Harry Potter serisinin yazarı J.K. Rowling, web sayfasında yayımladığı uzun ve şahsi bilgiler içeren bir makalede ilk kez, aile içi tacize ve cinsel saldırıya maruz kaldığını açıkladı.
“J.K. Rowling cinsiyet ve toplumsal cinsiyet konularında konuşma nedenini yazıyor” başlıklı yazıyı kaleme alan Rowling, son günlerde trans bireylerle ilgili yorumları nedeniyle eleştiri almıştı.
İfade özgürlüğüne inancını belirten ve trans bireylerle ilgili yorumları yapmasında öğretmen olarak tecrübelerini dile getiren Rowling, “aile içi taciz ve cinsel saldırı mağduru” olduğunu ifade etti.
J.K. Rowling, “Bunlardan söz etmemin amacı sempati kazanma çabası değil, benim yaşadıklarımı yaşamış, tek cinsiyete özgü mekanlarla ilgili kaygılara sahip olduğu için gerici olarak karalanan çok sayıdaki kadın ile dayanışma nedeniyledir” ifadesini kullandı.
Rowling hafta sonu Twitter’da bir dizi mesaj paylaşmış ve “Cinsiyet gerçek bir şey değilse, kadınların yaşama gerçekliği de dünya çapında silinir. Tanıdığım ve sevdiğim trans bireyler var, ama cinsiyet konseptini silmek, birçok kişinin yaşamlarını anlamlı bir şekilde tartışabilmesini de ortadan kaldırır” gibi ifadeleri eleştirilere neden olmuştu.
Harry Potter serisinde başrolde oynayan Daniel Radcliffe ve Eddie Redmayne gibi isimlerle, Jonathan Van Ness ve trans yazar Juno Dawson, Rowling’in açıklamalarına tepki göstermişti.
‘Kadınlıktan kaçışın cazibesi büyüktü’
Web sayfasındaki yazısında Rowling, cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığı konusunda kendi mücadelelerini ve büluğ çağında “zihinsel olarak cinsiyetsizlik” duygusuna kapılışını ifade ederek şunları yazdı:
“Kadınlıktan kaçışın cazibesi büyüktü. Gençliğimde ciddi obsesif kompulsif bozukluk (OCD) yaşadım. Yakın çevremde bulamadığım anlayışı ve topluluğu internette bulmuş olsaydım, babamın açıktan tercih ettiği oğula dönüşmeye ikna edilebilirdim.”
Rowling, İskoçya’da trans bireylerin kimliklerinde cinsiyetlerinin tıbbi ve psikiyatri raporlarına göre değil kendilerini nasıl tanımladıklarına göre değiştirilmesini öngören “cinsiyet teyit sertifikaları” ile ilgili tartışmayı okuduktan sonra Twitter’da mesajları paylaştığını belirtiyor.
Kendisini eleştirenleri ise “grup düşüncesi” ve “insafsız saldırı” ile suçlayan yazar, trans bireylerin maruz kaldığı aile içi ve cinsel şiddet nedeniyle korunmaları gerektiğine inandığını, ancak hormon terapisi görmemiş veya ameliyatla cinsiyet değiştirmemiş trans kadınların, sadece kadınlara özgü olan mekanlara girmesini doğru bulmadığını ifade ediyor.
‘Kendimi kafamdaki karanlık yerde buldum’
Rowling, eleştirilerin ardından, “20’li yaşlarımda uğradığım ciddi bir cinsel saldırıyla ilgili anılar sürekli canlanırken, kendimi kafamdaki karanlık yerde buldum” diyor ve ekliyor:
“Bu saldırı kırılgan olduğum bir zamanda ve yerde gerçekleşti ve bir adam o fırsattan yararlandı. O anılardan kurtulamadım ve hükümetin kadınların ve genç kızların güvenliği ile oynamasının yarattığı öfke ve hayal kırıklığını kontrol etmekte zorlandım.”
20’li yaşlarında fiziksel istismara maruz kadığını da ilk kez açıklayan Rowling, “Kafamın içine girip trans bir kadının şiddet kullanan bir erkeğin ellerinde öldüğünü okuduğumda ne hissettiğimi anlasanız, orada dayanışma ve yakınlık duygusunu görürdünüz” diye yazdı.
Trans bireylerle ilgili reformlar konusunda açıktan konuşmaktan çekinen çok sayıda kadının kendisiyle irtibata geçtiğini belirten Rowling, son 10 yılda cinsiyet değişimi için başvuru yapan genç kızların sayısında yüzde 4400 artış kaydedilmesinin arkasında kadın düşmanlığı ve cinsiyetçiliğin yattığını ifade etti.