Theresa May’in geleceğinin ve May’in başbakanlık koltuğuna oturacağının kesinleşmesinin ardından, muhalefet partileri erken seçim çağrısı yaptı.
12
İngiltere‘de iktidardaki Muhafazakar Parti’nin liderliğine Theresa May‘in geleceğinin ve May’in başbakanlık koltuğuna oturacağının kesinleşmesinin ardından, muhalefet partileri erken seçim çağrısı yaptı.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi‘nin seçim koordinatörü Jon Trickett, May’in başbakanlığının halkın onayından geçmesi gerektiğini savunarak, “Brexit’in neden olduğu istikrarsızlık ortamında ülkenin demokratik olarak seçilmiş bir başbakanının olması hayati önemdedir. Şu an itibariyle partiyi genel seçim durumuna sokuyorum.” açıklamasını yaptı.
Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Tim Farron ile Yeşiller Partisinin eski lideri ve şu anki tek milletvekili Caroline Lucas da May’in başbakanlığının seçmenin onayını alması gerektiğini vurgulayarak erken seçim çağrısında bulundu.
SEÇİLMEMİŞ BAŞBAKAN
23 Haziran’da yapılan AB referandumundan birlikten ayrılma (Brexit) yönünde sonuç alınmasının ardından, ülkenin birlikte kalmasından yana kampanya yürüten Başbakan David Cameron istifa edeceğini duyurmuştu.
Cameron’ın kararını takiben Muhafazakar Parti liderliği ve başbakanlık için başlayan yarışta, İçişleri Bakanı Theresa May ile Enerji Bakan Yardımcısı Andrea Leadsom karşı karşıya geldi. Leadsom’ın bugün yarıştan çekildiğini açıklamasıyla, May’in genel başkanlığı ve başbakanlığı kesinleşti.
İngiltere’de genel seçim görmeden göreve gelen başbakanlar tartışma konusu olmuş, güven oylaması ve erken seçim mecburiyeti dahil farklı senaryolar gündeme gelmişti.
May, ülkenin son 30 yıldaki 3. “seçilmemiş” başbakanı olacak. 1990’da istifa edenMargaret Thatcher‘ın yerine John Major ve 2007’de istifa eden Tony Blair‘in yerine Gordon Brown başbakanlık görevini üstlenmişti. İngiltere‘de son 116 yılda toplam 15 başbakan ara dönemde, herhangi bir seçime girmeden göreve geldi.
Başbakan David Cameron‘ın İngiliz Parlamentosu’nun alt kanadı Avam Kamarası’nda her hafta gerçekleştirilen “Başbakana Sorular” oturumuna son bir kez katıldıktan sonra görevi May’e devretmesi bekleniyor.
‘BREXIT, BREXIT DEMEKTİR’
May, bugün yaptığı açıklamada AB referandumunda alınan sonucunun ardından ülkeyi ve partiyi birleştirmenin önemini vurgulamış, “Referandum, AB‘den ayrılık kararının yanı sıra ciddi değişiklik kararı anlamına da geliyor. Brexit, Brexit demektir. AB‘de kalma yönünde ya da ikinci bir referandum için herhangi bir girişim olmayacaktır. Birliğe arka kapısından tekrar üye olma girişimimiz olmayacak. Ülke, AB‘den ayrılma kararı vermiştir. Bunun olmasını sağlayacağım.” ifadelerini kullanmıştı.
Referandumdan önceki kampanya sürecinde ülkesinin AB‘de kalmasına destek veren 59 yaşındaki İçişleri Bakanı Theresa May, başbakanlık için favori aday olarak görülüyordu. Muhafazakar Parti’nin tecrübeli siyasetçileri arasında yer alan May, Thatcher’ın ülkenin tek kadın başbakanı unvanını da elinden alacak.