Türkiye’deki Cumhurbaşkanı ve 28’inci dönem milletvekili seçimleri dünya basınında da geniş yer buldu. İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD basınına yansıyan haberlerde bu seçimlerin Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın 21 yıllık iktidarına son verebileceği, 6 Şubat depremleri ile ekonomik krizin seçim sonuçlarında belirleyici olabileceği değerlendirmeleri yapıldı.
İngiltere’nin Reuters haber ajansı, “Türkiye, büyük öneme sahip seçimlerde oy veriyor, Erdoğan’ın iktidarı muallakta” başlığıyla verdiği haberinde, “Türkiye, pazar günü, Türkiye’nin 100 yıllık modern tarihinin en önemli seçimlerinde oy veriyor. Seçimler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirip hükümetinin gittikçe otoriterleşme eğilimine son verebilir ya da iktidarının üçüncü on yılını başlatabilir” ifadelerini kullandı.
Reuters, “Seçim, sadece 85 milyon nüfusuyla NATO ülkesi Türkiye’yi kimin yöneteceğine değil, ekonominin derin bir hayat pahalılığı krizi ile karşı karşıya olduğu ülkenin nasıl yönetileceğine ve dış politikanın nasıl bir şekil alacağına da karar verecek” dedi.
Fransa’nın France24 haber sitesi de “Türk seçmenler Erdoğan’ın geleceğini belirleyecek önemli seçim için sandık başına gidiyor” başlıklı haberinde, söz konusu seçim sonuçlarının Erdoğan’ın 21 yıllık iktidarını daha da uzatabileceğini ya da çoğunluğu Müslüman olan ülkeye daha laik bir yön verebileceğini ifade etti.
France24, bugünkü seçimlerin Erdoğan’ın bugüne kadar girdiği 10’dan fazla seçimin en zoru olduğunu ve anketlerin seçimi kaybedebileceğine işaret ettiğini yazdı.
Almanya’nın Die Tageszeitung haber sitesi 14 Mayıs seçimlerine ilişkin haberinde, “Türkiye’de seçimler: Bir dönemin sonu mu?” başlığını kullandı.
Erdoğan’ın 20 yıldır iktidarda olduğunu hatırlatan gazete, “Bu devir pazar günü sona erebilir. Son haftalarda Türkler arasında bir söylem var. Erdoğan’ın iktidarının nasıl başladığına ve nasıl bitebileceğine işaret eden bu söylem şöyle: ‘Depremle geldi, depremle gidiyor” dedi.
VOA Türkçe’nin aktardığına göre, Türkiye’deki seçimler ABD basınında da kendisine geniş yer buldu. The Washington Post gazetesi Türkiye’deki seçimleri manşetine taşıyarak, “Türk seçmenler sandık başına giderken Erdoğan’ın kaderi belirsizliğini koruyor” başlığını attı.
Erdoğan’ın bu seçimde yenilgiye her zamankinden daha açık olduğu yorumunu yapan gazete, Türkiye’deki kötü ekonomiye ve 6 Şubat’taki Maraş merkezli depremlerinin bıraktığı sorunlara dikkat çekti. Erdoğan’ın seçim kampanyası boyunca yaptığı konuşmalarda ABD’yi de hedef aldığı belirtilen haberde, “Erdoğan’ın yaptığı bir konuşmada bugünkü oylamayla ABD Başkanı Joe Biden’a bir cevap verilmiş olacağını söyledi” denildi.
The New York Times gazetesi de seçimin Erdoğan için bir referandum niteliğinde olduğunu belirterek, “Erdoğan’ın zaten zor olan seçim mücadelesi, yarıştaki diğer üç adaydan birinin çekilmesiyle daha da zorlaştı” yorumunda bulundu.
Medyadaki iktidar yanlısı kontrole de dikkat çeken The New York Times, “Medya, Erdoğan’a diğer adaylardan çok daha fazla yer verirken, hayat pahalılığı sorunlarını vermekten kaçındı ve Erdoğan’ın deprem kriziyle mücadelesini kahramanca olarak nitelendirdi” değerlendirmesinde bulundu.
CNN International ise Türkiye’de oy verme işleminin başlamasını “Türkiye’de Erdoğan’ı yerinden edebilecek, kıyasıya mücadeleye sahne olan seçimlerde sandıklarda oy verme işlemi başladı” başlığıyla duyurdu.
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘yumuşak huylu’ olarak tanımlayan CNN, Kılıçdaroğlu’nun ekonomiyi düzeltme ve demokratik kurumları yeniden tesis etme vaatlerinde bulunduğunu hatırlattı.
ABD’nin NBC haber kanalı da Türkiye’deki seçimlere yer vererek, “Depremler ve ekonomi Erdoğan’ı son yılların en zorlu seçim mücadelesiyle karşı karşıya bıraktı” başlığını attı. NBC, deprem bölgesindeki seçmenlerle konuşarak hazırladığı haberinde Hatay’da yaşayan Mehmet Demir isimli depremzedenin “Erdoğan olsun ya da olmasın, bu ülke için bir gelecek göremiyorum” sözlerine yer verdi.
Kanal ayrıca, depremin ardından şehirlerden ayrılan depremzedelerin hepsinin oy kullanmak için şehirlerine dönmesinin mümkün olmayacağını belirtti.