Çinli bilim insanları, korona virüsünü şoklama yöntemiyle dondurup bugüne kadarki en yüksek çözünürlüklü ‘fotoğrafını’ çekti. Bu görseller üzerinde ABD’de yapılan araştırmalar ise virüsün insan vücuduna tutunmak için kullandığı çıkıntılı proteinlerin sabit değil esnek olduğunu ilk kez ortaya koydu.
Küresel salgına yol açan yeni tür korona virüsü (SARS-Cov-2), dondurucu elektron miskorobuyla ilk kez çok yakından görüntülendi. Çin’in başkenti Pekin’deki Tsinghua Üniversitesi’nin görüntülemesi sayesinde, virüsün insan vücuduna nasıl zarar verdiği ve antikorlara ne tepki gösterdiği konusunda ayrıntılı verilere ulaşıldı.
Çin’deki araştırmayı gerçekleştiren yapısal biyoloji uzmanu Dr. Sai Li, virüsü içeren ve kimyasalla zararsız hale getirilmiş bir sıvı üzerinde çalıştı. Şi, bu sıvıdan bir damlayı şoklama yöntemiyle dondurdu ve dondurucu elektron miskorobuyla görüntülemeyi başardı.
New York Times’a konuşan Li, “Bir ekran dolusu virüs gördüm; bir inçin milyonda biri büyüklüğünde bir şeye bakıyordum. Dünyada virüsü bu kadar yüksek çözünürlükte gören ilk kişi olduğumu düşündüm” dedi.
Bu görüntüler, şimdi dünyanın çeşitli üniversitelerinde virüsü daha iyi anlamak için kullanılıyor. Li’nin elde ettiği görüntüler sayesinde bilim insanlarının, virüsün bazı proteinlerinin hücrelere nasıl sızdığını keşfettiği belirtiliyor.
San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesi’nde hesaplamalı biyoloji (computational biology) uzmanı Rommie Amaro, Li’nin görüntülemeleri üzerinde yaptıkları araştırmalara dayanarak, korona virüsündeki proteinlerden bazılarının insan hücrelerinde yıkıma yol açtığını, bazılarının da çoğalmak için ‘yuvalar’ inşa ettiğini söyledi.
Buna göre virüs, çıkıntılı proteinlerini solunum yollarındaki hücrelere tutunmak için kullanıyor. Ancak yeni korona virüsünde, bu proteinlerin sabit ve bükülmez değil, sürekli esneyen bir yapıda olduğu keşfedildi.
Almanya’daki Max Planck Biyofizik Enstitüsü’nde Li’nin çalışması üzerinden yapılan modellemedeyse, virüsün çivili proteinlerinin üç dayanak noktası etrafında dönebildiği gösterildi.
Enstitü’nün uzmanlarından Gerhard Hummer, virüsün görece uzun olan çivili proteinlerinin böylesine esnek hareket edebilmesini şaşırtıcı bulduklarını söyledi.
Hummer’a göre, virüs bu esneklik sayesinde solunum yollarındaki hücrelere tutunma şansını artırıyor. Bununla birlikte, aynı esnekliğin antikorlara direncini azalttığı da belirtiliyor. Almanya’daki araştırmada, şeker moleküllerinin de virüsün çıkıntılı proteinlerini sararak antikorlara karşı direncini artırdığı saptandı.
Max Planck Biyofizik Enstitüsü, elde edilen mikroskobik görüntüler ve modellemeler üzerinden virüsün nasıl yayıldığını da araştıracak. Enstitü’deki süper bilgisayarlarda, sanal virüsler yaratıldığı ve virüsün, saniyenin katrilyonda biri kadar kısa bir sürede bile nasıl hareket ettiğinin simülasyonunun yapılacağı belirtildi.