Climate Trace adlı bağımsız çevre örgütünün verilerine göre, geçen yıl dünyada 50,6 milyar ton, Türkiye’de ise 530 milyon ton karbondioksit eş değeri emisyon salımı gerçekleşti. Küresel emisyonların yaklaşık yüzde 64’üne Çin, ABD, Hindistan, Rusya ve Endonezya’nın aralarında bulunduğu 10 ülke neden oldu. Paris Anlaşması’nı onaylayarak iklim değişikliğiyle mücadeledeki adımlarını hızlandırmayı planlayan Türkiye’nin küresel emisyonlardaki payı geçen yıl yüzde 1 olarak hesaplandı, emisyonların yüzde 64’üne 10 “kirletici” ülke yol açtı.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) bu yıl 234 bilim insanının katkısıyla yayımladığı rapora göre, insan faaliyetleri kaynaklı emisyonlar nedeniyle küresel ısınma son 2 bin yılda benzeri görülmemiş şekilde arttı.
Mevcut durumda 1 derecenin üzerinde ısınan gezegen için en büyük tehdit olan emisyonların 2030’a kadar yarıya, 2050’ye kadar ise sıfır seviyesine indirilmesi gerekiyor. Küresel sıcaklık artışını Paris Anlaşması kapsamında 1,5 dereceyle sınırlandırmak için emisyonların azaltılmasına yönelik iddialı ve acil önlemlerin alınmasına ihtiyaç duyuluyor.
İklim ve Enerji Çözümleri Merkezi ve Climate Trace verilerinden derlediği bilgilere göre, insan faaliyeti kaynaklı küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 76’sı karbondioksit, yüzde 16’sı metan, kalan yüzde 8’i ise azot oksit ve diğerlerinden kaynaklanıyor. Küresel emisyonlar son 70 yılda hızla artarken 1990’da 35 milyar ton karbondioksit eş değeri olan emisyon salımı 50 milyar ton seviyesine kadar çıktı. Dünyada geçen yıl 50,6 milyar ton karbondioksit eş değeri emisyon salımı gerçekleşirken bu emisyonların yüzde 26,8’i elektrik, yüzde 19,2’si imalat, yüzde 13,5’i ulaşım, yüzde 12,7’si tarım, yüzde 10,8’i petrol ve gaz, yüzde 8,4’ü ise binalardan kaynaklandı. Atık sektörü, emisyonların yüzde 6,5’ine ve denizcilik sektörü ise yüzde 2’sine yol açtı.
Özellikle elektrik üretim ve ulaşım sektöründe fosil yakıtların yoğun kullanılması küresel ısınmanın en önemli nedenleri arasında yer alırken kömür başta olmak üzere fosil yakıt kullanımının sonlandırılması, sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için kritik önem arz ediyor.