İngiltere’nin Yorkshire bölgesindeki bir okulun müdürü olan Sheriff, AP’ye yaptığı açıklamada yeni tip Koronavirüs salgının neden olduğu 1,5 yıllık kargaşanın ardından okul hayatına dönmenin alışıldık ritüelini yaşadıklarını söyledi. Sheriff, bu yıl rahatlama hissine ‘endişenin’ eklendiğini vurguladı.
Kuzey yarımkürenin birçok ülkesinde yeni akademik yılın başlangıcı, epidemiyolojik durumda yaşanan kırılganlıkla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Koronavirüsün son derece bulaşıcı olan Delta veryantı, özellikle çoğunun yaşı henüz aşı için uygun olmayan çocuklar arasında vakaların artmasına neden oluyor.
Buna rağmen İngiliz hükümeti dahil olmak üzere birçok yönetim, 18 aylık kapanma, uzaktan eğitim ve sınav salonlarının terk edilmesinden sonra çocukları okula geri döndürme konusunda kararlı görünüyor. İngiltere’deki okullar 2020’nin başından bu yana, üç ay boyunca iki kez kapandı ve büyük yılsonu sınavları iki yıl üst üste iptal edildi. Bu durum üniversiteye girişlerde de kaosa yol açtı.
Avrupa ülkeleri okullara bazı kısıtlamalar getirmeye devam etmeyi tercih ederken Boris Johnson başkanlığındaki muhafazakar yönetim bu yıl salgından önceki normal duruma yakın bir durumu uyguluyor. İngiliz hükümeti, sosyal mesafe ve maske takmayı zorunlu olmaktan çıkarttı.
Politikacılar ve hükümete tavsiyelerde bulunan bilim insanları ise bunun bir kumar olduğu göründeler. Acil Durumlar için Bilimsel Danışma Grubu (SAGE) geçtiğimiz ağustos ayında, okullar açıldıktan sonra Koronavirüsa vakalarından büyük artışlar olmasının muhtemel olduğunu bildirdi. İngiliz hükümetinin pandemiye tepkisini sık sık eleştiren bilim insanları bunu “ileri derecede pervasızlık” olarak nitelendirdi. İngiltere Eğitim Bakanı Gavin Williamson ise testlerin olası bir krizin sona ermesine yardımcı olacağını belirterek hükümetin stratejisinin makul olduğunu savundu.
Çalışma ve sosyal alandaki tüm pandemi kısıtlamalarını geçtiğimiz temmuz ayında kaldıran İngiltere, günlük 30 bini aşkın vaka ile Avrupa genelindeki en yüksek orana sahip. Ülkede 16 yaş üzerindekilerin yüzde 80’inin tam doz aşılarını yaptırması sebebiyle hastaneye yatış oranları azaldı. Ancak İngiltere’de halihazırda her gün Koronavirüs nedeniyle 100 kişi yaşamını yitiriyor.
İngiltere, bağışıklığın artması yolunda çalışmalarını sürdürüyor. Ülkedeki öğretmenlerin çoğu zorunlu olmamasına rağmen aşı yaptırdı. Sheriif, okul personelinden yalnızca iki kişinin aşı olmayı reddettiğini bildirdi.
Diğer yandan bazı okullar ise hükümet tarafından tavsiye edilenden daha katı önlemlere bağlılığını sürdürüyor.
İngiltere’nin aksine İtalya ve İspanya ise öğrenciler ve personel için sosyal mesafeyi ve maske takmayı zorunlu tutmaya devam ediyor. İtalya da Türkiye ve Yunanistan’ın yaptığı gibi öğretmenlerin aşı olduklarını veya yakın zamanda yaptırdıkları Koronavirüs testinin sonuçlarını göstermelerini talep ediyor.
Geçtiğimiz hafta okulların açıldığı Fransa’da altı yaş ve üstü öğrencilerin maske takması zorunlu. Çocuklardan birinin koronavirü testi pozitif çıkarsa tüm ilkokul sınıfları eve gönderilecek.
İskoçya, okulların Ağustos ortasında yeniden açılmasından bu yana pandemide vakaların şimdiye kadarki en yüksek seviyeye çıktığını açıkladı. Geçtiğimiz hafta okulların İsrail’de ise vakaların yüksek olduğu yerlerde çevrimiçi eğitim sürüyor.
Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde 30 bin öğrenci ve yaklaşık 300 öğretmen derslerin başlamasından iki hafta sonra karantinaya alındı. Ülkelerinin büyük çoğunluğu yoksul olan Balkanlar’da ise düşük aşılama oranları ve artan vaka sayıları nedeniyle bir buçuk yıl ara verilen eğitim dönülmesi zorlaşıyor.
Temmuz – Ağustos döneminde haftalık vaka oranı on kattan fazla artan Kosova’da öğretim yılının 13 Eylül’de başlaması planlanıyor. Arnavutluk dersler ertelenirken hükümet aşıyı zorunlu hale getirdi. Arnavutluk nüfusunun üçte biri ve Kosova nüfusunun da yüzde 20’sinden azı tam doz aşı olmuş durumda.
ABD’deki durum da Avrupa ülkelerini bekleyen tabloya dair göstergelere sahip. ABD’li öğrenciler, Delta varyantının ülkeyi vurmaya başladığı ve onlarca okulda salgının yayılmasına yol açtığı bir dönemde okullara geri döndüler. Bazı eyaletlerde ise vakaların büyük çoğunluğu çocuklar oluşturuyor.
Birçok eyalette ise öğretmenlerin ve öğrencilerin Koronavirüse yakalananlarla yakın temas halinde olması sebebiyle bazı okullar tamamen kapatılırken online eğitime dönüldü. Georgia eyaletindeki okulların müdürleri ise bu dönemin başında, geçtiğimiz yılın tamamından daha fazla vaka ve karantina sayısına sahip olduklarını bildirdiler.
Maske takılması ise aileler ve yetkililer arasında şiddetli tartışmalara sebep oluyor.
Avrupa’da pandemi ile mücadele politikaları ABD’den daha az kutuplaşmalara yol açtı. Ancak maske ve aşılar konusundaki gerilim, okul yöneticilerinin velilerin sert tepkisiyle karşılaştığı Polonya gibi ülkelere de yayılıyor.
Varşova’nın güneyindeki bir ilkokul öğrencisinin annesi Alina Novak, “Yedi yaşındaki bir çocuğun okulda beş dakika bile olsa maske taktığını hayal edemiyorum. Yeterince yorgunlar, karantina döneminde sonra okula geri dönecekler” dedi.
Maske tartışmasının yanı sıra birçok ülkedeki öğretmen sendikaları da okul personeli için zorunlu aşı dayatmasına karşı çıkıyor. İtalya’da, aşılar için “yeşil pasaport” sistemine yönelik protestolarda şiddet yaşandı. Günlük La Repubblica gazetesinin bir muhabiri protestolar sırasında darp edildi.