Norveçli Philip Manshaus, geçtiğimiz yıl başkent Oslo yakınlarındaki El-Nur İslam Merkezi Camisi’ne “zaruret hali” nedeniyle saldırdığını ileri sürerek hakkındaki terör suçlamalarını kabul etmedi.
Barum kentinde “cinayet” ve “terör saldırısı” suçlamalarıyla hakim karşısına çıkan 22 yaşındaki zanlı saldırıyı yaptığını kabul ederek daha fazla zarara yol açmadığı için üzgün olduğunu ifade etti.
Manshaus “beyaz ırkın kendi ülkesinde bir azınlık olacağını” ileri sürerek “zaruret halinde” olduğu için bu saldırıyı gerçekleştirdiğini söyledi.
Savcı, Manshaus’un “mümkün olduğu kadar Müslüman öldürmeyi hedeflediğini” kayda geçti.
Cami cemaatinin saldırganı etkisiz hale getirmesiyle olayda sadece bir kişi hafif yaralanmıştı. Şüpheli ayrıca saldırıyı düzenlendiği 10 Ağustos 2019 tarihinde, Çin kökenli 17 yaşındaki üvey kız kardeşini silahla vurarak öldürmüştü.
Manshaus, suçlu bulunması halinde 21 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir. Savcı, toplum için tehlike olarak görüldüğü sürece şüphelinin psikolojik sorunlular için özel bir tesiste kalabileceğini ifade etti.
Yeni Zelanda’daki cami saldırısından esinlendi
Manhaus’a ait sosyal medya hesaplarında Yeni Zelanda’da elli kişinin ölümüne sebep olan cami saldırısıdan övgüyle bahsettiği ve Amerika Birleşik Devletleri’nde Latin Amerika kökenlileri hedef alan ve 22 kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırıdan ilham aldığı belirtiliyor.
Zaruret hali nedir?
Ceza hukukunda zaruret halinde yapılan yasa dışı bir eylem suç olmaktan çıkmıyor. Çünkü kişinin zaruret halinde olduğu sırada işlediği suç yine suç teşkil ediyor. Fakat, zaruretin ağırlığı çerçevesinde ya ceza verilmeyebiliyor ya da cezasında indirim yapılabiliyor.