İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’nın oluşturduğu Birleşik Krallık’ta aile içi şiddet sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı son beş yılın en yüksek düzeyine çıktı.
BBC’nin ülke genelindeki 43 emniyet müdürlüğünden elde ettiği verilere göre, 2018 yılında aile içi şiddet sonucunda 173 kişi hayatını kaybetti.
BBC’den Thomas Mackintosh ve Steve Swann’ın haberine göre bu rakamlar, 2014 yılından bu yana ulaşılan en yüksek sayı. Aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 2014’te 165, 2015’te 160, 2016’da 139 ve 2017’de de 141 oldu.
BBC’nin incelediği verilere göre, 2019 yılına ait ilk 100 cinayetin de yaklaşık beşte biri eş, eski eş ya da bir başka aile üyesi tarafından işlendi.
İngiltere ve Galler’de Nisan 2014 ile Mart 2017 arasındaki üç yıllık dönem içerisinde eşi, eski eşi veya bir başka aile üyesi tarafından öldürülenlerin dörtte üçünü kadınlar oluştururken, bu cinayetlerin zanlıları da ağırlıklı olarak erkekler.
Veriler, hükümetin ev içi şiddeti önlemek adına bir dizi önemli adım atmış olmasına karşın, sorunun artarak devam ettiğini gösteriyor.
Theresa May, içişleri bakanı olduğu dönemde bu konuyu en öncelikli gündem maddeleri arasını almış ve başbakan olduğunda da bir dizi yeni yasal düzenleme yapmıştı.
Başbakan Boris Johnson, Parlamento tatilden döndükten sonra hükümetin bu “korkunç suçu” önlemeyi amaçlayan yeni bir yasa tasarısı sunacağını açıkladı.
Kadından Sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı Victoria Atkins de kişilerin emniyete başvurarak, eşlerinin daha önce ev içi şiddet geçmişi olup olmadığı bilgisini almasına olanak tanıyan yasal bir düzenlemenin gündemde olduğunu söyledi.
Atkins, “Son dönemde yaşanan bu trafik olaylar, ev içi şiddetin nasıl yıkıcı etkiler yapabildiğinin bir hatırlatması niteliğinde ve hem mağdurların korunması hem de zanlıların yargı önüne çıkarılması için daha fazla adım atma konusunda kararlıyız” dedi.
Ancak, hükümetin bu konuda attığı adımların yeterli olmadığı ve doğru noktalara odaklanmadığını düşünenler de var.
Anamuhalefetteki İşçi Partisi’nin Milletvekili Jess Phillips, hükümetin adımlarının yargı sisteminin değiştirilmesine çok fazla odaklandığını söyledi.
Phillips, “Kadına karşı şiddet konusunda güvenlik, sağlı, eğitim ve sosyal hizmetler alanında çalışanların tamamının aynı dili konuşması, genel davranışı da değiştirebilir” dedi.
Phillips, polise ayrılan kaynakların azaltıldığını ve zor durumdaki kadınlar için kurulan sığınma yerlerinin sayısının azaltıldığını belirterek, “Eğer hayatını kurtarmak için kaçan bir kadına sığınacak yer sağlanamazsa, yaptığımız yasalar istediği kadar sert olsun, sorunu çözemeyiz” diye konuştu.
Kaynak: BBC Türkçe