‘Carla’ Londra’da yasal belgelere sahip olmadan çalışan ‘kağıtsız’ bir göçmen işçi.
11 kişiyle paylaştığı kalabalık bir evde yaşıyor. Evde çalışma izni olup da çalışan tek kişi var, o da ülkenin kamu sağlık kurumu olan Ulusal Sağlık Hizmetleri’nde, bir hastanede çalışıyor.
“Hem onun için hem kendimiz için kaygılıyız” diyor Carla.
“Koronavirüs kaparsam yardım için verilen 111 telefon hattını aramaya korkuyorum. İzinsiz olduğumu anlarlar” diye sürdürüyor.
Aslen Filipinli olan Carla, evden sadece bebeği için mama almaya çıkıyor. Daha önce bir yaşlının bakımını yapıyormuş, fakat koronavirüs dolayısıyla bu işini kaybetmiş. Cebindeki 3 sterlin, son parası.
Yardım kuruluşlarının tahminlerine göre Birleşik Krallık sınırları içinde izin belgeleri olmadan çalışan bir milyon kişi var ve bu insanlar koronavirüs salgını ve alınan önlemlerle işlerini kaybettikleri için Carla gibi çaresiz bir durumdalar.
Bu ülkede kalma ve-veya çalışma izni bulunmayanlar devletin sağladığı mali desteklerden de yararlanamadıkları için açlıkla yüzyüze ve ‘görünmez’ bir kamu sağlığı sorununu temsil ediyorlar.
İngiltere’deki Filipinlilerin oluşturduğu Kanlungan Filipinliler Konsorsiyumu adlı şemsiye kuruluştan Susan Cueva “Bu durum trajik sonuçlar yaratıyor” diyor.
Nisan ayının başlarından itibaren İngiltere’deki Filipinli toplum içinhde ölümlerin arttığını izleyen Cueva, akşamları telefonun başında Covid-19 belirtileri gösteren izinsiz Filipinli işçileri hastaneye gitmeye ikna etmeye çalışıyor.
“Bazıları durumları ağırlaşsa bile tıbbi yardım almak istemiyor” diyor.
Altı aylık turist vizesiyle Londra’ya gelen Brezilyalı G vizesi bitince izinsiz olarak ülkede kalmaya devam etmiş. Bir lokantada çalışıyormuş, ta ki koronavirüs krizi ortaya çıkana kadar.
Şimdi herşeyin değiştiğini, kirasını ödeyemez hale geldiğini ve evdeki yiyeceklerin de tükenmeye başladığını anlatıyor.
“Hükümet sosyal mesafe önlemlerini ilan edince durum daha da kötüleşti. Sokaklarda daha çok polis var artık. Durdurmalarından ve tutuklamalarından korkuyorum” diyor.
Ücretsiz ulusal sağlık hizmetlerinden yararlanıp yararlanamayacağı da belirsiz.
İngiltere’yi ziyaret eden yabancılar ve ülkede izin belgesi olmadan yaşayanların hükümet tarafından sürekli güncellenen bazı istisnalar dışında sağlık hizmeti için ücret ödemeleri gerekiyor.
Yerel Sağlık Hizmetleri birimleri hastanın sağlık hizmetine para ödemesi gerekip gerekmediğine karar vermek için, uyruğu ve ülkedeki statüsü hakkında İçişleri Bakanlığı’ndan bilgi isteyebiliyor. Ve bunu yaparken hastaya ait, isim, telefon numarası ve adres gibi kişisel bilgileri İçişleri Bakanlığı’na bildirebiliyor.
Bu konuda BBC’nin sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanlığı yetkilileri Covid-19 testi yaptıran ya da tedavi görenlerin göçmen statülerinin araştırılmasının istenmediğini ve testler için kimseden ücret talep edilmeyeceğini söylediler.
Fakat aralarında Liberty, Medact ve Göçmen Sağlık ve Sosyal Yardımlarma Konseyi’nin de aralarında olduğu 30’dan fazla insan hakları kuruluşu, Covid-19’u herkes için ücretsiz sağlık hizmetleri listesine eklemenin yeterli olmadığını söylüyorlar.
