Kobane Savaşı şiddetini kaybetmeden devam ediyor. Bugüne kadar bine yakın savaşçı öldürüldü ve şehir sürekli saldırı altında. Bu savaşın ne zaman ve nasıl biteceği sorusu da önemini arttırıyor.
Haberlere güvenilecek olursa Kobane’de IS militanlarının ilerleyişi şimdilik durduruldu. Ancak bu uzun bir savaş. Dünya IS belasından kurtulana dek vazgeçmemeliyiz. Bu farklı aktörlerden talep edilmesi gereken bir taahhüt olmalı.
NATO üyesi olarak Türkiye, birliğin IS’e karşı savaşında kesinlikle yer almalı. NATO, bölgeyi kontrolü altına almaya çalışan IS’e ve onun Orta Doğu’ya yaymaya çalıştığı acımasız ve barbar bir inanç sistemine karşı savaşıyor.
Türk tanklarının Kobane’den bir kaç mil uzaklıkta boş boş durduğunu gösteren fotoğraflar, Erdoğan hükümetinin bu konuda gereken iradeyi göstermediği izlenimini veriyor. Türkiye IS’e karşı mücadelede önemli bir bölgede konuşlanmış bir noktada ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ülkesini, IS’e karşı savaşında NATO müttefiklerini destekleme konusunda daha etkili bir pozisyona taşıması gerekiyor.
Bu herkesin ilgilendiren bir durum. Türkiye, sınırlarındaki cihatçı grupların yarattığı ve hepimizi kapsayan bu tehlike karşısında daha sorumlu davranması gerekir.
Türk Hükümeti doğru bir tavır değişikliğine giderek, Peşmergelerin Suriye’ye geçişine izin verdi ancak bunun sadece Irak’tan gelen Kürt desteği ile sınırlı kalması doğru değil. Erdoğan yönetimi IS’e karşı mücadelede daha etkili olabilir ve bunun sağlanması için ısrarımızı sürdürmeliyiz.
Amerika’nın havadan müdahaleleri Kürt güçlerinin IS’e karşı avantaj elde etmesine yardımcı olduğu görülüyor. Bu yüzden ben ve Parlamento’daki milletvekili arkadaşlarım, Irak’ta IS’e karşı müdahaleyi destekledik. Batı’nın bu yönde müdahalesinin ihtiyaç olduğu ortada.
Britanya Parlamentosu bu aşamada, Suriye’de IS’e karşı bir müdahale konusunda hükümeti henüz yetkilendirmedi. Başbakan bu tür bir müdahalenin gerekli olduğuna inandığında, bu talebi meclise taşımalı ve bunun bölgeye nasıl bir katkısı olacağını açıkça ortaya koymalı. Bu noktada Irak’a yönelik müdahalelerin özenle ve belirlenmiş hedeflere yönelik olduğundan emin olunmalı. Öte yandan Peşmergeler’e yapılan askeri ve mühimmat desteğinin de devam etmesi gerekiyor.
Kobane Savaşı sadece bir bölgenin kontrolünün ele geçirilmesi için yapılan bir savaş olarak tanımlanamaz. Bu IS için ideolojik bir savaş. Sözcüleri sadece Kobane’nin kontrolünü ele geçirmek için değil, Kürtlerin laik anlayışına karşı da savaştıklarını vurguluyor. Bu bağlamda, Kürt güçlerinin mücadelesi Kobane’yi savunmak kadar özgürlük, laiklik ve hoşgorünün de savunulması içindir. Bu açıdan kaybetmememiz gereken bir savaş sürdürülüyor.
Ayrıca bölgede askeri olduğu kadar insani bir kriz de mevcuttur. Uluslararası toplum, Kobane’deki ve diğer bölgelerde IS saldırıları altındaki sivillere ilaç ve gıda başta olmak üzere gereken yardımları ulaştırmalıdır. Bu konuda İngiltere’nin üzerine düşen sorumlulukları tam olarak yerine getirmesi için Dışişleri Bakanlığı nezdindeki lobi çalışmalarımı sürdürmeye kararlıyım.
Mecliste temsil ettiğim Tottenham’da yaşayanlar, Kobane’de süren şiddetli ve kanlı çatışmaları büyük bir kaygıyla izliyorlar. Bu sınır kasabasında süren acımasız savaş, IS’e karşı yek vücut ve bir arada mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha göstermiştir.