ ÖZEL SEKTÖRE GEÇİYOR
Belediye evlerinin satılması yerel yetkililer içinse konut stoğunun azalması anlamına geliyor. Böylece vatandaşa temin edebileceği evi olmayan belediyeler de, daha önce satmış oldukları evleri piyasa fiyatlarının üzerinde tekrar kiralamaya başlıyor.
Ayrıca Copley’e göre “Right to Buy” uygulaması vergi mükelleflerinin ödedikleri paranın kötü değerlendirilmesine sebep oluyor. Vergi mükellefleri, devlete sağladıkları gelirle hem konutları inşa etmiş hem de konut yardımına ihtiyacı olanların kira yardımlarını ödemişlerdi. Şimdi de ev sahibi olarak alabilecekleri gelirden de mahsun kaldılar.
Toplum ve Yerel Hükümet Departmanı tarafından yapılan bir açıklamaya göre “Right to Buy” düzenlemesi altında her satılan ev için başka bir ev yapılacak ve karşılanabilir fiyatlarda kiraya verilecek. Yetkililer açıklamayla “bu düzenleme bekleme listelerini kısaltacak ve Londra ve ülke çapındaki ev stoğunu arttıracak” yorumunu yaptı.
Fakat Toplum ve Yerel Hükümet Departmanı’na verilen bir çalışmaya göre satılan her 1.6 ev yeni bir evi finanse ediyor. Yani Muhfazakar Parti’nin iddia ettiği gibi ev satım ve inşası eşit gelişemiyor. Inside Housing’e göre 2012 – 2013 döneminde 10 bin 954 ev satılırken, sadece bin 662 yeni ev inşa edilmiş. Ayrıca rapor, satılan evlerle yeni yapılan evlerin aynı olması zorunluğunun olmaması da dikkat çekiyor.