LONDRA Kadın Dayanışması Platformu, yaklaşan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla 8 Kasım Pazartesi günü basın açıklaması yaptı. Kadına yönelik şiddetin herhangi bir coğrafya ile sınırlı olmadığının belirtildiği açıklamada, “Kadınlar, dünyanın dört bir yanında kadın cinayetlerine, her türden şiddete, hak gasplarına ve savaş politikalarına karşı örgütlü güçlerini büyüterek mücadeleye devam ediyorlar” ifadeleri kullanıldı.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü yaklaşırken, İngiltere’nin Londra şehrinde Londra Kadın Dayanışması Platformu bir basın açıklaması yaptı. Platform adına açıklamayı Gül Çiftçi okudu. Kadına yönelik şiddetle mücadele gününün 25 Kasım olarak belirlemesinde etken olan olayın hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“KADINA YÖNELİK ŞİDDET COĞRAFYA İLE SINIRLI DEĞİL”
“Şiddete karşı birlikte mücadeleye devam edeceğiz. 25 Kasım; Mirabal Kardeşler olarak bilinen Patria, Minerva ve María Teresa; adlı 3 kız kardeşin, Dominik Cumhuriyeti’nde iktidardaki Trijillo diktatörlüğüne karşı isyanı örgütledikleri için, devletin kolluk güçleri tarafından önce tecavüz edilip sonra katledildikleri günün adıdır. Ama kadın mücadelesinin diktatörler devirdiğinin kanıtıdır da aynı zamanda.
Mevcut kapitalist, ataerkil aklın oluşturduğu sistemde, kadına yönelik şiddet, herhangi bir coğrafya ile sınırlı değil. Kadın katliamları, şiddet, hak ihlalleri oransal olarak değişiklikler gösterse de ülke, bölge ayrımı olmaksızın yükselerek devam ediyor.
Dünyada her gün 137 kadın kendi ailelerinden biri veya eski partneri tarafından kadın oldukları için öldürülüyor. İngiltere’de sene başından bu yana 100 den fazla, Almanya’da 103, Fransa’ da 95, İtalya’da 75, İsviçre’de 24, Avusturya’da 22, Belçika’da 17 kadın katledildi.”
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN GEREKLERİNİ UYGULAMADILAR”
Covid-19 pandemisinin başlangıcıyla ilk olarak kadın haklarına yönelik saldırıların arttığına değinildi.
Kadınların çalışma koşulları ve aldığı ücretin eşitsizliğine dikkat çekilen açıklamada, “Yaşadığımız Avrupa coğrafyalarında yarı zamanlı, esnek ve evden çalışma, daha çok kadınlar üzerinden yaygınlaştırılarak kadınların yükü arttırılırken, cinsiyetler arası ücret farkı yükseldi. Katılaşan geleneksel rol modellerine yükselen enflasyon da eklenince, kadınlar üzerindeki yük çok daha fazla arttı. Avrupa’da da kadınlar daha fazla yoksullaştı, kadına yönelik her türden şiddet yükseldi. Buna rağmen, imzacı ülkeler, İstanbul sözleşmesinin gereklerini uygulamadılar, hatta Polonya, Macaristan ve Slovakya’da olduğu gibi tartışmalı hale getirilirken, Türkiye sözleşmeden çekildi. Oysa Türkiye ‘de durum daha da vahim, sene başından bu yana 290 kadın katledildi. Ortadoğu ve Afrika gibi savaş ortamlarında yüzbinlerce kadın, yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalırken, göç yollarında her türlü şiddete maruz kalıp, yaşamlarını yitirdiler. Geldikleri Avrupa ülkelerinde ise tutuldukları insanlık dışı kamplarda, şiddetin her türlüsünü yaşıyorlar. Genç işgücü açığı, mültecilerden seçilen kalifiye elemanlarla (çoğu kadın) ucuz işgücü olarak çözülüyor” ifadeleri kullanıldı.
“AFGANİSTANLI KADINLAR, KADIN DÜŞMANI TALİBAN’A KARŞI MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜYORLAR”
Taliban’ın, Afganistan’daki uygulamalarına da değinen Londra Kadın Dayanışması Platformu, son olarak şunları kaydetti:
“Taliban, Afganistan’da öğretmen, doktor, sanatçı, sporcu kadınları katletti ve katletmeye devam ediyor. Okullar kız çocuklarına kapatıldı. Dünya, Afganistanlı kadınların sesini duymadı, duymak istemedi. Ama Afganistanlı kadınlar, kadın düşmanı Taliban’a karşı mücadeleyi sürdürüyorlar. Dünya Afrin’deki kadınların sesini de duymadı, Türk devleti ve çetelerin uyguladığı vahşette Afrin’de her gün kadınlar kaçırılıyor, tecavüz edilip öldürülüyor, zorla göç ettiriliyor.
Bu gerçekliklere inat, kadın mücadelesi sınırları aşarak, ilham kaynağı olmaya devam ediyor. COVID 19’un yarattığı koşullara rağmen, kadın mücadelesi tüm dünyada umut verici boyutlara ulaştı. Kadınlar, dünyanın dört bir yanında kadın cinayetlerine, her türden şiddete, hak gasplarına ve savaş politikalarına karşı örgütlü güçlerini büyüterek mücadeleye devam ediyorlar.
Londra Kadın Dayanışma Platformu olarak bizler de, birbirimizden güç alarak, deneyimlerimizi paylaşarak kadına yönelik her türden şiddete karşı mücadelemizi yükseltmeyi sürdüreceğiz. Afrin ve Afganistan’daki kadınlar gibi dünyaya seslerini duyuramayan kadınların sesi olmaya devam edeceğiz. Biz kadınlar, özgürlük arayışçısıyız. Özgürlüğümüzü elde edinceye kadar mücadelemiz sürecek.”