Dünya genelinde 90 ülkede 476 milyondan fazla yerlinin yaşadığı tahmin ediliyor, bu da küresel nüfusun yüzde 6,2’sini, en yoksulların ise yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerinden ve Yerli Halkların Sorunları için Uluslararası Çalışma Grubunun (IWGIA) “Yerli Dünyası-2020” raporundan, dünyada yaşayan yerli halklara ilişkin bilgiler derlendi.
BM, diğer halkların veya devletlerin işgaline uğramadan önce belli coğrafyada yerleşmiş, geleneksel değerlerini, sosyal, kültürel veya siyasal yaşam şekillerini ve geleneksel kurumlarını tam veya kısmen koruyabilmiş toplumları, “yerli halk” olarak adlandırıyor.
Dünya çapında çok sayıda yerli halk, kendi kendini yönetmesine ve bazılarının çeşitli biçimlerde özerklik kurmada başarılı olmasına rağmen birçok yerli halk hala toprakları, bölgeleri ve kaynakları üzerinde kontrol uygulayan merkezi hükümetlerin nihai otoritesine tabi olarak yaşıyor.
BM verilerine göre, dünya genelinde 90 ülkede 476 milyondan fazla yerlinin yaşadığı tahmin ediliyor.
Yerli halklar; dünyanın tahmini 7 bin dilinin ezici bir çoğunluğunu konuşuyor ve 5 bin farklı kültürü temsil ediyor. Dünya nüfusunun yüzde 6,2’sini, yoksulların da yaklaşık yüzde 15’ini yerliler oluşturuyor.
BM Yerli Halklar Çalışma Grubunun ilk toplantısını yaptığı 9 Ağustos 1982 tarihi, “Uluslararası Dünya Yerli Halklar Günü” ilan edildi.
Dünyanın pek çok yerinde “9 Ağustos Dünya Yerli Halklar Günü” vesilesiyle kutlamalar yapılıyor.
“Uluslararası Dünya Yerli Halklar Günü”nün bu yılki teması; toplumsal sözleşmenin önemine ve yerli halkın toplumun egemen unsurlarınca dışlanmasına maruz kalmasına referansla, “Kimseyi geride bırakmamak: Yerli halklar ve yeni bir toplumsal sözleşme çağrısı” olarak belirlendi.
Yerli halkların topraklarından sürüldüğü, kültürlerinin ve dillerinin aşağılandığı, halklarının siyasi ve ekonomik faaliyetlerden dışlandığı birçok ülkede yerli halk, başlangıçta hiçbir zaman toplumsal sözleşmeye dahil edilmedi ve toplumsal sözleşme egemen nüfuslar arasında yapıldı.
Son yıllarda çeşitli toplumlar; özürler, hakikat ve uzlaşma çabaları, yasal reformlar ve anayasal reformlar da dahil olmak üzere bu sorunu çözmeye çalışırken, uluslararası düzeyde bu çabalar BM Deklarasyonu’nun kabul edilmesini ve “Yerli Halkların Hakları ve Yerli Sorunları Daimi Forumu” gibi danışma organlarını içeriyor.
BM rakamlarına bakıldığında, yerli halkların birçok konuda dezavantajlı konumda olduğu görülüyor.
Buna göre, küresel olarak yerli halkların yüzde 86’sından fazlası kayıt dışı ekonomide çalışırken; bu oran yerli olmayanlarda yüzde 66 olarak ifade ediliyor. Yerli halkların, yerli olmayanlara kıyasla aşırı yoksulluk içinde yaşama olasılığı yaklaşık üç kat daha fazla olarak dikkati çekiyor.
Küresel olarak istihdamda olan tüm yerli halkların yüzde 47’si eğitimsizken, yerli olmayanların yüzde 17’si eğitimsiz durumda. Bu farkın kadınlar için daha da yüksek olduğuna işaret ediliyor.
IWGIA’nın “Yeril Dünyası-2020” raporuna göre, Grönland’ın nüfusunun yüzde 88’i, Fransız Polinezyası’nın yüzde 80’i, Bolivya’nın yüzde 48’i, Guatemala’nın yüzde 43,8’i ve Nepal’in yüzde 36’sı yerlilerden oluşuyor. Nüfusa oranla en çok yerli bu ülkelerde yaşıyor.
Asya kıtası, “en çok yerliyi barındıran kıta” olarak öne çıkıyor.
Sadece Çin’de 112 milyon yerlinin yaşadığı tahmin ediliyor ve bu rakam, Çin’i en çok yerlinin yaşadığı ülke yapıyor.
Çin’i, 104 milyon yerliyle Hindistan, 60 milyon yerliyle Endonezya takip ediyor.