İskoçya Bölgesel Başbakanı
Sturgeon, merkezi hükümete, ülkede ikinci bağımsızlık referandumu yapılması için bölgesel yönetime yetki devretmesi çağrısı yaptı.
İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da basın toplantısı düzenleyen Sturgeon, geçen hafta yapılan erken genel seçimde liderliğini yaptığı İskoç Ulusal Partisinin (SNP) bölgedeki 59 milletvekilliğinden 48’ini aldığı hatırlatarak, bunun, halkın kendilerine yeni bir bağımsızlık referandumu yapmak için “yetki verme” anlamına geldiğini söyledi.
Bugün Boris Johnson başbakanlığındaki merkezi hükümete ikinci bir bağımsızlık referandumunun niçin gerekli olduğunu açıklayan kapsamlı bir belge göndereceklerini anlatan Sturgeon, referandum için akıllarındaki tarihin de 2020 yılının ikinci yarısı olduğunu kaydetti.
Sturgeon, Johnson’ın referanduma “hayır” diyeceğini bildiklerini ancak bunun “tartışmanın sonu” olmayacağını dile getirdi.
“İskoçya’nın anayasal geleceğine ilişkin kararın burada yaşayan insanlar tarafından verilmesi temel bir demokratik ilkedir.” ifadesini kullanan Sturgeon, “İskoç hükümeti, yeni bir bağımsızlık referandumu yapma konusunda halka seçim hakkı vermek için açık bir demokratik yetkiye sahiptir, merkezi hükümetin ise demokratik görevi bunu tanımaktır.” diye konuştu.
Öte yandan İskoç bölgesel parlamentosunun bugün yeni bir referandum için yolu açan bir çerçeve yasa tasarısını oylaması bekleniyor. Tasarıya SNP ve İskoç Yeşiller Partisi destek verirken, Muhafazakarlar, İşçi Partisi ve Liberal Demokratlar karşı çıkıyor.
İskoçya’nın yeni referanduma gidebilmesi için Londra’daki merkezi hükümetin izni gerekiyor.
Seçim
Seçimde İskoçya’daki oyların yüzde 45’ini alarak Londra’daki merkezi parlamentodaki milletvekili sayısını 35’ten 48’e çıkaran İskoç Ulusal Partisi (SNP), İskoçya’da yeni bağımsızlık referandumu girişimine hız vereceğini duyurmuştu.
İskoçya’da 2014’te yapılan bağımsızlık referandumunda seçmenin yüzde 55’i İngiltere ile birlikten yana oy kullanmıştı ancak İngiliz hükümeti referandum kampanyasında, İskoçya’nın bağımsızlığı seçmesi halinde AB üyeliğini de kaybedeceği tehdidini öne çıkarmıştı.
Son ana kadar önde giden bağımsızlık yanlısı kampanya, AB üyeliğini kaybetme tehdidinin etkisiyle güç kaybetmişti.
Ancak 2016’daki referandumda İskoçya’daki seçmenin yüzde 62’sinin AB üyeliğinin devamı için oy vermesinin ardından yeni bir bağımsızlık referandumu için talepler yükselmeye başlamıştı.
Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti, perşembe günü yapılan erken genel seçimde yüzde 43,6 oy alarak 365 milletvekili çıkarmış ve tek başına hükümet kurmuştu.
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya’dan oluşan Birleşik Krallık genelinde, AB referandumunda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. Eski Başbakan Theresa May liderliğindeki azınlık hükümeti AB ile varılan Brexit anlaşmasını parlamentodan geçirmeyi başaramamıştı. 29 Mart’ta gerçekleşmesi gereken Brexit önce 31 Ekim’e, ardından da 31 Ocak 2020’ye ertelenmişti.
İngiltere’nin 31 Ocak’ta mevcut Brexit anlaşmasıyla AB’den ayrılması halinde 31 Aralık 2020’ye kadar ülkenin AB kurallarına tabi kalacağı bir geçiş dönemi başlayacak.