İngiltere’de yeni hükümetin anlaşmasız Brexit için çalışmalarını hızlandırmasına piyasalar tepki gösterdi. İngiliz Sterlini, İngiltere’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden anlaşmasız ayrılacağı ihtimalinin güçlenmesi karşısında son 28 ayın en düşük seviyesine geriledi.
Birçok yatırımcı anlaşmasız Brexit’in dünya ekonomisine şok dalgaları yayacağını, İngiltere’yi ise ekonomik durgunluğa sürükleyeceğini, mali piyasaları bulandıracağını ve Londra’nın uluslararası finans merkezi olarak öncü rolünü zayıflatacağını belirtiyor.
İngiliz Sterlini 23 Haziran 2016’da Amerikan Doları karşısında 1,50 düzeyinde işlem görürken bugün 1,2282 seviyesine kadar geriledi. Sterlin Boris Johnson’ın yeni başbakan olduğunun açıklandığı gün iki sent değer kaybetmişti.
Başbakan Johnson, anlaşmasız Brexit tehdidini AB’nin en büyük güçleri Almanya ve Fransa’yı Theresa May’in geçtiğimiz Kasım ayında imzaladığı ancak İngiliz parlamentosunun onayını alamadığı anlaşmanın yeniden gözden geçirmeye ikna edebilmek için koz olarak kullanıyor.
Yeni başbakana göre Theresa May’in yaptığı anlaşmada yapılması gereken en büyük değişiklik AB’nin İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasındaki sınırın açık tutulması amacıyla getirdiği güvencenin kaldırılması. Ancak AB tarafı İrlanda sınırına dair güvence de dahil anlaşmanın müzakereye açık olmadığını belirtiyor.
İrlanda Cumhuriyeti Başbakanı Leo Varadkar da İngiltere’nin 31 Ekim tarihinde anlaşma olmaksızın AB üyeliğinden ayrılmasının kaçınılmaz olarak İrlanda’nın birleşmesi konusunu gündeme getirebileceğini kaydetti. Varadkar ayrıca anlaşmasız Brexit’in İskoçya’nın da Birleşik Krallık içindeki durumuna da zarar verebileceğini öne sürdü.
Birleşik Krallık’ı tarihteki en başarılı siyasi ve ekonomik birliği olarak tanımlayan Johnson İskoçya’ya gerçekleştirdiği ilk resmi ziyarette İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’da ekonomik kalkınmayı desteklemek için 300 milyon sterlinlik yatırım yapacağını duyurdu. Johnson, Brexit sonrası aydınlık bir geleceğe hazırlanabilmek için Birleşik Krallık’ı birleştiren bağların güçlendirilmesinin hayati önemde olduğunu vurguladı.
Ancak Johnson’ın savunduğu anlaşmasız Brexit, İskoçya cephesinde tepkiyle karşılanıyor. İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon geçen hafta Johnson’a yazdığı mektupta başbakanın Brexit planının İskoç ekonomisine zarar vereceğini ve ikinci bir bağımsızlık referandumu için hazırlıklarına devam edeceğini bildirdi.
Muhafazakar Parti’nin İskoçya Başkanı Ruth Davidson da başbakana yeni bir anlaşma için destek vereceğini, ancak anlaşmasız Brexit’e karşı olduğunu duyurdu.
Eski başbakanlardan İşçi Partisi mensubu Gordon Brown da geçtiğimiz ayki bir konuşmasına Johnson’ın Birleşik Krallık’ın son başbakanı olabileceği uyarısında bulunmuştu.
Öte yandan Dışişleri Bakanı Dominic Raab anlaşmasız Brexit’in sorumlusunun “inatçı” Avrupa Birliği (AB) olacağını savundu.
İngiliz yayın kurumu BBC’de bir radyo programında konuşan yeni hükümetin Dışişleri Bakanı Dominic Raab, ülkenin 31 Ekim itibarıyla AB üyeliğini anlaşmasız olarak sonlandırmasının daha sonra AB ile iyi bir anlaşma yapabilmek için daha iyi bir pozisyonda olacağını ileri sürdü. AB tarafında bazı değişikliklerin olması gerektiğini belirten Raab, AB’nin tutumunu değiştirmemesi durumunda buna bir son verilmesi için ülkesinin hazır olması gerektiğini ve bunun için hükümet olarak anlaşmasız ayrılık hazırlıklarında sürati son seviyeye çıkardıklarını duyurdu.
Kabinede kamu yönetimini Brexit sürecine hazırlama görevini üstelenen Michael Gove ise pazar günü bir gazetede yayınlanan makalesinde hükümetin anlaşmasız Brexit ihtimalini esas alarak çalışmalarını sürdüklerini yazdı. Buna temkinle yaklaşan Johnson ise yeni bir anlaşmaya varılabileceğini tahmin ettiğini ve bunu hedeflediklerini belirtiyor.
Brexit referandumunda Kuzey İrlanda ve İskoçya AB üyeliğinde kalınmasını istemiş, Galler ise ayrılık yönünde oy kullanmıştı.