Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü Triangle of Sadness (Hüzün Üçgeni) filmi kazandı.
Yönetmen Ruben Ostlund, bu filmle ikinci kez büyük ödülü kazandı. Kapitalizme direkt bir saldırı olarak yorumlanan film, bir süper yat seyahatindeki zenginleri merkezine alıyor. Yönetmenin büyük ses getiren 2017 tarihli The Square isimli ödüllü filmi de modern sanat dünyasını alaya alıyordu.
Ruben Ostlund ödül sonrası gazetecilere, insanların hakkında konuşacakları bir film yapmayı amaçladığını söyledi:
“Bu film üzerinde çalışmaya başladığımızda tek bir amacımız vardı. Gerçekten ama gerçekten izleyiciyi heyecanlandırmak ve düşünmeye zorlayacak bir içerik yaratmak amacındaydık.”
Festival galası sonrası yapılan yorumlar Ostlund’un amacına ulaştığını gösterdi. AFP haber ajansı, özellikle filmdeki bir sahnenin “bir kısım seyirciyi gülmekten yerlere düşürürken, bir kısmını da kusma noktasına getirdiğini” haberleştirdi. İsveçli yönetmenin ilk İngilizce filmi bir süper yatta geçiyor.
BBC için filmi kaleme alan Nicholas Barber şunları yazıyor:
“Bu film, Östlund’un neden sinema dünyasının, ‘utandırıcı durumlar yaratma kralı’ olduğunu bir kez daha aşırı komik şekilde hatırlatıyor. Aynı zamanda film süresince farklı şekillerde akla, “Neden bazılarının parayı daha çok hak ettiği” sorusunu da getiriyor.”
Bir kış tatilinde ailesini çığ sırasında sofrada bırakarak kaçan bir babanın hikayesini anlattığı Force Majeure filmiyle de Ostlund büyük beğeni kazanmıştı. Filmlerindeki karakterleri müthiş utandırıcı durumlara sokmasıyla isim yapan yönetmenin ödüllü son filmi de bu hüneriyle anılıyor.
Yarışmada Güney Kore sineması yeniden adından söz ettirdi. En iyi yönetmen ödülünü Güney Kore’den Park Chan-wook’a verildi. 2003 tarihli Oldboy filmiyle ünlenen Park, Decision to Leave filmiyle ödüle layık görüldü. En iyi aktör ödülü de Broker filmiyle Güney Kore’den Song Kang-ho’ya gitti. Song Kang-ho, en iyi film Oscar ödüllü Parasite filminin de başrolündeki isimdi.