İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma (Brexit) sürecini resmi olarak başlatacak Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesinin yasalaşmasıyla, İngiliz Sterlini’nin geleceği bir kez daha yatırımcının gündemine oturdu.
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma (Brexit) sürecini resmi olarak başlatacak Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesinin yasalaşmasıyla, İngiliz Sterlini’nin geleceği bir kez daha yatırımcının gündemine oturdu. Analistlere göre, mart ayı içinde 50. Madde’nin yasalaşması yatırımcı tarafından fiyatlandığından dolayı sterlin geçtiğimiz hafta dik duruşunu korudu ancak döviz stratejistleri müzakere sürecinin yaratacağı belirsizlikler nedeniyle sterlinde düşüşün süreceği uyarısı yapıyor.
Sterlin en büyük darbeyi 23 Haziran 2016’daki referandumu izleyen günlerde aldı ve yüzde 17 değer kaybederek dolar karşısında 1.30’un altına indi. Düşüşte ikinci büyük dalga ekimde Başbakan Theresa May’in yaptığı konuşmayla geldi ve sterlin 1.25 dolar bölgesine çekildi. Ocak ayında hükümetin Brexit için yol haritası hazırlamasıyla baskılar yeniden arttı ve yatırımcı 1.20 dolarla fl ört etmeye başladı. Sterlin şu sıralar euro karşısında 1.14, dolar karşısında da 1.23 civarında işlem görüyor. İngiltere’nin AB’den resmen başlayacak boşanma sürecini başlatacak 50 Madde’nin hayata geçirilmesine sayılı günler kalınca yatırımcı yeniden sterlinin geleceğini sorgulamaya başladı.
DOLAR KARŞISINDA 1.15’E İNEBİLİR
Bank of Merrill Lnych’ten Kamal Sharma, sterlinde yeni seviye olarak 1.20 doları görüyor. “50. Madde’ye AB’nin vereceği yanıt önemli, piyasalar için kritik bir döneme giriyoruz” diyen Sharma, sterlinin gelecek 3-4 ay içinde dolar karşısında 1.15 seviyesine gerileyeceğini öngörüyor. Deutsche Bank stratejisti George Saravelos da sterlinda kan kaybının süreceğini düşünüyor. Brexit sürecinin ekonomik veri ve gelir üzerinde baskı yaratacağını savunan Saravelos’a göre sterlin yıl sonunda 1.06 dolar edecek. Deutsche Bank, daha önce yayınladığı bir raporda da euro/ sterlinin 2017 içinde parite seviyesine geleceğini yani eşitleneceğini öngörmüştü.
DİĞER ÜLKELERDEKİ GELİŞMELER KRİTİK
Rabobank’dan Jane Foley de AB ile İngiltere’nin ticari ilişkileri üzerindeki belirsizliğin yaratacağı risklere dikkat çekiyor. Foley, böyle bir belirsizliğin yatırım harcamaları, istihdam ve enflasyon üzerindeki yaratabileceği potansiyel aşağı yönlü baskılar yaratabileceğini söylüyor. Ayrıca diğer ülkelerdeki gelişmelerin de sterlini zayıflatabileceğini belirtiyor. Sterlinin euro karşısında zayıflamasına yol açabilecek faktörleri de, ‘Euro Bölgesi’nde ekonominin iyileşmeye devam etmesi, Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerini Marine Le Pen’in kaybetmesi ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) daha şahin bir para politikası izlemesi olarak sıralıyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, İngiltere’de genel ekonomik görünümün güçlü büyümeye işaret ettiğini bildirdi. İngiltere ekonomisindeki verilerin güçlü büyüme işaret ettiğini ve İngiltere’nin AB’den çıkış kararının ekonomi üzerindeki etkilerinin “ılımlı ve yönetilebilir” seviyede olduğu kaydeden Moody’s ancak buna rağmen eğer İngiltere’nin AB ile müzakereleri başarısızlıkla sonuçlanırsa, aşağı yönlü riskler oluşabileceğine dikkat çekti.