kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
35,1909
EURO
36,7120
STERLIN
44,1905
BITCOIN
$95.344
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Hafif yağmur
7°C
LONDRA
7°C
Hafif yağmur
Pazartesi Hafif yağmur
10°C
Salı Açık
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C
Çarşamba Parçalı az bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
9°C
Perşembe kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
8°C

Times: Ankara’da bir otokrat

Times, gazetenin editoryal görüşlerinin aktarıldığı sayfasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren bir yazıya yer veriyor.

Times: Ankara’da bir otokrat
07.03.2016
0
A+
A-

 

recep-tayyip-erdogan

Times, gazetenin editoryal görüşlerinin aktarıldığı sayfasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren bir yazıya yer veriyor.

Editoryal yazının başlığı ‘Ankara’da bir otokrat’.

Yazıda, “Türkiye’nin istikrarsız bir bölgede hayati önemde bir Nato müttefiki olduğu ancak Batı’nın, Erdoğan’ın artan otoriter politikalarını ve kaprisli tavrını açıktan eleştirmesi gerektiği” belirtiliyor.

Yazının en başında bugün AB ve Türkiye arasında bir göçmen krizi zirvesi gerçekleştirileceği hatırlatılıyor.

Times, “AB’nin Türkiye’ye, kaçak göçmen akışını durdurması için 3 milyar dolar vermeyi kabul ettiğini ancak karşılığında bir şey görmediğini, Türkiye’nin daha fazla para istediğini” belirtiyor.

Gazete, “eli zayıf ve kilit bir stratejik Nato müttefikini kızdırmaktan korkan Avrupalıların, bu nedenle Türk hükümetinin son dönemdeki korkunç tavrını önemsemediğini” belirtiyor.

Gazete, “normal zamanlarda bu tavır çabuk ve açık bir kınamayı hak eder” diye yazıyor.

ERDOĞAN OTORİTER VE KAPRİSLİ

Times, Türk hükümetinin, eleştirdiği söz konusu tutumuna örnek olarak iki olaydan bahsediyor:

Zaman gazetesinin kayyuma atanıp gazete önünde protesto gösterisi yapanlara polisin müdahale etmesi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Anayasa Mahkemesi’nin, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuksuz yargılanması ile ilgili kararına saygı göstermediğini ve kabul etmediğini açıklaması.

Gazete bu olayları özetle şöyle yorumluyor:

“Bunların her ikisi de Erdoğan’ın eleştiriye karşı artan tahammülsüzlüğünün, muhalif görüşleri susturma kararlılığının ve git gide artan otoriter tutumunun belirtileridir. İkisi de, Türkiye’nin hâlâ resmi olarak katılmaya çalıştığı, Avrupa Birliği’nin demokratik değerleriyle bağdaşmamaktadır. Şu ana kadar Brüksel bürokrasisi çok az şey söylemiştir.”

“Avrupa’nın, Erdoğan’ın keyfi ve öngörülemez davranışlarından git gide daha fazla rahatsız olduğunu” yazan gazete, “Washington’ın da Erdoğan’ın rahatsız olduğunu” belirtiyor.

Gazete bunu, “Türkiye’nin Kürtlere karşı yeni saldırılarına kıyasla IŞİD’le mücadelede gönülsüz olması ve Moskova’yla karşı karşıya gelmesine” bağlamış.

Yazının sonunda, “Türkiye’nin dünyanın istikrarsız bir bölgesinde, kendisine soğuk davranılamayacak kadar önemli bir müttefik olduğu” belirtiliyor.

Gazete, bununla birlikte, “bölgedeki istikrarın sağlanmasında Türkiye’ye ihtiyacın, Batı’nın, Erdoğan’ın git gide artan çok kötü ve kaprisli tutumunu eleştirmekten alı koymaması, bunun Batı’yı susturmaması gerektiğini” ekliyor.

Gazetenin bir başka sayfasında ise AB’nin Türkiye’yi basın özgürlüğü konusunda uyardığında dair bir haber var.

