Kullanıcıların fotoğrafları üzerinde yaşlandırma efekti uygulayan FaceApp’in, #FaceAppChallenge etiketiyle sosyal medya platformlarında kısa sürede popüler olması tartışmaları da beraberinde getirdi. Tartışmaların nedeni ise bu tür uygulamaların, hangi şirket tarafından geliştirildiği fark etmeksizin kişisel bilgilerin güvenliğini tehlikeye atabileceği değil, FaceApp uygulamasının Rusya merkezli bir şirkete ait olması.Uygulamanın milyonlarca kişi tarafından kullanılmaya başlanmasının ardından bir yazılım geliştiricisi olan Joshua Nozzi’nin “bir fotoğraf seçip seçmeseniz bile uygulama size sormadan bütün fotoğraflarınızı yüklüyor” sözleri endişeleri artırdı. Medyanın bu sözleri gerçekliğini araştırmadan büyütmesinin ardından ABD merkezli New York Times gazetesinden Charlie Warzel, Twitter hesabından, “tüm yüz bilgilerinin gönüllü olarak verildiği şirketin merkezinin Rusya’nın St. Petersburg kentinde” olduğunu duyurdu.
Görünüşe göre Washington’ın vatandaşlarının iletişimlerini yasalara aykırı şekilde takip ettiğinin ortaya çıkması ya da kullanıcıların verilerini gizlice toplayan teknoloji devi şirketlerin ABD merkezli olması sorun yaratmazken, bir şirketin Rusya’da faaliyet gösteriyor olması endişe kaynağı olmayı beraberinde getiriyor.
FACEAPP BÜTÜN FOTOĞRAFLARI KAYDEDİYOR MU?
Elliot Alderson adını kullanan Fransız bir güvenlik uzmanı ve araştırmacısı, endişelerin dile getirilmesinin ardından FaceApp uygulamasını kontrol etti. Alderson’ın belirttiğine göre uygulama tüm fotoğraflarınızı değil, sadece yaşlandırma efekti uygulamak istediğiniz fotoğrafı yüklüyor. Guardian gazetesine konuşan Elliot, tüm verilerin çalındığına dair herhangi bir ize rastlamazken, uygulamanın, kullanıcıları bilgilendirdiği şekilde sadece cihaz kimliği ve modeline eriştiğini belirtti.
FaceApp hakkında daha fazla bilgi ortaya çıktıkça, “tüm fotoğraflar izinsiz kaydediliyor” açıklamasında bulunan Nozzi hatasını kabul eden bir ileti paylaşarak konu hakkındaki eski tweetlerini sildi. New York Times’tan Warzel de, kısa bir süre sonra yanlış yorumlara yol açtığı gerekçesiyle tweetini kaldırdı.
TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ ERİŞİM İZNİNİ DAYATIYOR
Ancak tüm bu bilgiler, FaceApp ve benzeri uygulamaların tamamen güvenilir olduğu anlamına gelmiyor. Uzmanlar, uygulamaların talep ettiği erişim izinlerinin dikkatle okunup değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bir diğer sorun ise kişisel verilerin güvenliği konusunda etkin yasaların olmaması ya da uygulanmaması. Bu durum teknoloji şirketlerine kullanıcıya bir izni dayatma ya çeşitli numaralarla, kişilerin haberi olmadan verileri toplama ortamı sağlıyor.
FOTOĞRAFLARINIZ DÜNYA ÇAPINDA KULLANILABİLİR
FaceApp kullanıcıları, fotoğraflarının dünya çapında ve telifsiz olarak kullanımına izin veriyor. Diğer teknoloji servisleri ya da platformları da kişilerden aynı izni talep ediyor.
Kişisel verilerin güvenliğinden endişe duyduğu için popüler telefon uygulamalarından uzak duranların derin bir nefes alıp rahatlaması için ise henüz erken. Uzmanların açıklamalarına göre, pek çok kişinin fotoğrafı halihazırda bir veri tabanında kayıtlı ve yapay zeka modellerinin eğitilmesinde kullanılmakta.
FACEBOOK 10 MİLYON KİŞİNİN FOTOĞRAFLARINI KULLANIYOR
Google bu eğitimlerde 8 milyon kişinin, Facebook ise 10 milyon kişinin fotoğraflarından yararlanıyor. Yalnızca fotoğraflar değil, Youtube gibi paylaşım sitelerine yüklenen videolar da kimi zaman veri seti olarak kullanılıyor. Google, bir videoda hareket eden nesnenin derinliğini tahmin etmekte kullanılan yapay zeka modelinin eğitimi için Youtube’da bulunan 2 bin “mannequin challange” (hareketsiz durma) videosundan yararlandığını duyurdu. Teknoloji devi, gelecek araştırmalar için oluşturulan veri setlerinin nasıl ve ne amaçla kullanılacağını ise açıklamadı. Yani Youtube’a yüklediğiniz masum bir şaka ya da bir eğitim videosu, katil insansız hava araçları veya engellilerin hayatını kolaylaştıracak teknolojinin geliştirilmesinde kullanılacak olabilir.
ÜNİVERSİTE GİZLİCE ÖĞRENCİLERİNİN FOTOĞRAFLARINI ÇEKTİ
Bu kaosun içine sürüklenmek için internete fotoğraf yüklemiş olmak şart değil. ABD’deki Colorado Üniversitesi’nin, 2012-2013 yılları arasında bilgileri ve rızaları olmadan, yaklaşık 2 bin öğrencisinin fotoğraflarını yüz tanıma sistemleri geliştirme çalışmaları kapsamında çektiği orta çıktı. Gizlice çekilen bu fotoğrafların veri olarak kullanıldığı “çalışmanın” fonu ise ABD istihbaratı ve askeri birimleri tarafından sağlandı.
Uzmanlar teknoloji şirketleri ve hükümetlerin yasadışı gözetleme uygulamalarına karşı kişilerin verilerinin etkin şekilde korunmasını sağlayacak, kullanıcıları bilgi paylaşmamaları halinde dışlayan dayatmaları sonlandıracak düzenlemelerin şart olduğunun altını çiziyor.
