Yeni bir araştırmaya göre, elektrikle şarj edilen bataryalara sahip hibrit (PHEV) araçlar, resmi test sonuçlarının gösterdiğinden iki buçuk kat daha fazla karbondioksit (CO2) emisyonuna neden oluyor.
İngiltere’de hükümet benzin, dizel ve hibrit arabaların satışının yasaklanması için öngörülen 2035 tarihini 2030’a çekme konusunu tartışıyor.
Hibrit araçların çevreyi göreceli olarak daha az kirletmesi nedeniyle satışlarının 2035’e kadar devam etmesi öngörülüyor.
28 ton karbondioksit
Bu yeni araştırma, CO2 salımının hibrit araç üreten şirketlerin iddia ettiği kadar düşük olmadığını da ortaya koyuyor.
Yeni verilere göre, PHEV hibrit araçlar kullanım süreleri boyunca ortalama 28 ton CO2 salımına yol açıyor.
Benzin ve dizel arabalarda bu miktar 39-41 ton, konvansiyonel hibritlerde ise 33 ton arasında seyrediyor.
Otomotiv imalatçıları, laboratuvar testlerinin her zaman gerçek dünyayı yansıtmayabileceğini kabul etmekle birlikte, son araştırmada kullanılan emisyon verilerinin iki yıl öncesine dayandığını ve performanslarının sürekli geliştiğini belirtiyor.
‘Kuzu postuna bürünmüş kurt’
Greenpece ise PHEV araçları “otomotiv sektörünün kuzu postuna bürünmüş kurdu” olarak niteliyor.
Greenpeace’ten Rebecca Newsom, “Çok daha çevre dostu bir seçim gibi görünebilirler, ama düşük emisyon yönlü sahte iddialar otomobil imalatçılarının spor, benzin ve dizel motorlu araçları üretmeye devam etmede kullandığı bir taktik” diyor.
PEHV araçlar sadece elektrik kullanarak 30-60 km mesafe katedebiliyor.
Sürücü davranışı belirleyici
Ulaşım ve Çevre adlı grup ise, PHEV araçları kullanan sürücülerin arabaları pek şarj etmediklerini ve benzin ve dizele yöneldiklerini belirtiyor.
Ayrıca bu araçlar soğuk havalarda veya sürücünün aniden hız yapması halinde otomatik olarak benzin ve dizelle çalışacak şekilde tasarlanmış bulunuyor.
Bu nedenle uzmanlar, aracın karbon emisyonunda sürücü davranışının belirleyici olduğunu vurguluyor.