Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, “Geçen yılın değerlendirmesi ve gelecekteki sınamalar” konusunda Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında, AB ve İngiltere arasında devam eden müzakerelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Müzakerelerin devam ettiğini ve anlaşma sağlanıp sağlanamayacağı konusunda “bir öngörüde bulunma niyeti olmadığını” söyleyen Michel, “Bütün olası sonuçlara hazırlıklıyız.” ifadesini kullandı.
Michel, anlaşma için AB ve İngiltere arasında ticaretin adil rekabet ortamında gerçekleşmesini sağlayacak tedbirlerin önemine dikkati çekti.
Sürecin sonunda AB Komisyonu’nun müzakerelere ilişkin görüşünü bildireceğini ve üye ülkelerin son kararı vereceğini anlatan Michel, “Anlaşmanın AB üyesi 27 ülkenin tamamı tarafından kabul edilebilir olması gerekiyor. Masada ne olacağını müzakerelerin bitiminde göreceğiz. Anlaşmanın özellikle denetim, adil rekabet ve balıkçılık gibi zor başlıklarda ne kadar dengeli olduğunu değerlendireceğiz.” diye konuştu.
İngiltere’nin daha önce onaylanmış olan Brexit ayrılık anlaşmasının bazı maddelerini tek taraflı olarak değiştirme girişimi hakkında Michel, “Öncelikle Brexit ayrılık anlaşmasının tam anlamıyla uygulanması gerekiyor.” dedi.
Michel, İngiltere’ye uygulanan geçiş döneminin ay sonunda biteceğini anımsatarak, “Aralık sonu yaklaşıyor ve bir an önce durumu netliğe kavuşturmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Brexit süreci
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya’dan oluşan Birleşik Krallık’ta, Haziran 2016’da yapılan AB referandumunda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı.
AB’den resmen 31 Ocak’ta ayrılan İngiltere, Birlik ile başta ticaret olmak üzere ikili ilişkiler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyor.
AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde “adil rekabetin sağlanması”, “ticari anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği” ve “balıkçılık” sorunlu konuları oluşturuyor.
Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacak.
Bu tarihe kadar olan geçiş süreci boyunca İngiltere, AB kurallarına bağlı kalmayı sürdürüyor.
