İngiltere, pandemi sürecinde kritik bir aşamaya geçti. Ülke genelinde vaka sayılarındaki artış devam ederken, hastaneye kaldırılan hastaların sayısı ilkbahardaki karantina döneminin de üzerine çıkmış durumda.
Üstelik, resmi bilimsel tavsiyeler ile hükümet tarafından alınan siyasi kararlar arasındaki uçurum da günden güne daha çok ortaya çıkmaya başladı.
Hükümetin bilimsel tavsiye grubu (Sage) tarafından açıklanan belgeler, grubun yaklaşık üç hafta önce hükümete harekete geçme çağrısında bulunduğunu ortaya koydu.
Belgelere göre, Sage 21 Eylül’deki yazısında, “Acilen önlem paketinin yeniden yürürlüğe alınması gerekiyor” dedi ve “Bu müdahaleler ne kadar hızlı bir şekilde yapılırsa, Covid-19 bağlantılı ölümler de o kadar çok azalır ve getirilen kısıtlamalar da o kadar hızlı bir şekilde kaldırılabilir. Vaka sayısını azaltmak için ivedilikle harekete geçilmemesi, felaket sonuçlar doğuracak çok geniş bir salgına yol açacak” diye devam etti.
Sage’in hükümete vakit geçirmeksizin uygulamaya sokmasını önerdiği önlemler şunlar oldu:
- Vaka sayılarındaki artışı azaltmak için ülke genelinde belli bir süreliğine geçici karantina uygulanmasını öngören ‘devre kesici’ mekanizmanın yürürlüğe sokulması
- Yapabilen herkes için evden çalışmanın tavsiye edilmesi
- Destek grupları hariç aynı evde yaşayanların başkalarıyla temas kurmasının yasaklanması
- Bar, restoran, kafe, kapalı spor salonları ve kuaför gibi “kişisel hizmet” sunan yerlerin kapatılması
- Yüksek öğretimde zorunlu olmayan haller dışında uzaktan eğitime geçilmesi
Ancak hükümetin de yalnızca virüsün yayılmasını engellemeyi amaçlayan önlemlerin yarattığı etkiyi değil, bunların genel halk sağlığı, refahı ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini de dengelemesi gerekiyor.
Sage’in yaptığı öneriler arasında bir tek evden çalışmayla ilgili tavsiye hayata geçirildi. Diğer önlemler ise ülke çapında değil, bazı yerel düzeyde uygulamaya sokuldu.
Sage’in belgeleri, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın Pazartesi akşamı yaptığı açıklamadan kısa bir süre sonra açıklandı. İngiltere sağlık baş danışmanı Prof. Dr. Chris Whitty ile birlikte yaptığı açıklamada Johnson, Liverpool bölgesinde yürürlüğe sokulan ve en sıkı kısıtlamalar içeren “Çok Yüksek Tehdit” önlemlerinin virüsün yayılmasını durduracağını düşünen kimse olmadığını da ifade etti.
Johnson, virüsün kontrol altına alınması için “çok daha fazlasının yapılması” gerektiğini belirterek, bu konudaki yetkinin yerel yönetimlere verildiğini söyledi.
21 Eylül’deki Sage toplantısına katılan Prof. Dr. Calum Semple, üç aşamalı önlem sisteminin yürürlüğe çok geç sokulduğunu ve önümüzdeki birkaç hafta içerisinde kısa süreli ulusal bir karantinanın uygulanması gerektiğini belirtti.
Sage ayrıca, hükümetin dünyanın en iyisi olduğunu iddia ettiği Test ve Takip sistemini de ağır bir dille eleştirdi.
Test ve Takip sistemi, virüsün yayıldığı yerlere yönelik kısıtlamalar uygulanmasını sağlayarak ulus çapında bir karantinanın önüne geçmeyi hedefleyen hükümetin koronavirüsle mücadele planlarının da merkezinde yer alıyor.
Sage, bu sistemin “bulaş üzerindeki etkisinin çok düşük” olduğunu ve buna ayrılan kaynakların pandeminin yayılma hızından daha yüksek olmaması halinde “ileride daha da önemsizleşeceğini” belirtiyor.
Sage’in hazırladığı belgelerde, ülke genelinde sokağa çıkma kısıtlamaları ve karantina öngören iki haftalık bir ‘devre kesici’ uygulamasının salgının durumunu 28 gün geriye alacağı belirtiliyor. Bu da Test ve Takip sisteminin yaygınlaştırılması için zaman kazanılmasını sağlayabilir.
