İngiltere, yeni tip koronavirüsün yol açtığı Covid-19 hastalığına bağlı ölümlerde 20 bin eşiğini geçen beşinci ülke oldu.
Rakamlar, ülkedeki azınlıkların koronavirüs salgınından daha çok etkilendiğini ortaya koyuyor.
Resmi verilere göre, 17 Nisan tarihine kadar İngiltere’de Covid-19’dan ölenlerin yüzde 16’sı “Siyah, Asyalı ve diğer etnik azınlık” kökenli (BAME) grubuna ait. İngiltere nüfusunun yaklaşık yüzde 14’ünü söz konusu azınlık grubu oluşturuyor.
Fakat daha da çarpıcı olan, Yoğun Bakım Ulusal Denetim ve Araştırma verilerine göre, Covid-19 nedeniyle yoğun bakımda olan hastaların en az üçte biri azınlık grubundan geliyor.
Hayatını kaybeden sağlıkçıların çoğu azınlık grubundan
Ayırca veriler, sağlık çalışanları arasında BAME kökenlilerin ölüm oranının çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Etnik kökeni tespit edilen 60 ölüm vakasının 42’sinin BAME’ye mensup olduğu görüldü.
Resmi rakamlara göre, Ulusal Sağlık Sistemi NHS’te çalışan toplam 1,2 milyon iş gücünün beşte birini BAME kökenliler oluşturuyor.
Aynı durum ABD’de de ortaya çıkıyor. Siyahi Amerikalılar toplam nüfusun yüzde 21’ini oluştururken, Covid-19’dan ölenlerin yaklaşık yüzde 42’si siyahilerden oluşuyor.
Yaşanan ölüm oranlarını inceleyen uzmanlar, Chicago’daki ölümlerin yaklaşık yüzde 68’inin, nüfusun sadece yüzde 30’unu oluşturan Afrika kökenli Amerikalıları içerdiğini ortaya koydu.
Fransa’da ise, başkent Paris çevresindeki fakir ve göçmenlerin yoğunlukla yaşadığı semtlerde Covid-19 ölüm oranı şehir merkezine göre daha yüksek.
Peki bu durumu nasıl açıklanıyor?
İngiltere’nin Leicester Üniversitesi’nde diyabet uzmanı Profesör Kamlesh Khunti, bu durumu açıklayan birçok faktörün olabileceğini söyledi. Uzmana göre, ABD’de siyahi Amerikalıların genellikle sağlık hizmetlerine erişimi daha zor olduğu için ölüm oranı bu kadar yüksek.
Fakat İngiltere’de durumunun biraz daha karmaşık olduğunun altını çizen Khunti, “Bizim ücretsiz bir sağlık sistemimiz var, dolayısıyla bu durumu sadece bakımdaki eşitsizliklere indiremeyiz” dedi.
Khunti, azınlık gruplarından gelen İngilizlerin, diğerlerine göre kalabalık ailelerde ve sıkışık konutlarda yaşama olasılığının daha yüksek olduğuna dikkat çekti. Ayrıca birçoğu enfeksiyon riskinin yüksek olduğu, sağlık ve taşımacılık gibi meslek gruplarında çalışıyor.
Khunti, siyahiler ve Güney Asyalılarda, Covid-19 için risk teşkil eden kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve hipertansiyon oranının da daha yüksek olduğunu belirtti.
Bazı uzmanlar ise, “ırkçılığın” Covid-19 kaynaklı ölümlerin azınlıklarda daha fazla yaşanmasına sebep olan bir diğer faktör olduğunu savunuyor.
Bedfordshire Üniversitesi’ndeki halk sağlığı çeşitliliği profesörü Gurch Randhawa, kapsamlı araştırmaların azınlıktan gelen sağlık çalışanlarının, meslektaşlarına göre daha kötü muameleye maruz kaldıklarını ifade etti.
Randhawa, “Mevcut koronavirüs krizinde azınlıklardan gelen sağlık personelleri virüse karşı koruyucu ekipmanlara daha zor erişiyor, çalışma saatleri daha ağır ve ön safta en çok onlar Covid-19 hastalarıyla ilgilenmek zorunda kalıyor” diye konuştu.
‘Müslümanlar, bir şeref listesini başlarının üstünde tutabilirler’
İngiltere’deki Müslümanların kurduğu sivil toplum kuruluşlarından olan Cordoba Vakfının Başkanı Enes el-Tikriti ise bu süreçte Müslümanların yoğun çaba gösterdiğine dikkat çekti.
Tikriti, “Dünyanın dört bir yanından İngiltere’ye gelen Müslümanlar ve göçmenler, koronavirüs kurbanlarının hayatlarını kurtarmak için en iyilerimizi, en bilgililerimizi, en adanmışlarımızı, en onurlularımızı verdiğimizi ilan eden bir şeref listesini başlarının üstünde tutabilir” ifadelerini kullandı.
2018’de bin etnik azınlık mensubu ile bin 797 beyaz arasında yapılan anket, azınlık mensuplarının yüzde 69’unun ülkede “ırkçılık” sorunu olduğuna, yüzde 43’ünün de düzenli olarak ayrımcılığa kaldıklarına inandığını ortaya koymuştu.