İngiltere’de 2019 yılına yürütmenin Brexit krizi etrafında yasama ve yargı ile yaşadığı çatışmalar damga vurdu.
Brexit süreci çıkmaza giren İngiltere’de 2019 yılına yürütmenin yasama ve yargı ile yaşadığı çatışmalar damga vururken son sözü sandığa giden halk söyledi.
Ülke 2019 yılına geçen yılın sonunda eski Başbakan Theresa May’in Avrupa Birliği (AB) ile vardığı Brexit anlaşmasıyla girdi. May’in anlaşmayı parlamentodan geçirmesinin ardından ülkenin AB’den 29 Mart’ta resmen ayrılması öngörülüyordu.
Ancak 2017’de gittiği erken seçimde parlamentodaki çoğunluğunu kaybeden ve Kuzey İrlanda’nın İngiltere ile birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisinin (DUP) desteğiyle azınlık hükümeti kurabilen May, karşısında Brexit karşıtı muhalefet blokunu ve kendi partisi içindeki muhalifleri buldu.
May’in Brexit anlaşması parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasında biri tarihi çoğunlukla olmak üzere 3 kez üst üste reddedildi. Parlamento, çıkardığı özel bir yasa ile May’i Brexit’i ertelemeye mecbur bıraktı.
İki erteleme
Parlamento engelini aşamayan May, Brexit tarihini önce 12 Nisan’a sonra da 31 Ekim’e ertelemek zorunda kaldı. May, AB ile anlaşmanın İngiliz Parlamentosunda tepki çeken maddelerini değiştirmeye dönük görüşmelerinden de sonuç alamadı.
Parlamentoyla mücadelesinde zayıf düşen May’e son darbe 22 Mayıs’ta yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde geldi. Muhafazakar Parti tarihinde ilk kez ulusal çapta yapılan bir seçimde 5. sıraya düştü.
May parti içi muhalefetin baskısıyla parti liderliğini 7 Haziran’da bırakacağını, başbakanlığı ise yeni lider seçilene kadar sürdüreceğini ilan etti.
Muhafazakar Parti içinde başlayan liderlik yarışında katı Brexitçi cephenin lideri Boris Johnson ile May kabinesinin ılımlı Brexitçi Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt öne çıkan iki isim oldu.
3 yılda 3. başbakan
Parti üyelerinin oylarının çoğunluğunu alan Johnson, 24 Temmuz’da May’den başbakanlık görevini devraldı.
Johnson böylece İngiltere’nin 2016’da yapılan referandumda Brexit kararı almasınının ardından geçen 3 yıldaki 3. başbakanı oldu.
Referandum sürecinde de Brexitçi cephenin lider figürü olarak öne çıkan Johnson, başbakan olarak temel vaadini “Brexit’i ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmek” olarak ilan etti.
Ancak Johnson’ın katı Brexit yönünde attığı adımlar kabinesinde ve partisinin parlamento grubunda bir dizi istifayı tetikledi. İstifa eden bakanlar arasında Johnson’ın, “ailesi ile ulusal çıkarlar arasında kaldığını” ifade eden kardeşi Jo Johnson da yer aldı.
Mahkemelik oldular
Johnson, AB ile Brexit anlaşmasını yeniden müzakere etmek ve 31 Ekim’de ülkeyi birlikten ayırmak için verdiği sözü gerçekleştirmek üzere İngiltere tarihinde ilk niteliğinde radikal bir adım attı. Johnson, May’e Brexit sürecindeki en büyük engelini teşkil eden parlamentoyu 5 hafta süreyle kapatma kararı aldı.
Muhalefet partileri ve kendi partisi içindeki muhalif figürlerin “anayasal rezalet” diye nitelendirdiği bu adım, yargıya taşındı. İlk derece mahkemeleri Johnson hükümetini haklı bulsa da Anayasa Mahkemesi parlamentoyu kapatma kararının yok hükmünde olduğu yargısına vardı.
Erken genel seçim
Yasama organını devre dışı bırakma kararı yargıdan dönen Johnson, ülkeyi erken seçime götürmek için girişimlere başladı. Johnson’ın erken seçim teklifleri parlamentoda iki kez reddedildi.
Ancak Johnson’ın erken seçim tekliflerini geri çevirmenin sandıktan kaçtıkları algısına yol açmasından endişe eden muhalefet partileri, Brexit tarihinin bir kez daha, bu sefer 31 Ocak 2020’ye ertelenmesinin ardından ülkeyi 12 Aralık’ta sandık başına götürmeye evet dedi.
Seçim kampanyasını “Gelin Brexit’i gerçekleştirelim” sloganı üzerine kuran Johnson, 650 sandalyeli parlamentoya 365 milletvekili sokarak ezici bir galibiyet ve Brexit siyaseti için güçlü bir halk desteği kazandı.
Seçmen tabanı Brexit konusunda bölünen ve ülkeyi yeni bir Brexit referandumuna götürme vaadi nedeniyle geleneksel seçmenini kaybeden ana muhalefetteki İşçi Partisi ise son 80 yılın en büyük seçim mağlubiyetini aldı.
En büyük sürpriz ise Brexit’i iptal etme vaadiyle kampanya yürüten Liberal Demokrat Partinin lideri Jo Swinson’ın milletvekili bile seçilmeyi başaraması oldu.