Haberde hafta sonu Zaman gazetesi önündeki gösterilerde polis müdahalesi sırasında yaralanarak yüzü kanayan ve iki gazetecinin kolundan tuttuğu bir kadının görüntüsü yer alıyor.

Haberde Avrupa Birliği’nin (AB) genişlemeden sorumlu yetkilisi Johannes Hahn’ın Türkiye’nin basın özgürlüğüne saygı göstermesi gerektiği yönündeki Twitter mesajı aktarılıyor ve Zaman gazetesiyle ilgili son günlerde yaşananlara yer veriliyor.

Haberin sonunda, “AB’nin kaçak göçmen akışının durdurulması konusunda Türkiye’ye bel bağladığı, bu yüzden bu son gelişmelerle ilgili herhangi bir şekilde harekete geçmesinin olası gözükmediği” yorumu yapılıyor.

ZAMAN-1

INDEPENDENT: AB’NİN TÜRKİYE’YE TEPKİSİZLİĞİ UTANÇ VERİCİ

Independent gazetesinde de Türkiye’yle ilgili hem editoryal bir yazı hem de bir analiz bulunuyor.

Yorum yazısı gazetenin İstanbul muhabiri Laura Pitel imzasıyla yayımlandı.

Yazının başlığı, “AB utanç verici şekilde Türkiye’deki insan haklarına yönelik saldırıları görmezden geliyor. Ve ne için?”.

Yazısına Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın Cuma günü Türkiye’ye geldiğini, aynı gün Zaman gazetesine kayyum atandığını belirterek başlayan Pitel özetle şu görüşleri savunuyor:

“Brüksel, Avrupa’ya insan akışını önlemeye yardımcı olması karşılığında Türkiye’de git gide artan otoriterliği görmezden gelmeye niyetli olduğunu önceden belli etmişti. Ancak Zaman gazetesinin ele geçirilmesinin (Cuma günü) zamanlaması daha utanç verici olamazdı.

“Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la el sıkışmasından hemen sonra, Zaman gazetesi binası dışındaki göstericilere biber gazı sıkıldı. Gazeteciler, polisin binada kamp kurmasından sonra haber odalarında mahkûm kaldıklarını söylediler.

“Bu son gasp, sadece medyaya değil, yargıya, akademiye ve sivil topluma yapılan saldırı dizisinin sonuncusuydu.

“Bir zamanlar Müslüman demokrasi için bir model olarak desteklenen Adalet ve Kalkınma Partisi bugün, Batı başkentlerinde git gide daha fazla bir şekilde, bir kaçan tren olarak görülüyor.”

Bununla birlikte AB liderlerinin Türkiye’deki iktidara çok az tepki verdiğini belirtiyor Pitel ve devam ediyor:

“Göçmen krizinin AB serbest dolaşım özgürlüğüne karşı varoluşsal bir tehdit oluşturmasından korkuyorlar ve Türkiye’yi bir çözüm olarak seçtiler.

“Ankara gücünün gayet iyi farkında. Brüksel yetkilileri ile Erdoğan’ın bir toplantısının sızan görüşme notu yetkililerin eleştirel bir AB raporunu önemli bir seçimin ertesine kadar sakladıklarını ortaya koydu.”

Pitel, AB ile Türkiye arasında göçmen akışı konusunda anlaşmanın başarı olup olmayacağının dahi belirsiz olduğunu yazıyor.

Yazının sonunda Pitel, “Avrupa açısından göçmen krizi en önemli sorunken Türkiye’nin farklı meselelerle karşı karşıya olduğunu, Türkiye’nin PKK’ya karşı kirli bir savaş yürüttüğünü, Ankara saldırısıyla savaşın Ankara sokaklarına saçıldığını, ülkenin IŞİD’in bir dizi bombalı saldırısıyla karşı karşıya kaldığını, Ankara’nın Suriye’nin kuzeyindeki düşmanlarının kazanımlarından panik olduğunu” yazıyor.

