33 milyon nüfuslu Peru, Latin Amerika’da koronavirüs salgınına karşı en sıkı önlemleri hem de en erken olan ülkelerden biriydi.
Fakat bugün toplam Covid-19 vakalarının sayısı bakımından ülkeleri karşılaştıran listede yaklaşık 300 bin vakayla salgının çok yayıldığı birçok ülkeyi geride bırakarak altıncı sırada yer alıyor.
Üstelik bir çok ülkeye kıyasla çok daha az test yapan Peru’da vakaların gerçek sayısının, resmi açıklamaların çok üzerinde olması da büyük olasılık.
Devlet Başkanı Martin Vizcarra vaka sayılarının azalmaya başladığını, durumun iyiye gittiğini söylüyor ama daha önce, aldıkları önlemlerin beklenen sonuçları vermediğini kabul etmişti.
Erkenden sıkı önlemler alan Peru neden salgından bu kadar kötü etkilendi?
Peru sokağa çıkma önlemlerini bir çok Avrupa ülkesinden önce 16 Mart tarihinde ilan etti.
Ülkenin sınırları kapatıldı, sokağa çıkma yasakları ilan edildi ve insanlara sadece temel ihtiyaç maddeleri alışverişi için dışarı çıkma izni verildi.
Ama vakaların ve ölümlerin sayısı artmaya devam etti.
Peru sokağa çıkma yasaklarını Haziran sonuna kadar uzattı ve böylece dünyada önlemlerin en uzun süre uygulandığı ülke oldu.
Günlük vaka sayılarında artık bir düşüş var. 28 Mayıs itibariyle 8 binin üzerine çıkan günlük vaka sayısı 22 Haziran’da 4 binin altına inmiş.
Ama ölümler hala çok yüksek. Resmi rakamlara göre Peru’da koronavirüsten ölenlerin sayısı 8 bin 500’e ulaştı.
Gerçek rakam ise muhtemelen çok daha yüksek, çünkü Peru, koronavirüs döneminde ölenlerin toplam sayısının geçen yılların aynı dönemlerinin ölüm ortalamasının en çok üzerinde olduğu ülkelerden biri.
BBC’nin yaptığı analize göre 16 Mart ile 31 Mayıs tarihleri arasında Peru’da herhangi bir sebepten ölenlerin toplam sayısı, son yılların normallerinin yüzde 87 üzerinde.
Peru’da, nüfusu daha az olmasına rağmen şu ana kadar İngiltere hariç bütün Avrupa ülkelerinden daha fazla koronavirüs vakası görüldü.
Üstelik bu sonuç, sadece 1000 kişide 6 kişiye test yapmasına rağmen bu kadar yüksek. Dolayısıyla gerçek vaka sayısı muhtemelen çok daha yüksek.
1000’de 6 test bir çok Latin Amerika ülkesinden iyi ama Avrupa ülkelerinin çok gerisindeb Örneğin İtalya’da şu ana kadar her 1000 kişiden 80’ine test yapıldı.
Uzmanlar Peru’nun sağlık sisteminin böyle bir salgınla başa çıkamadığını ve ölümlerin bu yüzden çok yüksek olduğunu söylüyor. Fakat Peru’nun salgından neden bu kadar kötü etkilendiğine ve kontrol etmekte neden güçlük çektiğine açıklık getirebilecek bir çok sosyal ve ekonomik faktör de var.
2020’de hükümet tarafından yaptırılan bir ankete göre Peru’da hanelerin yüzde 40’ının buzdolabı yok.
Perulu iktisatçı Hugo Nopo, “Bir çok hane gıda maddelerini bir kaç günden uzun bir süre saklayabilecek imkanlardan yoksun” diyor. İnsanların bu yüzden sık sık, özellikle de gıda ürünlerinin satıldığı pazarlara giderek alışveriş yapmak zorunda olduklarını ekliyor.
Devlet Başkanı Martin Vizcarra ülkede salgının en çok pazar yerlerinden yayıldığını söylemişti.
Resmi verilere göre Peru’nun başkenti Lima’daki La Victoria gıda pazarında Mayıs ayında yapılan testlerde satıcıların yüzde 86’sında koronavirüs tespit edildi.
Vizcarra “Satıcıların yüzde 40,50 hatta 80’inin hasta olduğu pazarlarımız var. Alışveriş yapıyorsunuz, size de geçiyor, eve gidiyorsunuz, virüsü de götürüyorsunuz. Bütün aileye yayılıyor” diyor.
Perulu sosyal araştırmacı Rolando Arellano da, önlemler çerçevesinde alışveriş saatlerinin azaltılmasının pazar yerlerini daha da kalabalıklaştırdığını, salgının yayılmasında bunun da rol oynadığını söylüyor.
Hükümet şimdi pazar yerlerinde daha sıkı yeni kurallar uygulamaya başladı fakat uzmanlar yetkililerin riskler konusunda adım atmakta çok yavaş davrandığını söylüyorlar.
Peru’da tüm çalışan nüfusun yüzde 70’i kayıt dışı ekonomide istihdam ediliyor. Bu Latin Amerika’da kayıt dışı sektörün çalışan nüfus içindeki payı bakımından en yüksek oranlardan biri.
Bunlar genellikle önceden planlanması mümkün olmayan ve sosyal mesafi önlemlerini almanın kolay olmadığı ortamlarda yapılan işler oluyor.
İktisatçı Hugo Nopo ayrıca, salgın döneminde sokağa çıkıp işe gitmesine izin verilen insanların çoğunun kalabalık pazarlarda yiyecek sattığına ve işe giderken toplu taşıma araçlarını kullandığına dikkat çekiyor.
Peru Devlet Başkanı Martin Vizcarra bankaların ve bankacılık sisteminin özelliklerinin de pandeminin yayılmasında önemli rolü olduğunu söylüyor.
Ülkde salgın döneminde gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 12’si kadar bir tutarı işlerini kaybeden bireyler ve kapanan işyerlerine destek amacıyla kullanmaya karar verdi.
Hükümetin ekonomik destek paketi büyük de övgü aldı.
Fakat Peru’da yetişkinlerin sadece yaklaşık yüzde 38’inin bir banka hesabı var ve insanlara ödemeleri dijital olarak yapmak büyük ölçüde imkansız.
Dolayısıyla işsiz kalan insanların büyük çoğunluğu bankalara bizzat giderek yardımlarını alabiliyorlar ve bu da uzun kuyruklar oluşmasına yol açıyor.
Hükümet kuyruklar oluşmasına karşı önlem olarak bankaların çalışma saatlerini uzattı.
Yapılan son ulusal sayımlar Peru’da yoksul gelir grubundaki hanelerin yaklaşık yüzde 12’sinin aşırı kalabalık evlerde yaşadığını ortaya koydu.
Bazı yetkililer kamusal alanlarda da sosyal mesafe kurallarının uygulanmadığına işaret ettiler.
Peru Savunma Bakanı Walter Martos, “Polis ve ordu, sokaklar, pazar yerleri, bankalar ve otobüs duraklarında, virüsle birlikte yaşamanın kurallarına saygı duyulan yeni bir kültürün yaratılmasına katkıda bulunmak için yorulmadan çalışacak” dedi.
Sosyal araştırmacı Rolando Arellano ise ekonominin yavaş yavaş yeniden açıldığı ülkede; pazar yerleri, toplu taşıma ve diğer alanlarda salgının yayılmasını engellemek için yurttaşların sosyal mesafe konusunda eğitilmesinin de gerekeceğini söylüyor.