İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, “Türkiye’yi, ‘yanlış yol’ dediğimiz yolda itmek, kısaca Türkiye’yi daha da uzaklaştırmak bence risk.
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, “Türkiye’yi, ‘yanlış yol’ dediğimiz yolda itmek, kısaca Türkiye’yi daha da uzaklaştırmak bence risk. Birleşik Krallık ile ortaklık, dostluk kurmak isteyen, bizim ideallerimizi paylaşmak isteyen, kendi ülkeleri için Avro-Atlantik bakış açısı olan milyonlarca Türk var. Bence Türkiye’yi uzaklaştırmak yanlış bir yol. Türkiye, jeostratejik olarak hepimiz için çok önemli bir ülke.” dedi.
İngiliz Parlamentosu alt kanadı Avam Kamarası Dış İlişkiler Komisyonu’nun oturumuna katılan Johnson, komisyon üyesi vekillerin dış politikaya ilişkin sorularını yanıtladı.
Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ın, ülkesini “ılımlı İslam”a döndürme yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine Johnson, bu gelişmenin tüm dünyaya fayda sağlayacak büyük öneme sahip bir potansiyel olduğunu belirterek, “Reform ve modernleşme yolunda Suudi Arabistan’ı teşvik etmek istiyoruz.” ifadesini kullandı.
“Birleşik Krallık’ın Hamas ile doğrudan bağı olup olmadığı” yönündeki bir başka soruya ise Johnson, dünya çapında birçok kişiyle görüşmelerde bulunduklarını, Hamas ile herhangi bir özel iletişim kurmaya gerek duymadan, tüm iletişimlerinin kamuoyuna açıklandığını bildirdi.
Hamas’ı “siyasi bir güç” olarak tanımlayan Boris Johnson, hareketle iletişimde kalınması gerektiğini belirtti.
BAĞIMSIZ GÖZLEMCİLER HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Myanmar’daki kriz ile Rohingya Müslümanları’na yönelik tehditin küçümsenmemesi gerektiğine de işaret eden Johnson, 600 bin kişinin yerinden edildiğini ve bu kişilerin büyük zorluklar çektiğini vurguladı.
Ülkesinin bölgedeki krize yönelik 47 milyon sterlin değerinde insani yardımda bulunduğunu hatırlatan Johnson, şunları söyledi:
“Aung San Suu Çi hükümetini topa tutarak mevcut durumun sihirli bir şekilde değişeceğine inanmıyoruz. Eğer bu insanların evlerine geri dönmelerine izin verilmezse bu kesinlikle bir etnik temizliktir. Bu çok net. Bu nedenle biz de Aung San Suu Çi hükümetine, bölgeye insani yardımların ve gözlemcilerin girdiğinden emin olması gerektiğini söylüyoruz. Bağımsız gözlemciler hayati önem taşıyor. Arakan’da kesinlikle bağımsız gözlemciler olmasını istiyoruz. Objektif olarak orada neler yaşandığını bir şekilde görmeliyiz. Naypyidaw’daki hükümetin yaşananların tersini söylediği gayet açık.”
Birleşik Krallık’ın, iç politikaları bağlamında neden Türkiye üzerinde baskı kurmadığının sorulması üzerine Johnson, Türkiye’nin insan hakları konusunda öncelikli ülke konumuna getirilmemesi gerektiğini bildirdi ve şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’yi, ‘yanlış yol’ dediğimiz yolda itmek, kısaca Türkiye’yi daha da uzaklaştırmak bence risk. Birleşik Krallık ile ortaklık, dostluk kurmak isteyen, bizim ideallerimizi paylaşmak isteyen, kendi ülkeleri için Avro-Atlantik bakış açısı olan milyonlarca Türk var. Bence Türkiye’yi uzaklaştırmak yanlış bir yol. Türkiye jeostratejik olarak hepimiz için çok önemli bir ülke.”
IKYB’NİN REFERANDUMUNU HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI
İngiliz bakan oturumda ayrıca 25 Eylül’deki referandumu takiben Bağdat hükümeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında yaşanan gelişmeler ile bu konuya dair Birleşik Krallık’ın tutumunu da ele aldı.
Referandum öncesinde bunun yapılmasını durdurmak üzere çalışmalarda bulunduklarını ancak tüm çabalara rağmen düzenlenmesinin kendilerini “hayal kırıklığına uğrattığını” anlatan Johnson, “Ben, Kürt halkının büyük hayranıyım, Kürtlerin azimleri, neleri elde ettikleri, neleri başarmış oldukları gerçekten hayret verici. Ancak görüşümüz, her türlü sebepten dolayı şu anda Irak’ın bir arada tutulmasının çok daha iyi olduğu yönünde. Bağdat’a ve Kürt dostlarımıza da bunu söylüyoruz.” dedi.
Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May de bugün parlamentoda yaptığı açıklamada, bağımsızlığa yönelik herhangi bir siyasi sürecin Irak hükümeti ile anlaşılması gerektiği konusunu her zaman net bir şekilde ifade ettiklerini anımsatarak, “Irak’ta siyasi uzlaşı görmek istiyoruz. Irak’ta tüm taraflara sakin olunması, diyalog kurulması ve bu konuyu diyalog yoluyla ileriye taşımaları çağrısında bulunuyoruz.” değerlendirmesinde bulunmuştu. (DÜNYA.COM)