Pitel yazısının sonunda, “AB’nin kendisini, Türkiye’yle işlemeyen bir anlaşma yapmak için bir şeylere katlanmış olarak bulabileceğini” belirtiyor.

Gazetenin editoryal yazısında da bugün AB ile Türkiye arasında yapılacak zirve ele alınmış.

Yazıda, “Türkiye ile AB arasındaki bir anlaşmanın mültecilerin Avrupa’ya akışını keseceğini umut etmek naiflik olur” görüşüne yer veriliyor.

Gazete, Donald Tusk’ın kaçak göçmen akışıyla mücadele konusunda bir mutabakata varılmasına dair umut veren açıklamalarını şöyle yorumlamış:

“Daha önce yapılan, 3 milyar dolarlık anlaşmaya rağmen binlerce insanın Ege üzerinden akışını göz önünde bulundurursak, ortadaki bu yeni parlak fikrin daha iyi bir şekilde sorunun üstesinden geleceğine inanmak için bir neden olur mu?”

Independent sorunun asıl çözümünün insan kaçaklığıyla mücadele olduğunu savunuyor.

Istanbul 6. Sulh Ceza Hakimligi Zaman Gazetesi'ne kayyim atadi. Gazete onune gelen 2 adet TOMA ve cok sayida Cevik Kuvvet Polisi gazete onunde bekleyen okurlara tazyikli su ile mudahale etti. 5 Mart 2016 / Mehmet Yaman

GUARDIAN’IN ÜÇ SAYFASINDA TÜRKİYE GÜNDEMİ

Bugünkü Guardian gazetesinin üç ayrı sayfasında Türkiye’yle ilgili haber ve yorumlar var.

Gazete, Zaman gazetesinin kayyuma devrinden yola çıkarak, Türkiye’de basın özgürlüğünün durumunu ele alan bir editoryal yazı yayımlamış.

Yazının ilk bölümünde Gülen Hareketi ve AKP’nin bir dönem birlikte hareket ettiği, 2013’te İran, İsrail ve Kürtlerle ilgili farklı politikalar nedeniyle aralarının açıldığı, bugün hükümetin, hareketin mensuplarını tasfiye etmeye çalıştığı belirtiliyor.

Guardian bununla birlikte Zaman’ın el değiştirmesinin sadece bu çatışmanın bir parçası olarak görülmemesi gerektiğini yazıyor.

Türkiye’de birçok gazeteciye karşı dava açıldığını, gazetecilerin tutuklandığını, tehditlere maruz kaldığını, sindirildiğini yazıyor Guardian.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuksuz yargılanmasının önünü açan Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymadığını ve tanımayacağını açıklamasını hatırlatıyor.

Yazının sonunda Ağustos 2014’ten bu yana 1845 kişiye cumhurbaşkanına hakaret davası açtığı hatırlatılıyor.

Gazete bunun olgun bir siyaset ve demokratik olmadığını belirtiyor.

Gazetede yayımlanan diğer haberlerde ise Zaman gazetesinin kayyuma devri sonrası yayın politikasının değişimi ve bugünkü AB-Türkiye göçmen krizi zirvesiyle ilgili gelişmeler aktarılıyor.

(BBC Türkçe)

Yorumlar

  1. Yalçın says:

    Siz Avrupalıların anlamadığı şu;Böylesine karmaşık, sorunlu, jeopolitik olarak oldukça girift bir coğrafyada, Erdoğan’ın, politik ve ekonomik istikrara sahip sıradan bir AB ülkesinin devlet başkanıymış gibi davranmasını beklemeniz.Daha da çok beklersiniz… Almanya ya birkaçbin mülteci akını oldu.Almanyanın feleği şaştı.Maalesef…Bize ise bir o kadar daha gelse eyvallah etmeyiz.Türkiye sorunlara karşı yılların getirdiği deneyimlerden kaynaklı olarak aşılıdır.Virüsler bizi hasta etmez.Bir iki hapşurur, o kadar.Ama AB ülkeleri yatağa düştü düşecek gibi…Düşerse de kalkarmı?Bam teli orası işte!