Bu hafta yayımlanan yeni bir raporun bulgularına göre dünyada iklim krizine bağlı göçler, şehir nüfuslarında ciddi artışlara yol açabilir.
Kolombiya Üniversitesi ve New York Şehir Üniversitesi araştırmacıları, iklim krizinin şehirleşmeyi nasıl etkileyeceğini inceledi.
Araştırmacılar, Dünya Bankası’nın Eylül ayında yayımladığı İklim Göçü Konusunda Harekete Geçmek raporunda kullanılan araştırma yöntemini uyguladı.
Dünya Bankası’nın çalışmasına göre dünyada 2050 yılına kadar 216 milyon kişinin su ve gıda kıtlıkları ve aşırı hava olayları yüzünden göç etmek zorunda kalabileceği belirtiliyor.
Dünya Bankası araştırmasını daha da ileriye götürmeyi hedefleyen ve şehirler bazında uygulayan bu yeni çalışma, Orta Amerika ve Meksika’da şehirlere iklim krizinden kaynaklı olası göç hareketlerini inceliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Göç Haftası sırasında yayımlanan bu çalışma, iklim krizinin 2050 yılına kadar bu bölgedeki şehir merkezlerine 10.5 milyon kişinin göç etmesine neden olabileceğini belirtiyor.
Çalışma aynı zamanda dünyanın her yerinde büyük şehirlerin göç merkezlerine dönüşebileceğini öne sürüyor.
Dünya Bankası’na göre, 1 milyardan fazla kişinin iklim krizine bağlantılı nedenlerden dolayı yaşadıkları yerlerden ayrılma tehdidiyle karşı karşıya.
Ancak araştırmacılar, bu göç hareketlerinin bir kriz olarak algılanması gerekmediğini, erken uygulanan şehir planlamaları ve yerel yatırımlarla altyapı hazırlığı yapılabileceğini ifade ediyor.
Araştırmacılar, hükümetlerin ve şehirlerde yerel yönetimlerin iklim krizinin etkilerini azaltmak ve sürdürülebilir şehirleşme planları üzerine yaptıkları çalışmalara bu göç ihtimallerini de dahil etmelerini öneriyor.
The Guardian gazetesinin haberine göre İngiltere’de Londra ve Bristol şehirlerinde Belediye Başkanları iklim krizi sebepli göçlerin yönetimi konusunda önemli çalışmalar yapıyor.