Bu görüş İngiltere parlamentosundan İşçi Partisi’nden Bell Ribeiro-Addy’nin başını çektiği 60 milletvekilinden oluşan bir grup tarafından da dile getirildi.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Matt Hancock’a açık bir mektup yollayan milletvekilleri ücretsiz Covid-19 test ve tedavisinin İngiltere’de yaşamayan veya yaşama izni olmayan yabancıları da kapsayacağının belirtilmesinin yıllardır bu konuda izlenen “düşmanlık” politikalarının etkisini bir anda değiştirmeyeceğini kaydediyorlar. Milletvekilleri göçmenlerin bu ülkede yıllarca temel sağlık hizmetleri için para ödemeye mecbur bırakıldığına ve kamu hizmetlerine başvurduklarında sınır dışı edilme tehdidiyle yüz yüze geldiklerini ekliyorlar.
‘G’ için çok geç
Ücretsiz sağlık hizmeti imkanı ülkesine gönüllü geri dönmek için başvuran G’nin işine yaramayacak.
G’nin ülkesi Brezilya’ya geri dönmesi konusunda İngiltere’deki Brezilyalıları temsil eden Casa do Brasil yetkililerle arabuluculuk yapmış.
Casa do Brasil’in yöneticisi ve göçmen hukuku uzmanı Vitoria Nabas, “Normal olarak bize burada yaşayan Brezilyalılardan farklı konularda beş-altı başvuru gelirdi. Son haftalarda her gün 20-30 telefon geliyor. Bize başvuranların çok büyük kısmı çok çaresiz” diyor.
Birleşik Krallık içinde izinsiz yaşayanların sayısı konusunda kesin bir rakam söylemek çok zor.
Bunlar arasında insan kaçakçıları tarafından çeşitli yollarla İngiltere’ye getirilenler olabildiği gibi, vizelerinin süresi geçtiği halde gitmeyenler ve iltica başvurusu reddedildiği halde kaçak yaşayanlar da var.
Kendisini Bayan Zhao diye tanıtan bir lokanta çalışanı 12 yıldır İngiltere’de yaşıyor.
“Bir çok insan kaçakçısı ağıyla seyahat ettim ve en sonunda beni İngiltere’ye getiren gemiye bindirildim” diyor.
Gerçek kimliğinin açıklanmaması kaydıyla Çin Enformasyon ve Danışmanlık Bürosu kanalıyla BBC’ye konuşan Bayan Zhao, bir çok başka kağıtsız işçi gibi zor durumda. Kaldığı kalabalık evde kendini izole etmekte güçlük çekiyor.
“Şu ana kadar ayakta kalabildiğim için memnunum. Ama çok şanslıyım ki benim durumumdaki arkadaşlarım çok büyük destek ve dayanışma sağladılar” diyor.
Manchester merkezli bir insan hakları grubu olan Rapar’dan doktor Rhetta Moran, medyada ve hükümet düzeyinde göçle ilgili tartışmalarda hep düşmanca bir ortam yaratıldığından ve kaçak göçmenlerin siyasi başarısızlıkları örtmek için günah keçilerine dönüştürüldüğünden yakınıyor.
“Hükümet uzun bir süre önce saymayı bıraktı ve hiç bir zaman bu konudaki rakamlarla yüzleşmeye yanaşmadı” diyor.
Dr Moran, hükümetin, statüsüne bakılmaksızın herkese konut ve sağlık hizmeti sunması gerektiği şiarıyla kampanya yürütüyor.
Fakat kaçak göçmenlerin hükümetin sunduğu hizmet ve yardımlardan yararlanabildiği nadir durumlar da görülüyor.
Çin’den ev içi şiddet mağduru bir göçmen olan ‘Bayan Wang’ kanser hastası ve hükümetin desteğiyle ücretsiz tedavi gördüğünü anlatıyor.
On yılı aşkın bir süre önce bir akrabasının yardımıyla, çocuklarını geride bırakarak kaçak şekilde İngiltere’ye gelmiş. Şu anda belediyenin sağladığı bir evde yaşıyor. Koronavirüs karşısında daha riskli bir grupta olduğu için çok dikkatli olması gerekiyor.
Bu haber için görüştüğümüz Brezilyalı G ise artık ülkesinde. İngiltere’de daha iyi bir hayat kurma rüyası yıkılmış.
“Bir kişinin insan sayılıp sayılmayacağını daha ne kadar bir kağıt parçası belirleyecek?” diye soruyor.
“Ben insanın insanlığının karakteri, onuru, düşüncesi, sözüyle belirlendiğini düşünürdüm ama bir hayaletseniz bütün bunlar hiç bir değer taşımıyor.”
Kaynak: BBC Türkçe