Siber suçlar ve terörle mücadele çalışmaları kapsamında hazırlanan ve kraliyet onayı alan yasayla, İngiliz istihbarat kuruluşları ve güvenlik birimleri terör tehdidi oluşturan kişileri daha yakından takip edebilecek.
Siber suçlar ve terörle mücadele çalışmaları kapsamında hazırlanan ve kraliyet onayı alan yasayla, İngiliz istihbarat kuruluşları ve güvenlik birimleri terör tehdidi oluşturan kişileri daha yakından takip edebilecek.
Yeni yasaya göre, telefon ve internet hizmet sağlayıcıları kişilerin ziyaret ettiği her internet sitesini, kullandığı uygulama ve bağlanılan internet hizmetinin ayrıntılarını kayıt altına alarak 12 aylığına saklayabilecek ve hükumet güçlerinin talebi halinde bu bilgileri paylaşabilecek.
Kasım ayında yasalaşan ve Aralık ayında uygulanmaya başlayan yasayla, emniyet güçleri ve Ulusal Sağlık Hizmetleri de dahil olmak üzere hükumete bağlı 48 kuruluş, kullanıcıların sildikleri eski bilgileri bile görebilecek.
Yasada, gazetecilerin bilgilerinin korunmasına yönelik ek bir madde yer alsa da, madde İngiltere’deki bazı basın kuruluşları tarafından, “araştırmacı gazetecilik için verilen idam cezası” olarak nitelendirildi.
Madde çerçevesinde, güvenlik birimleri gazetecilerin telefon ve internet kayıtlarına yargıç izni olmadan erişemeyecek.
İngiltere İçişleri Bakanı Amber Rudd, yeni yasaya ilişkin yaptığı açıklamada, yasayı, “benzeri görülmemiş bir şeffaflık sağlayan ve gizliliği önemli derecede koruyan, dünyada öncülük edebilecek bir mevzuat” ifadesiyle tanımladı.
Rudd, “Güvenlik tehdidinin arttığı bir dönemde, halkın güvenliğini sağlamak için istihbarat ile güvenlik güçlerimizin ihtiyaç duyduğu yetkiye sahip olması konusunda netiz. İnternet, teröristler için yeni fırsatlar sunuyor. Bizler de bu zorlukla yüzleşebilme kabiliyetine sahip olduğumuzdan emin olmalıyız” dedi.
Bu arada yasa, insan hakları savunucuları tarafından kişilerin gizlilik hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle tepkiyle karşılandı.
Toplumların hükumetler tarafından izlenmesi ve gizlilik alanlarında çalışmalarda bulunan Londra merkezli Open Rights Group adlı kuruluş, “Bu, bir demokraside yasalaşmış en aşırı izleme yasalarından birisidir” ifadeleri ile yeni mevzuatı eleştirdi.
Yasayı eleştiren ve hatta uygulanmaması için mücadele eden sivil toplum kuruluşlarından biri de Liberty.
Liberty, ülke genelinde tanınmış kişiler ve komedyenler aracılığı ile insanların bilgilerine ve verilerine devlet tarafından erişilebileceği dolayısı ile karşı çıkılması yönünde kampanyalar yürüttü.
Yasaya ilişkin açılamada bulunan ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) eski sistem analisti olan ve NSA’nın belgelerini sızdıran Edward Snowden de Twitter hesabından, “Birleşik Krallık, Batı demokrasisi tarihinin en aşırı izlemesini yasalaştırdı. Birçok baskıcı rejimden daha ileri gidildi” diye yazdı.
Başbakanlık koltuğuna Temmuz ayında geçmeden önce İçişleri Bakanlığı görevinde bulunan Theresa May, tasarıya yönelik eleştirilere ilişkin, “Bu yasa, bizi belirsizliklerle dolu dünyamızda koruyacaktır” diyerek savunmuştu. (euronews)