Financial Times, Türkiye’deki darbe girişiminin ardından başlatılan tasfiyelerin ülke dışına da uzandığını yazıyor.
Financial Times, Türkiye’deki darbe girişiminin ardından başlatılan tasfiyelerin ülke dışına da uzandığını yazıyor.
“Darbeciler İstanbul ve Ankara sokaklarında tankları konuşlandırdığı gece, yaklaşık 5 bin kilometre uzaklıktaki Somali’deki Deva Hastanesi’nde çalışan Türk doktorlar gece mesailerine hazırlanıyordu” diye yazan gazete, günde 100 hasta tedavi eden hastanenin beş yıl önce bir Türk yardım kuruluşu tarafından kurulduğunu hatırlatıyor.
Ancak gazete aynı akşam Somali’nin en büyük bağışçılarından biri olan Türkiye’nin baskısı altında kalan Somali hükümetinin aynı akşam hastaneyi kapattığını belirtiyor.
Adının açıklanmasını istemeyen hastanenin sekiz Türk doktorundan biri “Şok olduk. Bize birçok kez burada ne kadar iyi bir iş çıkardığımızı söylüyorlardı. Bu nasıl olabildi?” diye soruyor.
Financial Times sorunun yanıtının Deva Hastanesi’nin kurucusu Kimse Yok mu derneğinin Fethullah Gülen bağlantısında yattığını vurguluyor. Gazete şöyle devam ediyor;
Darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sadece Türkiye’de Gülen Cemaati’yle bağlantılı olduğu iddia edilenleri tasfiye etmiyor, ayrıca dünya genelindeki ülkelere Gülen’le bağlantılı kurumaların üzerine gitmeleri için baskı yapıyor. Uzmanlar, çeşitli ülkeleri Ankara’yla iyi ilişkiler ve popüler okullarla hastaneler arasında seçim yapmak zorunda bırakmanın Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine ve imajına zarar verdiği uyarısında bulunuyor”
İKNA KOLAY OLMAYACAK
Financial Times’ın görüşlerine yer verdiği Kadir Has Üniversitesi’nden Doç. Dr Ahmet Han da “Gülen hareketi bu ülkelerde onlarca yıldır kök saldı ve bu ülkelerin bazılarındaki sistemlere ve yapılara nüfuzu çok derinde. Bu tür yerlerde bu imajı silmek ve insanları gerçek yüzüne ikna etmek çok kolay bir iş olmayacak” diyor.
Eski Kırgız Bakan Edil Baisalov da Gülen bağlantılı okulların ülkesindeki Türk yumuşak gücünde önemli bir araç olduğunu vurguluyor ve “Bu ülkeye yakınlığımızın ve sempatimizin yüzde 90’ı, benim yeğenim de dâhil pek çok gencimizin bu okullarda eğitim görmesinden kaynaklanıyor. Buzu yörüngelerinden atarlarsa, Ruslar eminim çok mutlu olur. Erdoğan’ın istediği bu mu?” diye soruyor.
Azerbaycan’da da Gülen’le yapılan bir söyleşiyi yayınlamaya hazırlanan bir televizyon kanalının kapatıldığı ve Gülen bağlantılı bir üniversitenin yönetiminin değiştirildiği kaydediliyor.
Türkiye’nin bazı durumlarda el konan kurumların yönetimini devralmayı önerdiği belirtilirken, bu girişimin önüne yasal engeller çıkabileceği söyleniyor. Merkezi Türkiye’de bulunan ve kapatılmadan önce 100’den fazla ülkede 200 bin gönüllüsü olan Kimse Yok Mu Derneği’nin de uluslararası mahkemelerde dava açmaya hazırlandığı belirtiliyor.
Maryland’deki Loyola Üniversitesi’nden Gülen hareketi konusunda uzman Joshua Hendrick de, Ankara’nın Gülencilerin ülke dışındaki yerini doldurmakta büyük sorunlar yaşayabileceğini söylüyor.
Hendrick “Gülen hareketinin dünya çapındaki faaliyetlerinin ne kadar geniş olduğu düşünüldüğünde, hükümetin böyle bir projeye girişecek kabiliyeti, kaynakları var mı? İşte bu konuda sınav verilecek” diye konuşuyor. (BBC Türkçe)