ABD Başkanı Donald Trump hakkındaki azil sürecine dair soruşturmayı yürüten Temsilciler Meclisi’nin istihbarat komisyonu, yayımladığı son raporunda Trump’ın görevini suistimal ettiğine dair “güçlü kanıtlar” olduğunu açıkladı.
Azil soruşturmasının temelini teşkil eden 300 sayfalık rapor, Trump’ı ulusal güvenliği tehlikeye atmak ve Demokrat rakibini karalamak için orantısız güç sergilemekle suçladı.
Raporda şu ifadeler yer aldı:
“Soruşturma kapsamında, Trump’ın hem kişisel olarak hem de Amerikan hükümetinin içindeki ya da dışındaki diğer kişiler üzerinden tekrar seçilmek için yabancı bir hükümetin, Ukrayna’nın, müdahalesini talep ettiğini buldu.
“Başkan, kendi kişisel ve siyasi emellerini ABD’nin ulusal çıkarlarının üzerinde tutmuş, Amerikan seçim sisteminin sağlamlığına zarar vererek Amerikan ulusal güvenliğini tehlikeye atmıştır.”
Azil süreci soruşturmasında Trump’ın, Demokrat Parti’nin başkan aday adaylarından Joe Biden ve Ukraynalı gaz şirketi Burisma’yla iş yapan oğlu Hunter Biden hakkındaki ispatlanmamış yolsuzluk iddiaları konusunda Ukrayna’ya baskı yaptığı iddiaları araştırıldı.
Soruşturmanın merkezinde, Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky arasında 25 Temmuz’da yapılan bir telefon görüşmesi var.
Telefon konuşmasının zabıtları, Trump’ın Zelensky’den, Joe Biden ve oğlu Hunter Biden hakkındaki ispatlanmamış yolsuzluk iddialarını soruşturmasını istediğini gösteriyor.
Trump’ın, Ukrayna’ya verilecek askeri yardımı çekerek Zelensky’ye baskı yaptığı öne sürülüyor.
Analiz: Yeni ve çarpıcı ayrıntılar
Anthony Zurcher, BBC Kuzey Amerika Muhabiri
Adam Schiff’in iki hafta önce azil soruşturmasının kapanışında yaptığı uzun ve doğaçlama açıklamayı dinleyenler, dün yayımlanan İstihbarat Komitesi rapor özetine şaşırmamıştır.
Fakat 300 sayfalık dokümanda yeni ve çarpıcı ayrıntılar var.
AT&T Telekom şirketi Rudy Giuliani’nin cep telefonu kayıtlarını mahkemeye sundu ve bu kayıtlar Trump’ın şahsi avukatının Beyaz Saray’la iletişimi ve bu iletişimin zamanlaması hakkında yeni bilgiler veriyor.
Kayıtlara göre bu yıl Nisan ayından başlayarak Giuliani Beyaz Saray’a ait telefonlarla birden fazla görüşme yaptı. ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımını durdurmaktan sorumlu bulunan Bütçe ve İdare Ofisi’yle de telefon görüşmeleri mevcut.
Konuşmaların içeriği bilinmese de bunların varlığı, bazı Trump destekçilerinin Giuliani’nin Beyaz Saray’dan bağımsız hareket ettiğine yönelik savlarının altını oyuyor.
Aralarında ABD’nin AB Büyükelçisi Gordan Sondland’ın da bulunduğu birden fazla tanık Ukrayna’ya Trump’a fayda sağlayacak bir soruşturma açma yönünde baskı yapmak için Giuliani’nin kendilerini Trump’ın emriyle yönlendirdiğini söylemişti.
Şimdi Giuliani ile Beyaz Saray arasındaki bağlantı daha da net bir hâl aldı.
“Bir blogger’ın zırvalıkları”
Raporda, Trump’a yöneltilen suçlamaların temelinde iki unsur var. Öncelikli olarak Trump’ın askeri yardımı Biden’a yönelik olarak bir soruşturma açılması için bir yem olarak kullandığı öne sürülüyor.
İkinci olarak, Trump’ın Kongre’nin soruşturmasını engellemek için aktif bir şekilde çalıştığı, soruşturmayı yönetenlere belgelerin teslim edilmediği, tanıkların ifade vermesinin önüne geçildiği ve ifade veren bazı tanıkların tehdit edildiği aktarılıyor.
Trump’ın hem görevini suistimal ettiğine hem de Kongre’nin soruşturmasına engel olmak istediğine dair güçlü kanıtlar olduğunu söyleyen rapor, “Başka hiçbir başkan anayasayı ve Kongre’nin gücünü bu kadar suistimal etmemiştir” ifadesini kullandı.
Bir açıklama yayımlayan Beyaz Saray sözcüsü Stephanie Grisham, hem raporu hem de Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Adam Schiff öncülüğünde yürütülen soruşturmayı yok saydı.
Raporda Trump’ı suçlayacak hiçbir doğru düzgün kanıtın yer almadığı öne sürülürken, raporun “ortada yanlış olan bir şey yokken bir şeyleri kanıtlamaya çalışan bir blogger’ın bodrum katından ürettiği zırvalıklar” olduğu belirtildi.
İlk oturuma Trump da davet edildi
ABD Kongresi Adalet Komisyonu iki hafta boyunca süren kamuya açık oturumları iki hafta önce sona erdirmiş; bu sürecin ardından da kapalı kapılar ardında yapılan mülakatlar gelmişti.
Komisyonu’nun konuyla ilgili ilk oturum ise 4 Aralık’ta düzenlenecek.
ABD Kongresi Adalet Komisyonu’nun başında bulunan Demokrat Jerrold Nadler, Trump’a hitaben yazdığı mektubunda Amerikalı lideri ilk oturuma davet etmiş, “Ya daveti kabul et ya da şikayeti bırak” demişti.
Beyaz Saray ise Trump’ın azil soruşturması kapsamında Çarşamba günü Temsilciler Meclisi’nde yapılacak oturuma katılmayacağını açıkladı, oturuma Trump’ın avukatlarının da katılmayacağı belirtildi.
Trump’ın hukuk danışmanı Pat Cipollone, Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu’na gönderdiği mektupta, soruşturmanın adil olmadığını ve eksiklikler içerdiğini öne sürerek Trump’ın oturuma katılmasını beklemenin “adil olmayacağını” savundu.
Azil soruşturması
Azil, Kongre’nin bir başkanı görevden alabildiği iki aşamalı bir siyasi sürecin ilk ayağı.
Temsilciler Meclisi, azil maddelerini geçirirse, Senato bir yargılama yapmak zorunda.
Senato’daki oylamada başkanın hüküm giyebilmesi için üçte ikilik bir çoğunluk gerekiyor. Ancak Cumhuriyetçiler Senato’da çoğunluğu elinde tuttuğundan bu pek olası değil.
Tarihte sadece iki ABD başkanı, Bill Clinton ve Andrew Johnson azil soruşturması geçirdi ancak hiçbiri görevden alınmadı.
Başkan Richard Nixon ise Watergate Skandalı sonrası, azledilip görevden uzaklaştırılmadan önce istifa etmişti.