Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm için 1968 yılından bu yana devam eden müzakere süreci yine hayal kırıklığıyla sona erdi.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm için 1968 yılından bu yana devam eden müzakere süreci yine hayal kırıklığıyla sona erdi. İsviçre’de 20 Kasım tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in katılımıyla yapılan ikinci tur görüşmelerden de sonuç çıkmadı.
Konuyla ilgili KKTC tarafından yapılan resmi bilgilendirmede, ‘Kıbrıs Rum tarafının maksimalist tavrından vazgeçip makul çizgiye yanaşmaması’ nedeniyle müzakere sürecinin ileriye götürülemediği açıklandı.
Bu hafta, Londra’da yaşayan Kıbrıs Türk halkına, Ada’da uzun yıllardan bu yana devam eden müzakere sürecini ve gelinen son aşamayı nasıl değerlendirdiklerini sorduk.
Nursel Bayram
“Kıbrıs, Türkiye’nin desteği olmasaydı bugün kesinlikle başka milletlerin elinde olurdu. Bizler Türkiye’nin himayesi altında olmaktan çok mutluyuz. Türkler yıllarca Kıbrıs için savaş halinde oldu. Yapılan müzakerelerin, bizim açımızdan olumlu sonuçlanması için dua ettik. Bizler Kıbrıs Türkü olmaktan gurur duyuyoruz. Türk milleti ve askerinin de Kıbrıs’ta kalması gerektiğini düşünüyorum. Bizler ana vatan Türkiye ile yavru vatan KKTC olarak yaşamaktan çok memnunuz. Türkiye olmasaydı Kıbrıs da olmazdı.”
Osman Özpaşa
“Müzakere sürecinden umutluydum. En büyük dileğim ise görüşmeler sonucunda iki toplumu yöneten bir hükümetin çıkmasıydı. Bu süreçten de sonuç alınamadıysa artık yeni nesillerin bir barış ortamı göreceğini düşünmüyorum. Bizler Kıbrıs Türkleri olarak geçmişten bugüne büyük sıkıntılar yaşadık. Bu nedenle artık, her iki toplumu da birbirine bağlayacak adımların bir an önce atılmasını istiyoruz.”
Sevgül Özkor
“Aslında son müzakere sürecinden umudum vardı. Bizler geçmişten bugüne Kıbrıs Türkü olarak anıldık, bugünden sonra da bu şekilde anılmak istiyoruz. Anlaşma sağlansaydı, Rumların objektif bir duruş sergileyeceğini düşünmüyordum. Zaten bu görüşmeler yıllardır gerçekleşiyor ve bir türlü de sonuç alınamıyor. Bunun sebebi de; Rumların, Ada’nın tamamında söz sahibi olmak istemesidir.”
İbrahim Salih
“Geçmişten bugüne birçok müzakere süreci gerçekleştirildi. Bunların hiçbirinden sonuç çıkmadı. Ada’daki mevcut durumdan oldukça memnunum ve iki halkın bu şekilde yaşaması gerektiğini düşünüyorum. Ada’nın tamamı Türk veya Rum himayesine verilmemeli. Bir adada iki ayrı devlet olmalı. Gerekirse bizler toprak verelim ve kendi özgürlüğümüz, devletimiz için yaşayalım.”