Koronavirüs salgınının tekrar hız kazanması yüzünden ülke çapında sıkılaştırılan önlemler nedeniyle Birleşik Krallık ekonomisinin ilkbahara kadar geçen ayki tahminlere göre bile yüzde 6 daha küçülebileceği öngörülüyor.
İngiltere’nin önde gelen ekonomi odaklı düşünce kuruluşlarından biri, koronavirüs salgınının yeniden hız kazanması ve vaka sayılarının artışa geçmesi üzerine geçen hafta sıkılaştırılan önlemlerin ekonomiye maliyetinin çok yüksek olacağını, ekonominin ilkbahara kadar, daha geçen ay yapılmış tahminlere göre bile yüzde 6 daha fazla daralacağını söylüyor.
Resolution Foundation düşünce kuruluşu Birleşik Krallık içindeki özerk İskoçya ve Galler bölgelerinde ilan edilen yeni önlemler ve İngiltere’nin büyük kısmını kapsayan son kapatma önlemlerinin muhtemelen yılın ilk aylarında da devam ettirileceğini tahmin ediyor.
Kuruluş bu nedenle, büyüme tahminlerini yapan Bütçe Uygulama Dairesi’nin (OBR) geçen ay 2021 yılı için yapmış olduğu yüzde 5,5’luk büyüme tahmininin şimdiden geçerliliğini kaybettiğini ve muhtemelen yüzde 4,3’lere gerileyeceğini söylüyor.
Resolution Foundation başkanı Torsten Bell “Yeni Covid-19 varyantını kontrol etme çabası, 2021’in ilk bir kaç ayında önlemlerin daha da sıkı bir şekilde sürdürülmesi anlamına gelecek” diyor.
“Bu da Paskalya zamanı (Nisan ayı) geldiğinde ekonominin daha bir ay önce yapılan tahminlere göre yüzde 6 daha küçük olacağı anlamına gelebilir” diye sürdürüyor.
Torsten Bell bu durumda hükümetin, bu önlemlerden en çok etkilenen şirketlerin desteklenmesi ve izole olması gereken işçilerin ücretlerinin önemli kısmının devlet tarafından ödenmesi konularına odaklanması gerektiğini düşünüyor.
Bell, “2021’de tünelin ucunda ışık umudu belirdi ama oraya varıncaya kadar işler kolay olmayacak” diyor.
Aşının verdiği umuda mutant virüs gölgesi
2021’e girerken, kısa süre önce koronavirüs aşılama kampanyasının başlamasının yarattığı iyimserlik havası ve umutlar, virüsün daha hızlı yayılan mutasyonunun ortaya çıkışıyla gölgelenmiş görünüyor.
Birleşik Krallık çapında şu ana kadar çoğu 80 yaş üzeri ya da sağlık ve bakım çalışanları olmak üzere yarım milyonu aşkın kişiye Pfizer-BioNTech aşısının ilk dozu vuruldu.
Ama bir yandan da Eylül’den bu yana varlığı bilinen bir mutant virüs varyantının daha öncekine göre çok daha hızlı yayıldığı belirlenince tablo değişti ve geçen hafta Londra ve İngiltere’nin güney ve güney doğu bölgelerinin önemli bir kısmınde önlemler sıkılaştırıldı.
Birleşik Krallık’ın İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler bölgelerinin yönetimleri yeni yıla çok sıkı yeni önlemlerle girerken İngiltere nüfusunun yüzde 43’ünü oluşturan 24 milyon kişi de 4. derece diye tanımlanan en sert kapatma önlemlerine tabi.
Tüketim patlaması olur mu?
Bütün bu iç karartıcı gelişmelere karşın Resolution Foundation’ın başkanı Torsten Bell 2021’de virüsle mücadelede düzlüğe çıkılmasıyla tıpkı 1918 İspanyol gribi salgını sonrası ABD’de yaşandığı gibi bir tüketim patlaması ihtimaline işaret ediyor.
“Aşılama devam ettikçe ölüm oranları hızla düşecek. Aşamalı olarak önlemlerin kaldırılması ile, yüksek gelirli hanelerin tasarruflarının pandemi döneminde üç katına çıkmış olduğunu da gözönüne alırsak, turizm ve otel işletmeciliği, lokantacılık gibi sektörlerde büyük bir canlanma beklenebilir” diyen Bell, buna karşılık ekonominin normale dönmesinin çok daha uzun süre gerektireceğine dikkat çekiyor.
“20’li yıllarda hizmet sektöründeki şahlanma bütün bir ekonominin otomatik olarak eski sağlığına kavuşacağı anlamına gelmiyor. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla yükselirken bile, yükselen işsizlik, hane gelirlerinin gerçek anlamda düşmesine yol açabilir.”
Çıkış ne zaman mümkün?
Resolution Foundation aşılamanın daha geniş kesimleri kapsamasıyla birlikte yavaş yavaş vakaların, ölümlerin azalacağını ve önlemlerin de aşama aşama gevşetileceğini öngörüyor.
Kuruluşun tahminlerine göre 65 yaşın üzerindekilerin aşılanması Nisan ayı başlarına kadar tamamlanabilir.
Fakat pandeminin evden çalışan ve işini koruyan beyaz yakalı orta gelirli işçi kesiminin harcamalarının azalması ve tasarruflarının artmasına ama kapanan sektörlerde çalışan onbinler için işsizlik ve gelir kaybı anlamına geldiğine dolayısıyla sosyal adaletsizliğin arttığına vurgu yapan düşünce kuruluşu, ekonominin normale dönüşünü sağlamanın önemli bir gereğinin de, Brexit sonrasında, ülkenin hala en büyük ticaret ortağı olan AB ile istikrarlı ilişkiler sağlamak olduğunu kaydediyor.
“Hükümetin ekonomiye verdiği desteği muhtemelen şu an planladığından daha uzun bir süre devam ettirmesi gerekecek. Ticari yatırımların yeniden başlaması ise en büyük ticaret ortağımız ile ilişkileri çok daha istikrarlı bir zemine oturtmayı gerektiriyor.”