New York merkezli insan hakları kuruluşu Human Rights Watch (HRW/İnsan Hakları İzleme Örgütü) 2017 dünya raporunu yayımladı. 90’dan fazla ülkenin incelendiği raporda Türkiye eleştirildi.
HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson raporda, “Türkiye son bir neslin en ağır krizine girdi” ifadelerini kullandı.
Örgüt, Türkiye’de insan hakları alanında geçen yıl yaşanan gelişmeleri “İnsan hakları konusunda ürkütücü kötüleşme” başlığıyla duyurdu:
“Türkiye’nin cumhurbaşkanı ve hükümeti Temmuz 2016’da yaşanan şiddetli darbe girişimini insan haklarını baskılamak ve temel demokratik güvenceleri ortadan kaldırmak amacıyla bir araç olarak kullanıyor.”
- Yılın son altı ayında gazetecilerin kitlesel olarak gözaltına alındığını, çok sayıda medya organının kapatıldığını ve siyasetçilerin hapse atıldığını hatırlatan HRW, 100 binden fazla kişinin işten çıkarıldığını, sivil toplum kuruluşlarının kapatıldığını ve hükümetin yargı üzerinde kontrol tahkim ettiğini belirtti.
- HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson raporda, “Türkiye’nin hükümeti, demokrasiyi güçlendirmek için partiler arasında oluşmuş darbe karşıtı birlikten yararlanmak yerine, eleştirel seslerin ve muhaliflerin üzerine acımasızca gitmeyi tercih etti” ifadelerini kullandı.
- TÜRKİYE REDDEDİYOR
- Türkiye ise bu eleştirileri reddediyor. Daha önce de Türkiye’deki darbe sonrası gelişmelere dair rapor yayımlayan HRW’ya Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ortak bir açıklamayla yanıt vermişti.
- Yanıtta “söz konusu raporun hükümet yetkilileriyle hiçbir iletişim kurulmadan, bilgi ve belge ya da görüş talebinde bulunulmadan, tek taraflı, somut gerçeğe uygun olmayan bir şekilde hazırlanmış olduğu hususunun kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir. Bunun yanında sözkonusu rapor, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeleri ve bu örgütle iltisaklı ve irtibatlı kişilerin etkisi altında kalınarak hazırlandığı izlenimini vermektedir” ifadeleri yer almıştı.
- Açıklamada ayrıca, “Raporda, demokratik düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eden silahlı bir terör örgütü liderinden ‘din adamı’, silahlı terör örgütünden ‘Gülen hareketi’ olarak bahsedilmesi kaygı verici bulunmaktadır” denilmişti. (bbctürkçe)