BBC’ye konuşan Jack, “Gözden uzak olduklarını, bu yüzden unutulduklarını” söyledi, İngiliz hükümetinin kendilerini yok saymamaları gerektiğini belirtti.
İngiltere İçişleri Bakanlığı ise önceliğinin ülkenin güvenliğini sağlamak olduğunu kayydetti.
İlk kez kamuoyuna açıklama yapan 34 yaşındaki Nicole Jack, 3 yıl boyunca IŞİD yönetiminde yaşamasına rağmen, İngiltere için bir güvenlik riski oluşturmadığını savundu.
İngiliz hükümeti ise IŞİD’e katılanların İngiltere’ye dönüşlerine, onları potansiyel bir ulusal güvenlik tehdidi olarak gördüğü için izin vermek istemiyor.
Nicole Jack, Ekim 2015’te eşi ve dört çocuğuyla birlikte IŞİD’e katılmak için Londra’dan ayrıldı. Yakınlarına ise yeni bir hayata başlamak için ailesiyle Somali’ye gittiklerini söyledi.
Jack’in katılımından önce IŞİD, kamuoyu önünde baş keserek toplu infazlar dahil pek çok vahşi eylemle biliniyordu. İngiltere’den İŞİD’e katılan bazı gençlerin aksine, Jack ülkeyi terk ettiğinde yetişkindi.
BBC’ye konuşan Nicole Jack, çocuklarını tehlikeli bir savaş bölgesine götürme ve IŞİD yönetimi altında yaşama kararını çok az kişinin anlayabileceğini söyledi.
Jack, Suriye’ye gitmeyi reddetmesi durumunda eşi Hüseyin Ali’nin kendisini ayrılmakla tehdit ettiğini söyledi:
“Bu ailemle bir arada olmakla ilgili bir mevzuydu.”
Ancak 2016’da Nicole Jack’in eşi Ali, IŞİD için savaşırken öldü. Ardından Jack, Adil de Montrichard isimli Trinidadlı başka bir IŞİD militanı ile evlendi. Montrichard da, Jack’in 10 yaşındaki oğlu Isaaq’ın da hayatını kaybettiği bir hava saldırısında öldü.
“Oğlunun daha iyi bir yerde olduğunu bildiğini” söyleyen Jack, bu nedenle onun kaybıyla başa çıkabildiğini söylüyor:
“Aksi halde Yaşanacak başka herhangi bir şey bizi psikolojik çöküşün eşiğine getirebilir. Bu riski alamam.”
BBC’nin IŞİD’in vahşeti ile ilgili sorduğu bir soruya yanıtında ise Jack, örgütün en kötü suçlarına tanık olmadığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
“Hayatımda hiç, bir kişinin kafasının kesildiğini görmedim.”
BBC ayrıca, haber de ismini vermediğimiz Jack’in 12 yaşındaki kızıyla da konuştu. Çocuk, anneannesi ve teyzelerini özlediğini söyledi. Bir gün İngiltere’ye dönmeyi, okula gidip arkadaşlar edinmeyi arzuladığını belirtti.
Londra’da doğan çocuklar, Save the Children (Çocukları Kurtarın) adlı yardım kuruluşu tarafından yönetilen kamptaki derme çatma bir okula gidiyor.
Jack’in kızı, “Farklı şeyleri, farklı dilleri öğrenmeyi seviyorum. Daha fazla şey öğrendikçe, beyniniz de daha iyi çalışıyor. Büyüdüğümde, akıllı biri olmak istiyorum” diyor.
Uıuslararası kuruluşların tahminlerine göre, Suriye’deki toplama kamplarında en az 16 İngiliz kadın ve 35 ila 60 arasında İngiliz çocuk yaşıyor.
15 yaşında IŞİD’e katılmak için İngiltere’den Suriye’ye giden Şamima Begüm de dahil, kamplardaki pek çok kadın, İngiliz vatandaşlığından çıkarıldı.
Ancak uluslararası kuruluşlar, hükümetlere daha fazla çocuğu geri almaları yönünde baskı yapıyor. İngiliz ve Trinidad vatandaşlığı olan Jack, vatandaşlıktan çıkarılıp çıkarılmadığını bilmediğini söylüyor.
Ancak Jack, çocuklarının kendisinden ayrı İngiltere’ye dönmelerine izin vermeye hazır değil:
“Çocuklarım benden ayrılırsa istikrarlı bir durumda olmayacaklar. Bundan eminim. Çünkü biz bir bütünüz.”
Binlerce kilometre uzaktaki Londra’da, çocukların büyükannesi, Charleen Jack Henry ise torunlarının geri dönmesine izin verilmesi gerektiğini söylüyor.
Hemşire olan Henry, “Çocukların mahvolması adil değil. Doğru da değil” diyor ve Jack’in de geri dönüşüne izin verilmesinden, İngiltere’de “yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmesi” gerektiğini belirtiyor.
İngiltere, ailesiz ve korunmaya muhtaç çocukların ülkeye geri dönüşlerinde istekli değil.
Suriye’nin kuzeydoğusunda hapishaneler ve kampların yönetiminden sorumlu Kürt yetkililer ise Batılı ülkelerin hükümetlerine; yabancı IŞİD militanları, eşleri ve çocukları ile ilgili süreçlerde kendilerine destek vermeleri çağrılarını yineledi. Kürt yetkililer, ülkelerin vatandaşlarını geri almasını istiyor.
İsveç, Finlandiya, Belçika, Almanya gibi bazı ülkeler, çocukları ve annelerini geri almıştı.
Save the Children’a göre, Suriye’deki kamplarda yaşayan çocuklar için şiddet ve hastalık her gün risk oluşturuyor.
Vakfın Suriye sorumlusu Sonia Khush, “Yıllarca çatışma bölgelerinde yaşayan bu çocuklar, hiçbir çocuğun yaşamaması gereken travmatik olaylar yaşıyor” diyor ve ekliyor:
“Bu hayata mahkum olmaları anlaşılabilecek bir şey değil.”
İngiltere hükümeti, Nicole Jack’la ilgili olarak bir yorumda bulunmadı. Yapılan açıkalmada sadece, “Önceliğimiz İngiltere’nin güvenliğini sağlamak” dedi.
Açıklamada Suriye’de kalanlar arasında “tehlikeli kişiler” olduğu belirtilerek, “Bir kişinin cinsiyetine ve yaşına bakarak, onun oluşturduğu ulusal güvenlik riski hakkında yargıda bulunmamamız önemli” denildi.