Fransız Paris-Saclay Üniversitesi ve Hindistan Bilim Enstitüsü’nden bilim insanları, henüz yeni gelişen yenilebilir böcek endüstrisinin yarattığı tehlikelere dikkat çekti.
Günümüzde dünya genelinde 2 milyar insanın 2 bin 200 farklı bözek türünü gıda olarak tükettiğini açıklayan araştırmacılar, böceklerin protein bakımından zengin, kolay yetiştirilebilir, ucuz olması nedeniyle tercih edildiğini açıkladı.
Bununla birlikte yapılan çalışmada, karbon ayak izi kırmızı et endüstrisine göre oldukça düşük olan yenilebİlir böcek şirketlerinin Toplam değerinin 2024 yılında üçe katlanarak 297 milyon sterline (Yaklaşık 3 milyar Türk lirası) ulaşmasının beklenildiği kaydedildi. Ancak, bilim insanları özellikle Endonezya ve Tayland gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde yer alan böcek üretim tesisleriyle ilgili yasal düzenlemelerin oldukça yetersiz olduğunu ve söz konusu işletmelerde nadiren biyogüvenlik protokollerine uyulduğunu belirtti.
Satılması için yetiştirilen böceklerin yerel türleri yok ederek bölgenin ekosistemlerine zarar verdiğini aktaran uzmanlar, kontrolsüzce doğaya salınan bu istilacıların habitat yıkımına neden olduğu için yerel salgınlara yol açtığı konusunda da uyardı.
Ecology Letters adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışmanın yazarları, “Bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeylerdeki politika ve uygulama boşlukları nedeniyle yerli olmayan böceklerin ticareti ve yetiştirilmesi, büyük olasılıkla yeni biyolojik istilalara yol açacaktır. Yenilmesi için seçilen türleri son derece tehlikeli kılan şey, onları kitlesel yetiştirme için uygun kılan özelliklerin aynı zamanda onları başarılı ve sorunlu istilacı türler haline getirebilecek özellikler olmasıdır” ifadelerini kullandı.
Söz konusu özellikler arasında ise yüksek üreme potansiyeli, genel beslenme ve yuvalama alışkanlıkları, iklim değişikliklerine dayanıklılık, düşük kaynak gereksinimi ve yüksek hastalık direnci bulunuyor.
Öte yandan, dünya genelinde yer alan en büyük 35 yenilebilir böcek şirketinin14’ü Kuzeybatı Avrupa’da ve 10’u ise ABD’de bulunuyor. Avrupa Birliği (AB) tarafından yapılan düzenlemeler, yabancı türlerin üye ülkelere girişini engelliyor, ancak kaza sonucu salınım durumunda şirketlere yaptırım uygulanmıyor. Benzer şekilde, yaklaşık 100 ülkenin imzasının bulunduğu “Nesli Tükenmekte Olan Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme” de istilacı türlerin girişini yasaklıyor.
Ancak, araştırmacılar, “Gıda için yetiştirilen türlerin yetiştirilip satılabileceği, esir yetiştirme ve evcil hayvan endüstrisine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığını” vurgulayarak durumun neden olduğu tehlikeye karşın politika yapıcılara ve uluslararası örgütlere çağrıda bulundu.