İngiltere’de Muhafazakar Partili Lordlar Kamarası Üyesi Barones Sayeeda Warsi, ülkesinin Filistin politikasını eleştirerek, ” İsrail’i yerleşim alanlarını genişletmekten, zorla tahliyelerden ve ev yıkımlarından caydırmak için hiçbir şey yapmıyoruz.” dedi.
Warsi, parlamentonun üst kanadı Lordlar Kamarası’nda yaptığı konuşmada, hükümetin Filistin politikasını eleştirdi.
İngiliz hükümetinin, iki devletli çözüm politikası olduğunu ancak Filistin’i devlet olarak tanımadığına işaret eden Warsi, İngiliz bakanların Filistin’in adını kullanmayı dahi reddettiklerini belirtti.
Warsi, hükümetin, bir barış süreci politikası olduğunu fakat bu süreci başlatmak ya da öncelik vermek gibi bir arzusunun ise olmadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Yerleşim yerlerinin inşasının yasa dışı ve uluslararası hukuka aykırı olduğuna dair bir politikamız var ancak her yıl İsrail hükümeti ve diaspora grupları tarafından desteklenen, daha fazla yerleşimcinin Filistin’de daha fazla toprak işgal etmelerinin bir sonucu yok. İsrail’i yerleşim alanlarını genişletmekten, zorla tahliyelerden ve ev yıkımlarından caydırmak için hiçbir şey yapmıyoruz. Bu bir etnik temizlik ve Filistin devletinin var olduğu gerçeğini bile inkar ediyor.”
“İngiliz hükümeti, Filistin’deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmalara karşı çıkıyor”
Hükümetin politikasının, insan haklarını savunmak olduğunu ancak her yıl yüzlerce Filistinli çocuk tutuklanırken, kötü muamele görürken ve hapsedilirken hiçbir eylemde bulunmadığını söyleyen Warsi, hükümetin uluslararası hesap verebilirliği destekleme politikası yürüttüğünü fakat Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Filistin’deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmalarına ise karşı çıktığı eleştirisinde bulundu.
Warsi, “Nesillerin abluka altında yaşadığını, Wight Adası büyüklüğündeki Gazze’den hiç ayrılmadıklarını ve Dünya Sağlık Örgütü’nün hayvanlar için bile uygun olmadığını söylediği suyu içtiğini biliyoruz. Kovid-19 salgının ortasında, Gazze’nin tek Kovid-19 test laboratuvarının İsrail ordusunun bombalamasında zarar gördüğünü biliyoruz.” dedi.
“Gazeteciler kasıtlı hedef alınıyor”
Öte yandan, gazetecilerin kasıtlı olarak hedef alındığını da bildiklerini söyleyen Warsi, kadın bir gazetecinin saldırıya uğradığını ve başörtüsünün İsrail askerleri tarafından başından çıkarıldığını da bildiklerini kaydetti.
Warsi, “Uluslararası Af Örgütü’nden Gazze’de artan ölü sayısını biliyoruz. Tüm aileler savaş suçu olarak yargılanacak saldırılarda yok oldu. İsrail’in evlere, hastanelere, kütüphanelere ve hayır kurumlarına yönelik saldırılarının giderek artan yıkımını BM’den biliyoruz. Geçen hafta İsrail askerlerinin Batı Şeria’da 3 Filistinli çocuğu daha öldürdüğünü biliyoruz. Bu korkunç şiddetin sıfır hesap verilebilirliği olacağını biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
İngiliz hükümetini, dar siyasi çıkarları bırakmaya ve işgale son vermek için birlikte duran İsrailli ve Filistinlileri dinlemeye davet eden Warsi, “Bu sessizliğimiz, konumumuzu ahlaki açıdan savunulamaz kılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazze’ye yönelik 10 Mayıs’tan bu yana devam eden İsrail saldırılarında 65’i çocuk, 39’u kadın 232 Filistinli hayatını kaybetti.