Birleşik Krallık’ın İşçi Partili eski başbakanlarından Gordon Brown, ülkeyi oluşturan özerk bölgeler ve merkezi hükümet arasındaki gerilimin Covid kriziyle iyice açığa çıktığını söyledi. Brown, Daily Telegraph gazetesindeki yazısında Başbakan Boris Johnson’a, ülkenin yönetim yapısını gözden geçirecek bir komisyon oluşturulması çağrısı yaptı.
Son haftalarda yapılan kamuoyu yoklamaları İskoçya’da bağımsızlık talebine ve Brexit sonrası Kuzey İrlanda’da İrlanda Cumhuriyeti ile birleşme eğiliminin güçlendiğine işaret eden sonuçlar vermişti.
İskoçya Özerk Yönetimi de ve İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri Nicola Sturgeon da, Mayıs ayında İskoç Parlamentosu seçimlerinde partisinin çoğunluğu elde etmesi durumunda, Birleşik Krallık hükümetinin rızası olup olmamasına bakmaksızın bağımsızlık referandumu düzenleyeceğini açıklamıştı.
Gordon Brown ise Birleşik Krallık içinde yer alan uluslar ve bölgelere daha fazla yetki devredilen bir federal sistemden yana.
Brown bugün muhafazakar eğilimli Daily Telegraph gazetesinde yayımlanan yazısında, Covid salgınının Londra’daki merkezi hükümet ile bölgeler arasında “yıllardır süren memnuniyetsizlikleri su yüzüne çıkardığını” yazıyor.
Salgınla ilgili önlemler ve yapılan mali yardımların bölgeden bölgeye değişmesiyle ilgili sert tartışmalara dikkat çeken Brown, seçilmiş yerel yönetimlerin merkezi hükümeti, bölgelerin özelliklerini iyi bilmemek ve karar süreçlerinde kendilerine danışmamakla suçladıkları örneklere dikkat çekiyor.
Bunun bir örneği geçen yıl İngiltere’nin büyük şehirlerinden Manchester’in İşçi Partili Belediye Başkanı Andy Burnham ile hükümet arasında yaşanmıştı. Burnham hükümetin Manchester’de en sıkı önlemleri yürürlüğe koyma kararına uzun süre direnmişti.
Ne öneriyor?
Gordon Brown İngiltere, İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler’den oluşan Birleşik Krallık’ın geleceğinin, ülkenin Avrupa Birliği’nden ayrılmasının ardından, yetkilerin “adil ve işlevli” bir şekilde dağıtılmasına ve yara alan ilişkilerin yeniden inşa edilmesine bağlı olduğunu söylüyor.
Kendisi de İskoçyalı olup, bölgenin bağımsızlığı konusunda yapılan referandum sürecinde, birlikten yana güçlü bir kampanya yürüten Brown, Muhafazakarların da vaatleri arasında olan bölgeler arasındaki “ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin” giderilmesinin tek yolunun her bir bölgenin canlı birer ekonomik merkez haline gelmesi olduğunu söylüyor.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi’ne de, bölgelere yetki devri konusunda danışmanlık yapan Brown son haftalarda Muhafazakar Parti hükümetinin bazı bakanlarıyla da görüşmeler yaptı.
İskoçya’da kritik seçim
Birleşik Krallık’ın anayasal yapısının köklü bir şekilde gözden geçirilmesi önerisi, İskoçya bölgesel seçimleri öncesi, bağımsızlıktan yana olan İskoç Ulusal Partisi’ne (SNP) desteği eritme amacıyla ortaya atıldı.
SNP bu seçimi kazanırsa, bağımsızlık referandumunun tekrarlanmasını talep edeceğini çünkü Brexit ile koşulların değiştiğini söylüyor.
Fakat son zamanlarda yapılan bir dizi kamuoyu yoklamasında İskoçya’da bağımsızlığa desteğin, birliğe destekten daha yüksek olduğuna işret ediyor.
Gordon Brown, “Burada yapılacak tercih, reformdan geçirilmiş bir devlet ya da yönetemeyen bir devlet arasındaki tercihtir” diyor ve Başbakan Boris Johnson’u yönetim biçimi ve kurumlarını gözden geçirecek bir komisyon kurmaya çağırıyor.
Muhafazakar Parti son genel seçimden önce böyle bir komisyon kurmayı vaadetmişti.
Brown, böyle bir komisyonun çalışmaları sonucunda, Birleşik Krallık’ın yönetiminde Uluslar ve Bölgeler Forumu, Yurttaşlar Meclisi gibi kurumlara ve sağlık ve savunma gibi konularda işbirliğinin faydalarının daha çok vurgulanmasına ihtiyaç olduğunun ortaya çıkacağını düşünüyor.
İşçi Partisi’nin lideri Keir Starmer da Brown gibi mevcut anayasal düzenlemelerin iyi işlemediğini söylüyor ve bölgelere yetki devrini savunuyor ama İskoçya’da yeniden bağımsızlık referandumuna gidilmesine karşı çıkıyor.
Muhafazakar Parti de bağımsızlık referandumuna karşı. Hükümetin bir sözcüsü 2014’te yapılan referandum ile konunun kapandığını, İskoçya halkının şimdi merkezi hükümetle koronavirüsle mücadele konusunda işbirliğine odaklanılmasını istediğini söyledi.
Bölgelerde son eğilimler
Kuzey İrlanda’da Sunday Times gazetesi tarafından yaptırılan bir araştırma bölge halkının yüzde 51’inin önümüzdeki 5 yıl içinde bölgenin İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmesi konusunda bir referanduma gidilmesini desteklediğini ortaya koydu. İngiltere ile birlikten yana Demokratik Birlik Partisi bir referanduma şiddetle karşı çıkıyor.
Aynı şekilde Galler bölgesinin Birleşik Krallık’tan ayrılması eğiliminin de yükseliş gösterdiği bildiriliyor.
Bağımsızlıktan yana kampanya grubu “Yes Cymru” (Evet Galler) 2020 yılı başında 2 bin olan üye sayısının 17 bine yükseldiğini bildirdi.
Bu arada İşçi Partisi’den sonra bölgede ikinci güçlü parti olan Galler Ulusal Partisi (Plaid Cymru), gelecek bölgesel seçimleri kazanırsa bağımsızlık referandumu yapma sözü verdi.