Cardin’in ailesi yaptığı açıklamada, “Ailemizi derin üzüntüye boğan bir gün. Hayatı boyunca gösterdiği cesaret ve tutkudan dolayı onur duyuyoruz” dedi.
Fransız moda devi 70 yılı aşkın kariyerine, İkinci Dünya Savaşı sonrası moda dünyasında yaşanan altın çağda üstlendiği öncülük rolünü de sığdırmayı başardı.
Pierre Cardin, tasarımcı stillerinin hazır koleksiyonlara dönüşerek kitleler tarafından da giyilmesi konusunda da çığır açtı.
Geniş spektrumdaki ürünlere kendi imzasını atarak iş dünyasında da öncü oldu.
1922 yılında İtalya’nın Trevio kentine bağlı Sant Andrea di Barbarana’da dünyaya gelen Cardin, ailesiyle birlikte çocukken Fransa’ya yerleşti. 11 çocuklu bir ailenin içinde büyüdü.
Babası mimar olmasını istese de Pierre küçük yaşlardan itibaren modaya ilgi duymaya başladı. Paris’te Christian Dior’un da aralarında olduğu firmalara çalışırken modacılığı öğrenmeye başlayan Cardin, 1950’de kendisine ait moda şirketini kurdu.
1950’lerin sonunda ilk kez giyilmeye hazır koleksiyonunu Printemps mağazası için tasarladı.
Beatles grubu ve Lauren Bacall gibi kamuoyunda tanınan figürlerin üzerinde görülen Cardin tasarımları, tüm kesimlerden müşteriler tarafından tercih edildi.
Girişimci ruhuna uygun bir adım atarak, güneş gözlüğünden parfüme, ev eşyalarından gıdaya kadar geniş çeşitlilikteki ürünlerde kendi markasının kullanılmasının önünü açtı. Ancak kimileri bunun, Cardin’in asıl yapıtlarının prestijine engel olduğu yorumlarını yaptı.
Cardin aynı zamanda “küreselleşme” yoluna giren yeni pazarlarda da boy gösterdi. Çin’de 1979’da, Moskova’da Kızıl Meydan’da ise 1991’de koleksiyonlarının tanıtımını yaptı.
Fotoğrafçı ve eski model Nigel Barker ünlü modacının anısına saygıyla şu mesajı Twitter hesabından paylaştı:
“Bir efsaneyi kaybettik. Fütüristik tasarımlarıyla ve kalıpların dışına çıkan iş vizyonuyla endüstride devrim yaratan moda tasarımcısı Pierre Cardin, bugün aramızdan ayrıldı. Kariyerimin başında model olarak çalıştığım ilk insanlardan biriydi.”
Cardin kendisini anlatırken, “Ben, henüz var olmayan bir yaşama, gelecekteki dünyaya yönelik giysiler tasarladım” diyor.
1961’de başlayan Apollo uzay programına büyük ilgi duyan Cardin, vinil, gümüş kumaş ve büyük fermuar gibi yeni malzemeler kullanmaya başladı. Plastik şapkaları, astronotların kıyafetlerine benzetti.
Geniş ürün çeşitliliğine ulaşmasının ardından Economist dergisi 1989’da “Pierre Cardin imzası hayatımızda Amerikan hazine bakanlığı imzası kadar yaygın görülebiliyor” yorumunu yaptı.
2011’de markayı satmak isteyen Cardin, şirketinin değeri çok daha düşük olmasına rağmen bir milyar euro talep etti. Ancak daha sonradan satıştan vazgeçti.
Elbette 1960’larda imza attığı çığır açan “uzay çağı” tasarımları bugün müzelik oldu. Ancak fütüristik moda akımı hiçbir zaman bitmedi.
Öte yandan Pierre Cardin ismi anıldığında ufuk açıcı tasarımların insanlarla buluşturulması ve moda endüstrisinin temelinden değiştirilmesi akla geliyor.
Kimi eleştirmenler tarafından markasının prestijini düşürerek “para kazanmaya odaklanmakla” itham edilse de, yüksek profilli tasarımlar üretmesine rağmen hiçbir kazanç elde edemeyen diğer modacılara işaret etmiş ve şunları söylemişti:
“Cebimde metelik olmadan ölmek istemiyorum. Tabii başkalarının ölümümden 20 yıl sonra ismim üzerinden servet kazanmasını da… Her gün tasarımlarıma bakıyorum ve her bir kuruşumu kontrol ediyorum.”