AB Konseyi, Birleşik Krallık ile gelecek ilişkisini belirleyecek müzakerelere ilişkin yönergeyi kabul etti. Birleşik Krallık ile geniş kapsamlı, dengeli ve iddialı bir ortaklık öngörüldüğü vurgulanan Belgede, ticarete konu ürünlere tarife ve kota uygulanmamasını öngören bir serbest ticaret anlaşması gerçekleştirme niyeti dile getirildi.
AB Konseyi, Birleşik Krallık ile gelecek ilişkisini belirleyecek müzakereler için yetkilendirme kararı ile müzakere yönergesini 25 Şubat’ta kabul etti. Kararla AB Komisyonu resmi olarak AB’nin müzakere mercii olarak belirlendi ve Birleşik Krallık ile müzakerelerin başlatılması için yetki verildi.
Birleşik Krallık ile geniş kapsamlı, dengeli ve iddialı bir ortaklık öngörüldüğü ifade edilen Yönergede, AB ile Birleşik Krallık arasında ürünlere yönelik tarife ve kotaların olmamasını öngören bir serbest ticaret anlaşması gerçekleştirilme niyeti bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca anlaşmanın gümrükler ve düzenleyici konular üzerinde işbirliği sağlaması ve etkili yönetim ve denetim, anlaşmazlıkların çözümü ve icra düzenlemelerini de içermesi gerektiği vurgulanıyor.
Balıkçılık konusunda gelecekteki ortaklığın mevcut düzeni koruması gerektiğinin ve böylelikle sulara karşılıklı erişimi ve istikrarlı kota paylarını desteklemesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Dijital ticaret, fikri mülkiyet, kamu ihaleleri, hareketlilik, ulaşım ve enerji gibi alanlarda AB ile Birleşik Krallık arasında gelecekte işbirliğine yönelik hükümlerin de anlaşmada bulunması gerektiği belirtiliyor.
Öte yandan AB – BK arasında bir güvenlik ortaklığı kurularak cezai konularda kolluk ve adli işbirliğinin yanı sıra dış politika, güvenlik ve savunma alanlarında işbirliği isteniyor. Gelecekteki ortaklığın tüm işbirliği alanlarını kapsayan genel bir yönetişim çerçevesine yerleştirilmesi gerektiği de öngörülüyor.
Birleşik Krallık ise 27 Şubat’ta benzer şekilde AB ile müzakerelere ilişkin “AB ile bir gelecek” başlığını taşıyan müzakere / politika belgesini yayımladı.
BK, AB ile bütün ticareti ele alacak kapsamlı bir Serbest Ticaret Anlaşması oluşturulmasına yönelik bir yaklaşım içinde. Balıkçılık konusunda ise farklı bir anlaşma öngörüldüğü ifade ediliyor. Cezai konularda kolluk ve adli işbirliği ile havacılık, enerji ve sivil nükleer işbirliğini kapsayan teknik alanlarda bir anlaşma niyeti dile getiriliyor.
AB ile gelecek anlaşmasına örnek olarak AB’nin son yıllarda Kanada ve diğer dost ülkeler ile yaptığı anlaşmalara referans veriliyor. AB ile “dostluk temelinde işbirliği” doğrultusunda bir yaklaşım öngörüldüğü ancak Birleşik Krallık’ın kendi yasaları, siyasi yaşamı ve kurallarını kontrol edeceği konusunda açık ve değişmez görüşü hatırlatılıyor. Her iki tarafın birbirlerinin yasal özerkliği ile kendi sınırlarını, göç politikalarını ve vergilerini yönetme hakkına saygı duyacağı belirtiliyor.
AB Komisyonu da daha önce Birleşik Krallık ile AB arasında yeni bir ortaklık konusunda müzakerelerin başlatılması yönündeki öneri taslağını yayımlamıştı.
AB Başmüzakerecisi Michel Barnier, müzakere belgesi taslağına ilişkin yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma hedefinin (Brexit) yerine getirildiğini belirtirken, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın ifadelerinde yer verdiği “31 Aralık 2020 tarihinden itibaren AB İç Pazarı ve Gümrük Birliği’nden ayrılma” hedefinin ise;
Bu seçimler sonucunda, Birleşik Krallık’ın 2020 yılının sonundan itibaren AB üyelerinin sahip olduğu ekonomik haklar ve avantajlardan yararlanamayacağını söyleyen Barnier, Komisyon’un hazırladığı müzakere yönergesi taslağının içeriğindeki üç başlıkta:
Michel Barnier, AB ile Birleşik Krallık arasında en yakın ilişkileri tesis eden bir anlaşma imzalanması durumunda bile Birleşik Krallık’ın AB üyeliği dönemindeki kadar yakın ilişkiler yürütülmesinin mümkün olmayacağını, AB Tek Pazarı yerine iki ayrı pazarın mevcut olacağını ifade ederek şu konulara dikkat çekmişti: