Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, gelecek dönemde ABD ve Euro Bölgesi ekonomileri için durgunluğun öngörüldüğünü bildirdi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’ten yapılan açıklamada, ABD ve Euro Bölgesi ekonomilerinin önümüzdeki dönemde artan enflasyon karşısında azalan tüketici talebi nedeniyle resesyona girmesinin beklendiği bildirildi.
Euro Bölgesi’nde resesyonun ABD’den daha önce, bu yıl içerisinde başlamasının ve doğalgaz krizinin enerji fiyatlarında oynaklığı artırması nedeniyle daha ağır yaşanmasının beklendiği belirtilen açıklamada, hane halklarının olası bir şoka hazırlandığı ve harcamalarını kıstığı kaydedildi.
HÜKÜMETLERİN FONLAMA MALİYETLERİ ARTACAK
Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, yükselen faiz oranları ve küresel enflasyon nedeniyle 2023 yılında hükümetlerin fonlama maliyetlerinin de artmasının beklendiği ifade edildi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin belirsizlikler ve emlak sektöründe devam eden gerilim nedeniyle görünümün kısıtlı kaldığı Çin’in ise gelecek yıl küresel büyümeyi anlamlı bir şekilde artırmasının beklenmediği bildirilen açıklamada, “2023’te daha zayıf küresel büyümeye, daha yüksek ülke borçlanma maliyetleri eşlik edecek” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, 2022 yılının, kredi derecelendirme şirketi tarafından değerlendirilen gelişen piyasa ekonomilerinde en fazla not indiriminin yapıldığı ikinci yıl olduğu belirtildi.
DOLARIN DEĞERLENMESİYLE RİSKLER ARTTI
Fitch Ratings’in açıklamasında, “Jeopolitik riskler yüksek seyrini sürdürüyor. Henüz Rusya ve Ukrayna için ve benzer şekilde Çin-ABD ilişkileri için uzlaşmaya yönelik net bir yol yok” değerlendirmesine yer verildi.
Tedarik zincirlerinin küresel çatışmalara ilişkin risklerden etkilendiği, olası risklerin yayılma eğilimi gösterdiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere de yer verildi: “Gelişen piyasaların ülke kredilerine ilişkin riskler doların değerlenmesiyle arttı. Dikkatler 2023 yılında daha çok döviz rezervlerine oranla finansman ihtiyacı yüksek olan, daha küçük gelişen piyasa ekonomileri üzerinde olacak”