Site icon Londra Gazete

Charlie Chaplin kimdir ne zaman öldü? Charlie Chaplin’in hayatı

Siyah- beyaz ve sessiz filmlerin kahramanı Charlie Chaplin, dünyaca ünlü ve efsaneleşmiş bir oyuncu olarak tanınıyor. Yarattığı ‘modern palyaço’ Şarlo ile dünya üzerinde filmlerinin gösterildiği her ülkede insanların hayranlığını toplayan Charlie Chaplin’in hayatına dair bilgiler merak ediliyor. Peki, Charlie Chaplin kimdirne zaman öldü? Charlie Chaplin’in hayatı

Charlie Chaplin 16 Nisan 1889 tarihinde Londra’da dünyaya geldi. Yarattığı “Şarlo” karakteri ile özdeşleşmiştir.

Londra’nın fakir bölgelerinden birinde doğup büyüyen Chaplin, 1913’te gittiği ABD’de sinemaya başlamıştı. 1914’teki ilk filmi Making A Living’in ardından çekilen Kid Auto Races in Venice filminde bol pantolonlu, melon şapkalı, büyük ayakkabılı, sürekli bastonunu çeviren ve sakar hareketleri ile gülünç mizansenler oluşturan “Şarlo” tiplemesini yarattı. Takip eden yıllar içinde aralarında 1917 yapımlı The Immigrant ve The Adventurer gibi filmlerinin de bulunduğu altmıştan fazla kısa filmde oynayarak yeni gelişmekte olan sinemanın da etkisiyle dünya çapında görülmemiş bir üne kavuştu. 1918 yılında çektiği A Dog’s Life filmi ile uzun metrajlı filmlere de başlayan Chaplin, Mary Pickford, Douglas Fairbanks ve D. W. Griffith ile birlikte kurdukları United Artists film şirketinin ortağı olduktan sonra Altına Hücum, Şehir Işıkları, Büyük Diktatör, Asri Zamanlar, Sirk ve Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı.
Filmlerinde dönem koşulları için imkânsız görülebilen mizansenlere, koreografilere ve akrobatik hareketlere yer veren Chaplin, komedi sinemasının bütün örneklerini sonuna kadar korumakla birlikte, heyecanın ve hareketin asgari düzeye çekildiği sahnelerinde ise dramatik yapısını sergileyebilmiştir. Popülist yaklaşımlara, hiçbir zaman benimsemediği bazı yönetim biçimlerine ve teknolojiye yönelik ağır eleştirilerini ise yine bu komedi tarzının içinde eritmiş ve sessizce seyirciye ulaştırmayı bilmiştir.

Yarattığı ‘modern palyaço’ Şarlo ile dünya üzerinde filmlerinin gösterildiği her ülkede insanların hayranlığını toplamasına rağmen, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığını reddetmesi sebebiyle bu ülkede kendisine yönelik olarak başlatılan karalama kampanyası; kendisinden bir hayli genç olan kadınlarla yaptığı dört ayrı evlilik, bir dönem kendisine açılan babalık davası, The Immigrant filminde bir ABD memurunu tekmelediği sahne ve son olarak Altına Hücum filmindeki bazı sahnelerin komünizm propagandası olarak yorumlanması gibi olayların etkisiyle Chaplin’in ABD’ye girmesi yasaklandı. Bunun üzerine karısı ve çocuklarıyla birlikte hayatının sonuna kadar yaşayacağı İsviçre’ye yerleşen Chaplin, ancak 1972 yılında Oskar Özel Ödülü’nü almak için yıllar sonra ABD’ye geri döndü. Takip eden yılda Sahne Işıkları adlı filmle bir kez daha Oscar ödülünü kazanmıştır. 1975 yılında 86 yaşında iken İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından şövalye unvanına layık görülmüştür.

Chaplin’in sağlam duruşu 1960’lardan sonra yavaş yavaş bozulmaya başlamıştı, onunla iletişim kurmak güçleşmeye başlamıştı. 1977’de tekerlekli sandalye ile hayatını devam ettiriyordu. Chaplin 1977’in Noel’inde İsviçre’de uykusunda hayatını kaybetti. 1 Mart 1978’de naaşı küçük bir İsviçreli grup tarafından fidye istenmek üzere kaçırılmaya kalkışıldıysa da hırsızlar amaçlarına ulaşamadan yakalandı. Chaplin’in naaşı 11 hafta sonra Cenevre Gölü’nde 1,8 metre suyun altından çıkartılıp tekrar mezarına defnedildi.

Exit mobile version