Sosyal medyayı çok uzun süredir kullanmıyorum. Yaklaşık iki yıl önce ilk sosyal medya hesabımı açtığımda arkadaşlarımın büyük bir bölümü bu harika platformları çoktan keşfetmişti. Uzun süre sosyal medyadan uzak kalmayı başardım. Ancak sonunda ben de bu mecraya dahil olmak ve bu deneyimi yaşamak istedim.
Çevremdeki hemen herkes Instagram kullandığı için ben de çok fazla düşünmeye gerek duymadım. Tüm arkadaşlarım ve tanıdıklarım Instagram kullanırken neden Facebook’ta hesap açayım ki? Bir nevi grup baskısı ve ait olma duygusu, bu kararımda belirleyici faktör oldu.
Instagram daha ‘genç’ görünüyor
Hem Facebook zaten yetişkinlerin sosyal ağı konumunda. Nitekim anne ve babamın Facebook kullanıyor olması bile, benim Instagram’ı tercih etmem için yeterli bir sebepti. Onlarla aynı sosyal ağda olsaydım, paylaşımlarımı görmekte ısrar edeceklerdi. Her ne kadar ebeveynimi çok sevsem de onlardan arkadaşlık isteği almayı istemem. Kaldı ki sosyal medya, anne ve babamın gözetim ve denetiminde olmadan hareket etmem ve kendimi ortaya koymam için bana her türlü imkânı sunuyor.
Yine de bunlar Facebook’u sadece yetişkinlerin, Instagram’ı da sadece gençlerin sosyal ağı olarak tanımlamak için yeterli görülmeyebilir. Zira birkaç küçük ayrıntı hariç, büyük ölçüde birbirine benzeyen her iki platformda da gerek yetişkinlerin, gerekse gençlerin ihtiyaçlarına uygun özellikler var.
Ancak yine de Instagram ve Snapchat gibi sosyal ağlar daha “taze” ve “genç” bir görünüme sahip. Bence bu ağlar daha dinamik ve daha basit. Facebook ise benim için öteden beri hep vardı zaten. Bu yüzden de eski ve yaşlı olanı çağrıştırıyor. Biz gençler her zaman daha heyecanlı ve kısa vadeli olan şeyleri tercih ederiz.
Gerçi Facebook hakkında çok fazla bilgi sahibi olduğumu iddia edemem. Ama Instagram’dan daha iyi özellikleri olduğunu da hiç sanmıyorum. Instagram’da fotoğrafları çok yönlü olarak düzenlemek mümkün. Ayrıca anket, müzik, hashtag (etiket), gif ve konum gibi daha pek çok özellik ekleyerek hikayenizi paylaşabiliyorsunuz.
‘Kendimizi en güzel şekilde ifade etmemiz gerek’
Hayatımızı olabildiğince eşsiz ve özel bir şekilde aktarmayı hedeflediğimiz için, çok sayıda seçeneğinin olması büyük avantaj. Örneğin resimleri tam istediğimiz şekilde düzenleyebiliyoruz. Herkes yaşamınızın ya da günümüzün ne kadar güzel geçtiğini tüm ayrıntılarıyla görmeli. Hikayemde hangi muhteşem mekanlarda ya da şehirlerde olduğumu ve ne kadar matrak olaylar yaşadığımı da gösterebiliyorum. Yani Instagram, ihtiyacımız olan tüm özellikleri sunduğu için en ideal platform durumunda.
Elbette gençlerin Facebook yerine Instagram’ı tercih etmelerinin başka sebepleri de var. Facebook’un kullanıcı verilerini istismar ettiğine dair çok sayıda olumsuz haber çıktı. Bizler, kişisel verilerimizin gizliliği konusunda belki çoğu kez gerekli hassasiyeti göstermiyoruz. Yine de Facebook’ta ilgili son zamanlarda bu konuda çıkan olumsuz haberler gençlerin gözünü korkutuyor.
Facebook’un öncelikle kaybettiği güveni geri kazanması lazım. Ayrıca modern ve esnek bir sosyal ağ haline gelmedi. Görünen o ki, bu hayli zahmetli ve bir o kadar da zaman alacak bir süreç. Instagram’da elbette bir süre sonra demode olabilir ve gençler başka ağ ya da mecralara yönelebilir. Ancak bunun için köprünün altından çok suyun akması gerekecek.