İklim değişikliği için harekete geçme konusunda fikir birliğine varan G7 ülkeleri, yoksul ülkelerin emisyonları azaltmalarına yardımcı olmak için daha önce taahhüt ettikleri yıllık 100 milyar dolarlık finansman ayırma kararlarını yineledi. Ancak verilen bu vaadin ayrıntılarının sonuç bildirgisinde yer almaması çevre aktivistlerinin tepkisine neden oldu.
İklim değişikliği, İngiltere, ABD, Kanada, Japonya, Fransa, Almanya ve İtalya liderlerinin katılmıyla gerçekleşen G7 zirvesinin ana gündem maddelerinden birisiydi. Ülkeler, öngörülen küresel sıcaklık artışını 1,5 C’de tutmayı taahhüt etti.
Ülke liderleri tarafından açıklanan sonuç bildirisinde, “Gelişmiş ülkelerin 2025 yılına kadar ortaklaşa bir biçimde kamu ve özel kaynaklardan yılda 100 milyar dolarlık finansman hedefini yeniden teyit ediyoruz” ifadeleri yer aldı.
İngiltere’nin Cornwall bölgesinde gerçekleşen zirvede G7 liderleri, gelişmekte olan ülkelerin kömür tüketiminden vazgeçmeleri için de yardım sözü verdi.
Buna göre G7 ülkeleri, gelişmekte olan ülkelere kömür santrallerinden vazgeçmeleri için 2,8 milyar dolara kadar finansman sağlayacak.
Kömür dünyanın en kirli yakıtlarından birisi. Kullanımına son verilmesi çevreciler tarafından büyük bir adım olarak görülüyor. Ancak çevreciler zengin ülkelerin yoksul ülkelere iklim değişikliğiyle başa çıkmasına yardımcı olmak için önceki vaatlerini yerine getirmelerini de istiyor.
Üç gün süren zirvenin ev sahini İngiltere Başbakanı Boris Johnson, zirve sonunda yaptığı açıklamada, “Bu hafta sonu, söz konusu hareketin bizimle başlaması gerektiği konusunda hemfikirdik” dedi.
Bazı çevre grupları ise açıklanan vaatlerde ayrıntıların olmadığı yönünde eleştiride bulundu.
2009 yılında gelişmiş ülkeler, 2020 yılına kadar yoksul ülkelere iklim finansmanına yılda 100 milyar dolar katkıda bulunmayı kabul etti. Ancak koronavirüs salgını sebebiyle hedefe kısmen ulaşılamadı.
Uluslararası yardım örgütü olan Action Aid’den Teresa Anderson, G7 kararının, krizin aciliyetine ve ölçeğine hitap etmeyeceği görüşünü savundu.
İklim Eylem Ağı direktörü Catherine Pettengell, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, “Dünyanın en zengin ülkelerinin liderlerinin bu hafta kesenin ağzını açacağını ummuştuk” dedi.
Pazar günkü toplantı İngiliz çevreci ve belgesel yapımcısı Sir David Attenborough’nun görüntülü mesajıyla başladı.
Toplantı öncesinde, günümüzde doğal hayatın büyük ölçüde azaldığını ve bunun yadsınamaz bir gerçeklik olduğunu vurgulayan Attenborough şunları söyledi:
“İklimimiz de şüphesiz hızla ısınıyor. Toplumlarımız ve uluslarımız ise eşit değil ve bu da ne yazık ki apaçık ortada.
“Ancak bilimin bizi özellikle 2021’de ele almaya zorladığı soru, bu iç içe geçmiş gerçeklerin bir sonucu olarak tüm gezegeni istikrarsızlaştırmanın eşiğinde olup olmadığımızdır.
“Öyleyse özellikle ekonomik olarak en gelişmiş ülkeler tarafından alınan kararlar insanlık tarihindeki en önemli kararlar olacaktır.”
Roger Harrabin – BBC Çevre Analisti
Çevre aktivistlerine göre zirve bir fiyasko. Çünkü daha önce yoksul ülkelere Covid pandemisinin yanı sıra küresel ısınma ile başa çıkmak için vadedilen finansman güvence altına alınamadı.
Yardım kuruluşları ise, iki krizin de üstesinden gelmek için yeterli destek sunulmadıkça, gelişmekte olan ülkelerin Kasım ayında Glasgow’da yapılacak iklim zirvesinde (COP26) işbirliği yapmayacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
Zengin ülkeler daha önce iklim yardımı için gelişmekte olan ülkelere yılda 100 milyar dolar vermeyi taahhüt etmişti.
G7 ülkeleri, ilaveten bazı ikili finansman yardımları yapsa da, bunun yetersiz kaldığı açık.
G7’nin ülke içinde kömürü aşamalı olarak kaldırma ve denizaşırı kömür finansmanını durdurma taahhüdü ise önemli. Çin’in bu karara uyması için baskı yapılacaktır.
Ayrıntılar hala eksik, ancak Çin’in Bir Kuşak, Bir Yol Programı’nı dengelemek için gelişmekte olan ülkelerdeki yenilenebilir enerji ve demiryollarına finansmanı sağlayacak bazı önemli gelişmeler de var.
Yani, bazı ilerlemeler kaydedildi. Ve COP’ta küresel bir iklim koruma anlaşması yapma hedefi, iklimin kendine özgü sürprizleri olmadığı sürece, neredeyse ulaşılabilir durumda olabilir.
Yani, bazı ilerlemeler kaydedildi. Ve COP26’da küresel bir iklim koruma anlaşması yapma hedefi, iklimin kendine has sürprizleri olmazsa, ulaşılabilir olabilir.
G7 liderleri, zirvenin ardından 25 sayfalık bir sonuç bildirgesi yayımladı. Peki, bildirgede neler var?
Koronavirüs: G7 ülkeleri, ihtiyaç sahibi ülkelere de 1 milyar doz koronavirüs aşısı hibe edeceğini duyurdu. Ayrıca dünya çapında küresel aşı üretim kapasitesini artırmayı, pandemiler için erken uyarı sistemlerini iyileştirmeyi ve aşı geliştirmede süreleri kısaltmak adına bilimi desteklemeyi taahhüt ettiler.
Ekonomik yardımlar: G7 ülkeleri, yoksul ülkelerin krizlerine yönelik müdahalelerinden, büyümeleri yardım ederek, istihdam ve yatırımla toparlanmalarına yardımcı olmaya geçeceklerini söyledi.
İklim değişikliği: Liderler, küresel sıcaklıklardaki artışı 1,5 C ile sınırlayacak bir “yeşil devrim” taahhüt etti. Ayrıca 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşma, 2030’a kadar emisyonları yarıya indirme ve bu tarihe kadar kara ve denizlerin en az yüzde 30’unu koruma sözü verdiler.