Ziyarette günün anlamına ilişkin bir konuşma yapan Büyükelçi Ertaş, bu yıl, Kıbrıs Barış Harekatı’nın ve Barış ve Özgürlük Bayramının 50. yıldönümünü kutlamanın gururunun yaşanmakta olduğunu, Kıbrıs Türkünün kendi vatanında özgürce, baskılardan uzak varolması için 50 yıl önce şehit ve gazilerimizin hayatları pahasına verdikleri mücadelenin, bugün de Kıbrıs Türkünün Ada’nın eşit ve egemen ortağı olduğunu tüm dünyaya anlatmak için masada verilmekte olduğunu belirtti.
Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs’ı sadece kendi egemenliğinde gören, Kıbrıs Türkünü azınlık yapmaya çalışan bir zihniyette olduğunu ve bu zihniyet yüzünden Kıbrıs meselesinde 60 yıldır adil ve kalıcı çözüme ulaşmanın mümkün olamadığını belirten Ertaş, anlaşmaya yaklaşılan her çabanın Rumların uzlaşmaz tutumları nedeniyle sonuçsuz kaldığını kaydetti.
Ertaş, Rumların arkalarına Avrupa ülkelerini alarak Kıbrıs Türkünü izole etmeye yönelik adımlarının Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yıldırmayacağını, Kıbrıs Türkünün haklı davasını savunmaktan asla vazgeçmeyeceklerinin bilinmesi gerektiğini dile getirdi.
Artık uluslararası toplumun, Kıbrıs’ta iki toplum ve egemen iki devlet olduğunu kabullenmesi gerektiğini belirten Büyükelçi Ertaş, “Garantör güç Birleşik Krallık’tan beklentimiz de, sahadaki gerçekliği kabul etmesi ve doğrudan uçuşlar ve doğrudan ticaret başta olmak üzere Kıbrıs Türklerine uygulanan haksız tecrit ve izolasyonları sona erdirecek adımları atmasıdır” dedi.
Temsilcisi Keskin ise konuşmasında, Kıbrıs Türkünün, 1963’ten 1974’e kadar, bütün dünyanın gözü önünde: Rumların baskı, şiddet ve zulmü karşısında çok büyük acılar yaşadığını ancak mücadeleden asla vazgeçmeyerek-Anavatan Türkiye’nin de güçlü desteğiyle, azim ve kararlılıkla, onurlu bir direniş sergilediğini ve nihayet 11 yıl süren karanlık dönemin, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı sayesinde sona erdiğini dile getirdi.
20 Temmuz Barış Harekatı’nın, Kıbrıs Türkü açısından; mahrumiyetin, göçün ve ölümlerin son bulduğu, yıllarca kuşatma altında yaşadığı ortamlarından kurtulup, can ve mal güvenliğinin garanti altına alındığı ve aynı zamanda özgürlük ortamının sağlandığı önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Keskin, 1974 Barış Harekatıyla, Kıbrıs Türk Halkının, kağıt üstünde bir garantör olarak kalmayan, imzasının arkasında ve kardeşlerinin yanında duran Anavatan Türkiye Cumhuriyeti sayesinde özgürlüğe, kendi vatanına ve Devletine kavuştuğunu vurguladı.
Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs konusunda kalıcı ve adil bir çözüme ulaşılabilmesi için üzerine düşeni her zaman yerine getirdiğini ancak Kıbrıs Rum tarafının, uzlaşmaz tavrı sebebiyle tüm müzakere süreçlerinin başarısızlıkla sonuçlandığına da değinen Keskin, gelinen aşamada, Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözüme ulaşılmasının ancak Ada’daki gerçeklerin esas alınmasıyla; bunun da Kıbrıs Türk halkının müktesep hakları olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesiyle mümkün olacağını dile getirdi.
Keskin konuşmasını, “Kıbrıs Adasına barış ve huzur getiren Barış Harekatı’nın 50. yıldönümünde, Harekatı gerçekleştiren Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerini ve azimle mücadele eden Mücahit Halkımızı saygıyla selamlar, bu tarihi adımın arkasındaki öngörülü devlet adamlarını saygıyla yad ederim. Sayın Büyükelçimizin şahsında, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Anadolu halkına ve Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine teşekkürlerimizi sunarım” diyerek bitirdi