İskoçya’da yeni bağımsızlık referandumu
Johnson’ın yanı sıra erken seçimin galibi olarak öne çıkan siyasi aktör İskoç Ulusal Partisi oldu.
Milletvekili sayısını 35’ten 48’e çıkaran parti, İskoçya’da yeni bir bağımsızlık referandumu için merkezi hükümet üzerindeki baskıyı artırmaya başladı.
İskoçya’da bölgesel hükümette de olan parti, yeni bağımsızlık referandumunu 2020’nin ikinci yarısında gerçekleştireyi hedeflediğini ilan etti.
Avam Kamarası Başkanı istifa etti
Yılın önemli gelişmelerinden biri de Avam Kamarasının Brexit sürecine damga vuran başkanı John Bercow’un istifası oldu.
Avam Kamarasında Brexit tartışmalarında ve oylamalarında, takdir hakkını muhalefet partileri ile “arka sıra” milletvekilleri için kullanan ve renkli yönetim tarzıyla uluslararası ün kazanan Bercow, Brexit’İn iki defa ertelenmesinde de kilit rol oynadı.
Başbakan Johnson’ın, gidilecek ilk seçimde teamülün aksine kendisini aday göstermeme tehdidi üzerine Bercow, 10 yıldır sürdürdüğü görevi 31 Ekim’de bıraktı.
Londra Köprüsünde 2. saldırı
İngiltere’nin başkenti Londra 29 Kasım’da bir terör saldırısıyla sarsıldı. Terör suçundan hapis yatarken şartlı tahliyeden yararlanarak serbest kalan Usman Khan adlı saldırgan, 2017’de de bir terör saldırısına sahne olan Londra Köprüsü’nde iki kişiyi bıçakla öldürdükten sonra polis tarafından vurularak can verdi.
İngiltere’de saldırıdan birkaç hafta önce bir en üst ikinci kademeden bir alt kademeye çekilen terör tehdit seviyesi yükseltilmedi.
Kraliyet ailesi
2019 İngiliz kraliyet ailesi için de fırtınalı geçti. Kraliçe 2. Elizabeth’in oğullarından Prens Andrew, cinsel istismar suçlamasıyla yattığı hapishanede intihar eden ABD’li milyarder Jeffrey Epstein ile arkadaşlığı ve reşit olmayan kızlarla cinsel ilişkiye girdiği yönündeki iddialar nedeniyle kraliyet ailesi içindeki görevlerinden çekildi.
Veliaht Prens Charles’ın küçük oğlu Prens Harry ile ABD’li eşi Meghan Markle, İngiliz basınıyla mahkemelik oldu.
Markle, Daily Mail’e babasına yazdığı bir mektubu izinsiz yayımlaması nedeniyle, Harry de The Sun ve Daily Mirror gazetelerini İngiltere’de 2000’li yılların başında patlak veren telefon dinleme skandalı kapsamında dava etti.
Prens Harry, yayımladığı yazılı açıklamayla da tabloid basına “savaş açtı.” Basının, Markle’a da paparazziler tarafından takip edilirken geçirdiği trafik kazasında ölen annesi Prenses Diana gibi davrandığını belirten Harry, “tarihin tekerrür edeceği” endişesini dile getirdi.
Kraliyet ailesi 2019’da bir de yeni üye kazandı. Harry ve Markle çiftinin mayıs ayında dünyaya gelen oğullarına Archie adı verildi. Arcihe’yi BBC Radyo 5 yayınında “şempanzeye” benzeten gazeteci Danny Baker ise İngiliz kamu yayın kuruluşundaki işinden kovuldu.
Çevreci İşgal eylemleri
İngiltere’de nisan ayına çevreci grup Extinction Rebellion’ın yaklaşık iki hafta süren işgal eylemleri damga vurdu. Londra’nın merkezinde köprü ve meydanları işgal eden ve toplu ulaşım hatlarını bloke eden grubun binin üzerinde üyesi gözaltına alındı.
Julian Assange
Nisan ayının bir diğer önemli gelişmesi de Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın 7 yıldır sığındığı Ekvator Büyükelçiliğinden çıkarılması ve tutuklanması oldu. Assange mayıs ayında çıkarıldığı mahkemede de kefaletle serbest kalma koşullarını çiğnediği gerekçesiyle 50 hafta hapis cezası aldı. ABD’nin Assange’ın iadesi için yaptığı başvuruyla başlayan yargı süreci 2020’de devam edecek.
Trump
ABD Başkanı Donald Trump, haziran ayında, kendisine karşı toplanan 2 milyona yakın imzaya rağmen İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in resmi konuğu olarak ülkeyi ziyaret etti.
Trump’ın 3 günlük ziyaretinin üzerinden bir ay geçmişti ki İngiltere’nin Washington Büyükelçisi Kim Darroch’un ABD Başkanını “beceriksiz” diye nitelendirdiği yazışmaları basına sızdı. İki ülke arasında diplomatik krize evrilen olay, Darroch’un istifasıyla sonuçlandı.
Tırda 39 ceset
Yılın sarsıcı olaylarından biri ekim ayında Essex’de meydana geldi. Bölgede bir sanayi sitesinde park edilmiş tırda 38 ceset bulundu. Soruşturma sonucunda cesetlerin ülkeye yasa dışı yoldan giren Vietnam vatandaşlarına ait olduğu anlaşıldı. Kaçak göçmenlerin, soğutuculu konteynerde donarak hayatlarını kaybettiği tespit edildi.