Sage ayrıca, hükümet içerisinde birçok kişinin desteklediği okulların kapatılmaması kararının “çok sayıda farklı önlemin uygulamaya sokulmasını gerektirdiğini” de vurguladı.
Bir kişinin virüsü kaç kişiye bulaştırdığını gösteren R sayısı şu an 1,2 ile 1,5 aralığında hesaplanıyor. Bu sayının 1’in üstünde olması salgının yayıldığına işaret ediyor.
Sage belgelerinde alınacak her bir önlemin R sayısı üzerindeki etkisine yönelik değerlendirmeler de yer alıyor:
- Tüm bar, pub, kafe ve restoranların kapatılması R sayısını 0,1 ile 0,2 aralığında düşürebilir
- Kapalı spor salonları ile dinlenme merkezlerinin kapatılması 0,1’e kadar düşürebilir
- Temel ihtiyaç malzemeleri satan dükkanların kapatılması bulaş üzerinde “asgari etki” yaratabilir
- Aynı evde yaşamayan kişilerin biraraya gelmesinin yasaklanması 0,1 ile 0,2 aralığında azaltabilir
- Evden çalışmanın R’ı düşürmeye etkisi 0,2 ile 0,4 aralığında
- Okulların kapatılmasının ise 0,2 ile 0,5 aralığında
Sage, virüsün yayılmasını engellemeyi amaçlayan her önlemin olumsuz etkilerini de detaylandırdı.
Sage, “Hükümetin önümüzdeki aylar boyunca sosyal özgürlük, ekonomik faaliyet ve virüsün yayılması arasında bir denge bulması gerekiyor. Bu nedenle, önümüzdeki 6 ile 9 ay arasında bir dizi tutarlı önlemin hayata geçirilmesi zorunlu” değerlendirmesini yaptı.
Sage’in bahsettiği tarih aralığı Haziran 2021’e kadar olan dönemi kapsıyor.
Şu anda gelinen nokta aslında beklenen bir durum. Temmuz ayında yayımlanan bir raporda, ikinci dalganın ilkinden daha fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açabileceği uyarısı yapılmıştı.
Sage’e danışmanlık veren modelleme grubunun üyesi Londra’daki Hijyen ve Tropik Hastalıklar Fakültesi’nden Dr. Adam Kucharski, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki hafta gibi günde 100 ölüme ulaşabiliriz. Bu, yapılan en kötü senaryo tahminlerine uygun bir durum. Salgının yayılma hızı artarsa Kasım-Aralık ayları için durum pek de iyi görünmüyor” dedi.
Salgının yayılmayı sürdürdüğü bir dönemde hükümetinin amacının ne olduğuna dair da tepkiler geliyor.
‘Netlik gerekiyor’
R sayısının, sadece İngiltere’nin kuzeybatısında değil, ülke genelinde 1’in üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Sage üyesi Wellcome Trust’ın Direktörü Jeremy Farrar, Twitter’dan attığı mesajda, “Amaç R’nin 1’in altına düşürülmesi olmalı. Eğer bu amaç değilse o zaman amacın ne olduğuna dair netlik sağlanması gerekiyor” dedi.
Sage’in alt gruplarından birinin üyesi olan Warwick Üniversitesi’nden Dr. Mike Tildesley de BBC’ye yaptığı açıklamada, “Hükümetin amacının ne olduğunu ve neye ulaşmak istediğini çok net bir şekilde ortaya koyması gerekiyor. Böylece bilim grupları da hükümete çok daha faydalı tavsiyelerde bulunabilir. Bize ne istediklerini söylerlerse işimiz kolaylaşır” diye konuştu.
Hükümete danışmanlık yapan bilim insanlarının bir bölümü, virüsün insanlar arası temasla geçmesi ve birçok kişinin bağışıklığının olmaması gibi salgının dinamiklerinin önemli bir kısmının değişmediği kaygısını taşıyor.
Her ne kadar tedavi süreçlerinde iyileşmeler kaydedilmiş olsa da bu durum pandeminin şiddetlendiği dönemlerde yüksek sayıda can kayıplarının önüne geçilmesine yeterli olmadığı belirtiliyor.
Buradaki esas meselenin, virüsü şimdi kontrol altına almakla Mart ayında sert kısıtlamaların uygulandığı dönemde olduğu gibi virüsün bizi daha sert önlemelere zorlaması arasında tercih yapmak olduğu ifade ediliyor.