Taliban’ın Afganistan’ın başkenti Kabil’e girmesi ve Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeden ayrılması bugün İngiltere ve ABD’de gazetelerin ana gündemi.
İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, “Kabil’in düşüşü” başlığıyla manşetten gördüğü haberi, “Taliban savaşçıları dün ülkenin kontrolünü ele geçirmek için başkent Kabil’e üşüştüklerinde, Batı’nın Afganistan’daki 20 yıllık misyonu çöktü” cümleleriyle başlıyor.
11 Eylül saldırılarının yıldönümünden bir ay önce Biden yönetimi için “küçük düşürücü” olarak nitelendirilen görüntüler oluştuğu kaydediliyor ve Kabil Büyükelçiliği’nden son grup da bayrağı indirip ayrılmadan önce çalışanlar belgeleri yakmaya çalışırken binadan duman çıktığının görüldüğü bildiriliyor.
Haberde, “İnsanlar Batı ya da hükümet ile bağlarını ortaya koyabilecek kanıtlarını yok etmek için evlerine koştu” ifadeleri yer alıyor.
Taliban Sözcüsü Suheyl Şahin’in Batılı güçlerle ve hükümetle çalışanların affedileceğine ilişkin ve onları Taliban yönetimi altında çalışmaya çağıran sözleri hatırlatılıyor. Fakat pek çok kişinin bunu şüpheyle karşıladığı belirtiliyor.
Gazeteye Kabil’den telefonla konuşan Sayed, “Bundan sonra ne olacağını biliyoruz. Taliban “vatan haini” avına çıkacak. Bu, Afgan ordusu ya da NATO güçleri ve Amerikalılarla çalışmış olan herkes anlamına geliyor” diyor.
Taliban’ın kontrolü ele geçirdiği diğer bölgelerde teslim olan askerlerin ve diğer insanların intikam için öldürüldüğüne, kadınların iş ve okuldan uzaklaştırıldığına ve savaşçılarla zorla evlendirildiklerine dair kayda değer haberler geldiği belirtiliyor.
Gazeteye konuşan genç bir kadın, Kabil’de “bütün kadınların yüzlerinin korku dolu olduğunu” söylüyor. Guardian, burkası olmayan kadınların satın almak için açık dükkan aradığını belirtiyor. Başkentte Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeden ayrılmasına tepkiler olduğu da gazetede yer alan bilgiler arasında.
Kamu görevlisi Karina Jamili, “Gani ülkeyi Taliban’a sattı. Ona güvendim ve oy verdim. Ama başarısız bir lider” diyor.
Fakat Taliban başkente yaklaşırken 1990’lardaki şiddet ortamına dönülmesinden endişe duyan bir kesim, Cumhurbaşkanı Gani’nin gitmesinin kan akması ihtimalini önleyeceğini düşünüyor.
Bir öğrenci olan Hadia, “Taliban’a karşı savaştığını düşünün, kaç kişi öldürülürdü ve kaç masum kişi canından olurdu? Bütün eyaletlerin Taliban’ın kontrolünde olduğu düşünülürse, geçici olarak şiddeti azaltmanın tek yolu buydu” diyor. Guardian’ın muhabiri Jason Burke yazısında, Taliban’ın zaferinin dünyadaki diğer aşırılıkçı gruplara cesaret vereceği konusunda uyarıyor.
İngiliz Financial Times gazetesinin “Afganistan trajedisinde tarih tekerrür etti” başlıklı başyazısında, ABD Başkanı Joe Biden’ın “yanlış hesaplarının” başkanlığının sonuna kadar peşini bırakmayacağı yorumu yapılıyor.
ABD’nin Kabil Büyükelçiliği’nden kalkan helikopterlerin resimlerinin, 1975’te Saygon’un “utanç verici düşüşünü” hatırlattığı belirtilen başyazı şöyle sürüyor:
“Bu, ülke halkı için bir trajedi ve 20 yıllık savaşta ölen binlerce ABD ve müttefik askeri ile 120 binden fazla Afgan’a ihanettir. Bu, ABD’nin ve Biden’ın sağlamlaştırmayı umduğu demokrasiler topluluğunun güvenilirliği açısından da ciddi bir gerileme.”